Dünyamızın Gündemi : 2030 Sürdürülebilir Kalkınma  nasıl dönüştürebiliriz – Deneme ve Yanılma yöntemi gündemde       

Yeni Dünya Düzenine Hoş Geldiniz : BM Tüm Ülkelerin Hükümeti Olabilir!Yakın gelecek nasıl bir Dünya görecez?

Önsöz

Gelmiş Geçmiş Sanai ve İnsani gelişim ve kalkınma nasıl Sürdürülebilir Kalkınma  dönüştürebiliriz?

Batı Dünyası ile Dünya üzerinde diğer İnsan toplukları ve ülkeler kopuk bir Gelişim izlenmekte.

Gündem insanlar, gezegen ve refah için bir eylem planıdır. Aynı zamanda evrensel barışı daha geniş bir özgürlük içinde güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Aşırı yoksulluk da dahil olmak üzere yoksulluğun tüm biçimleri ve boyutlarıyla ortadan kaldırılmasının en büyük küresel zorluk ve sürdürülebilir kalkınma için vazgeçilmez bir gereklilik olduğunun farkındayız. İşbirlikçi ortaklık içinde hareket eden tüm ülkeler ve tüm paydaşlar bu planı uygulayacaktır. İnsan ırkını yoksulluğun ve yoksulluğun zulmünden kurtarmaya ve gezegenimizi iyileştirmeye ve güvenceye almaya kararlıyız. Dünyayı sürdürülebilir ve dayanıklı bir yola sokmak için acilen ihtiyaç duyulan cesur ve dönüştürücü adımları atmaya kararlıyız. Bu toplu yolculuğa çıkarken, kimsenin geride kalmayacağına söz veriyoruz. Bugün açıkladığımız 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi ve 169 hedef, bu yeni evrensel Gündemin ölçeğini ve hırsını ortaya koyuyor. Binyıl Kalkınma Hedefleri üzerine inşa etmeye ve bunların başaramadığını tamamlamaya çalışıyorlar. Herkesin insan haklarını gerçekleştirmeye ve toplumsal cinsiyet eşitliğine ve tüm kadın ve kız çocuklarının güçlendirilmesine ulaşmaya çalışırlar. Entegre ve bölünmezdirler ve sürdürülebilir kalkınmanın üç boyutunu dengelerler: ekonomik, sosyal ve çevresel.

Amaçlar ve hedefler, önümüzdeki on beş yıl boyunca insanlık ve gezegen için kritik öneme sahip alanlarda eylemi teşvik edecek:

İnsanlar

Yoksulluğu ve açlığı tüm biçimleri ve boyutlarıyla sona erdirmeye ve tüm insanların potansiyellerini onurlu ve eşitlik içinde ve sağlıklı bir çevrede gerçekleştirmelerini sağlamaya kararlıyız.

Gezegen

Sürdürülebilir tüketim ve üretim, doğal kaynaklarını sürdürülebilir bir şekilde yönetme ve şimdiki ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını destekleyebilmesi için iklim değişikliği konusunda acil önlem alma yoluyla gezegeni bozulmaya karşı korumaya kararlıyız.

Refah

Tüm insanların müreffeh ve tatmin edici bir hayat sürmesini ve ekonomik, sosyal ve teknolojik ilerlemenin doğa ile uyum içinde gerçekleşmesini sağlamaya kararlıyız.

Barış

Korku ve şiddetten arınmış, barışçıl, adil ve kapsayıcı toplumları geliştirmeye kararlıyız. Barış olmadan sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir kalkınma olmadan da barış olamaz.

ortaklık

Güçlendirilmiş bir küresel dayanışma ruhuna dayalı, özellikle en yoksul ve en savunmasız kişilerin ihtiyaçlarına odaklanan ve tüm ülkelerin katılımıyla, yeniden canlandırılan Sürdürülebilir Kalkınma için Küresel Ortaklık yoluyla bu Gündemi uygulamak için gerekli araçları seferber etmeye kararlıyız. tüm paydaşlar ve tüm insanlar.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin birbiriyle olan bağlantıları ve bütünleşik doğası, yeni Gündemin amacının gerçekleştirilmesini sağlamada hayati önem taşımaktadır. Hedeflerimizi Gündem’in tamamında gerçekleştirirsek, herkesin yaşamı derinden iyileşecek ve dünyamız daha iyiye doğru dönüşecektir.

BEYANNAME

giriiş

1. Biz Devlet ve Hükümet Başkanları ve Yüksek Temsilciler olarak 25-27 Eylül 2015 tarihlerinde Birleşmiş Milletler’in New York’taki Genel Merkezinde kuruluşun yetmişinci yılını kutlarken bir araya gelerek bugün yeni küresel Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini belirledik.

2. Hizmet verdiğimiz halklar adına, kapsamlı, geniş kapsamlı ve insan merkezli evrensel ve dönüştürücü Amaçlar ve hedefler konusunda tarihi bir karar aldık. 2030 yılına kadar bu Gündemin tam olarak uygulanması için yorulmadan çalışmayı taahhüt ediyoruz. Aşırı yoksulluk da dahil olmak üzere yoksulluğun tüm biçim ve boyutlarıyla ortadan kaldırılmasının en büyük küresel zorluk ve sürdürülebilir kalkınma için vazgeçilmez bir gereklilik olduğunun farkındayız. Sürdürülebilir kalkınmayı üç boyutunda (ekonomik, sosyal ve çevresel) dengeli ve bütünleşik bir şekilde gerçekleştirmeye kararlıyız. Ayrıca Binyıl Kalkınma Hedefleri’ndeki başarıların üzerine inşa edeceğiz ve tamamlanmamış işlerini ele almaya çalışacağız.

3. Şimdiden 2030’a kadar her yerde yoksulluğu ve açlığı sona erdirmeye kararlıyız; ülkeler içindeki ve ülkeler arasındaki eşitsizliklerle mücadele etmek; barışçıl, adil ve kapsayıcı toplumlar inşa etmek; insan haklarını korumak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesini teşvik etmek; ve gezegenin ve doğal kaynaklarının kalıcı olarak korunmasını sağlamak. Farklı ulusal gelişme ve kapasite düzeylerini dikkate alarak, sürdürülebilir, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyüme, paylaşılan refah ve herkes için insana yakışır iş koşulları yaratmaya da kararlıyız.

4. Bu büyük toplu yolculuğa çıkarken, kimsenin geride kalmayacağına söz veriyoruz. İnsan onurunun esas olduğunu kabul ederek, tüm uluslar ve halklar ve toplumun tüm kesimleri için Amaç ve hedeflere ulaşıldığını görmek istiyoruz. Ve önce en geride olana ulaşmaya çalışacağız.

5. Bu, benzeri görülmemiş kapsam ve öneme sahip bir Gündemdir. Farklı ulusal gerçekleri, kapasiteleri ve gelişme düzeylerini dikkate alarak ve ulusal politikalara ve önceliklere saygı duyarak tüm ülkeler tarafından kabul edilir ve herkes için geçerlidir. Bunlar tüm dünyayı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri ilgilendiren evrensel amaç ve hedeflerdir. Entegre ve bölünmezdirler ve sürdürülebilir kalkınmanın üç boyutunu dengelerler.

6. Amaçlar ve hedefler, en yoksul ve en savunmasız kesimlerin seslerine özel bir ilgi gösteren, dünya çapında sivil toplum ve diğer paydaşlarla iki yıldan fazla süren yoğun istişare ve katılımın sonucudur. Bu istişare, Genel Kurul Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Açık Çalışma Grubu ve Genel Sekreteri Aralık 2014’te bir sentez raporu sunan Birleşmiş Milletler tarafından yapılan değerli çalışmaları içermektedir.

Vizyonumuz

7. Bu Amaç ve hedeflerde son derece iddialı ve dönüştürücü bir vizyon ortaya koyuyoruz. Yoksulluğun, açlığın, hastalığın ve yokluğun olmadığı, tüm yaşamın gelişebileceği bir dünya tasavvur ediyoruz. Korku ve şiddetin olmadığı bir dünya hayal ediyoruz. Evrensel okuryazarlığa sahip bir dünya. Fiziksel, zihinsel ve sosyal refahın güvence altına alındığı, her düzeyde kaliteli eğitime, sağlık hizmetlerine ve sosyal korumaya eşit ve evrensel erişimin olduğu bir dünya. İnsanların güvenli içme suyu ve hıfzıssıhha koşullarına ilişkin taahhütlerimizi yeniden teyit ettiğimiz ve hijyenin iyileştirildiği bir dünya; ve gıdanın yeterli, güvenli, karşılanabilir ve besleyici olduğu yerler. İnsan yaşam alanlarının güvenli, dirençli ve sürdürülebilir olduğu ve karşılanabilir, güvenilir ve sürdürülebilir enerjiye evrensel erişimin olduğu bir dünya.

8. İnsan haklarına ve insan onuru, hukukun üstünlüğü, adalet, eşitlik ve ayrımcılık yapılmamasına evrensel saygı duyulan bir dünya tasavvur ediyoruz; ırk, etnik köken ve kültürel çeşitliliğe saygı; ve insan potansiyelinin tam olarak gerçekleştirilmesine izin veren ve paylaşılan refaha katkıda bulunan fırsat eşitliği. Çocuklarına yatırım yapan, her çocuğun şiddet ve sömürüden uzak büyüdüğü bir dünya. Her kadın ve kız çocuğunun tam cinsiyet eşitliğinden yararlandığı ve güçlenmelerinin önündeki tüm yasal, sosyal ve ekonomik engellerin kaldırıldığı bir dünya. En savunmasız kişilerin ihtiyaçlarının karşılandığı adil, eşitlikçi, hoşgörülü, açık ve sosyal olarak kapsayıcı bir dünya.

9. Her ülkenin sürekli, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeye ve herkes için insana yakışır işlere sahip olduğu bir dünya tasavvur ediyoruz. Havadan karaya, nehirler, göller ve su birikintilerinden okyanuslara ve denizlere kadar tüm doğal kaynakların tüketim ve üretim kalıplarının ve kullanımının sürdürülebilir olduğu bir dünya. Demokrasi, iyi yönetişim ve hukukun üstünlüğünün yanı sıra ulusal ve uluslararası düzeyde elverişli bir ortamın, sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik büyüme, sosyal gelişme, çevre koruma ve yoksulluk ve açlığın ortadan kaldırılması dahil olmak üzere sürdürülebilir kalkınma için gerekli olduğu bir ülke. Teknolojinin geliştirilmesi ve uygulanmasının iklime duyarlı olduğu, biyoçeşitliliğe saygı duyduğu ve dirençli olduğu bir alan. İnsanlığın doğa ile uyum içinde yaşadığı, vahşi yaşamın ve diğer canlı türlerinin korunduğu bir yer.

Ortak ilkelerimiz ve taahhütlerimiz

10. Yeni Gündem, uluslararası hukuka tam saygı da dahil olmak üzere, Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkeleri tarafından yönlendirilir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, uluslararası insan hakları sözleşmeleri, Milenyum Beyannamesi ve 2005 Dünya Zirvesi Sonuç Belgesi’ne dayanmaktadır. Gelişme Hakkı Bildirgesi gibi diğer araçlar tarafından bilgilendirilir.

11. Sürdürülebilir kalkınma için sağlam bir temel oluşturan ve yeni Gündemin şekillenmesine yardımcı olan tüm önemli BM konferanslarının ve zirvelerinin sonuçlarını yeniden teyit ediyoruz. Bunlar, Çevre ve Kalkınmaya ilişkin Rio Deklarasyonu; Sürdürülebilir Kalkınma Dünya Zirvesi; Dünya Sosyal Kalkınma Zirvesi; Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı Eylem Programı, Pekin Eylem Platformu; ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı (“Rio+ 20”). Ayrıca, En Az Gelişmiş Ülkelere ilişkin Dördüncü Birleşmiş Milletler Konferansı, Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletlerine ilişkin Üçüncü Uluslararası Konferans; Karayla çevrili Gelişmekte Olan Ülkelere İlişkin İkinci Birleşmiş Milletler Konferansı;

12. Diğerlerinin yanı sıra, ilke 7’de belirtilen ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ilkesi dahil olmak üzere, Rio Çevre ve Kalkınma Bildirgesi’nin tüm ilkelerini yeniden teyit ediyoruz.

13. Bu büyük konferanslarda ve zirvelerde yer alan zorluklar ve taahhütler birbiriyle ilişkilidir ve entegre çözümler gerektirir. Bunları etkili bir şekilde ele almak için yeni bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Sürdürülebilir kalkınma, yoksulluğun tüm biçimleri ve boyutlarıyla ortadan kaldırılmasının, ülkeler içinde ve arasında eşitsizlikle mücadele edilmesinin, gezegenin korunmasının, sürdürülebilir, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin yaratılmasının ve sosyal içermenin teşvik edilmesinin birbiriyle bağlantılı ve birbirine bağımlı olduğunu kabul eder.

Bugün dünyamız

14. Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik muazzam zorlukların olduğu bir zamanda buluşuyoruz. Milyarlarca vatandaşımız yoksulluk içinde yaşamaya devam ediyor ve onurlu bir yaşamdan mahrum bırakılıyor. Ülkeler içinde ve ülkeler arasında artan eşitsizlikler var. Muazzam fırsat, zenginlik ve güç eşitsizlikleri var. Cinsiyet eşitsizliği önemli bir sorun olmaya devam ediyor. İşsizlik, özellikle genç işsizliği, önemli bir endişe kaynağıdır. Küresel sağlık tehditleri, daha sık ve yoğun doğal afetler, sarmal çatışmalar, şiddetli aşırıcılık, terörizm ve ilgili insani krizler ve insanların zorla yerinden edilmesi, son on yıllarda kaydedilen kalkınma ilerlemesinin çoğunu tersine çevirmekle tehdit ediyor. Çölleşme, kuraklık, arazi bozulması, tatlı su kıtlığı ve biyolojik çeşitlilik kaybı dahil olmak üzere doğal kaynakların tükenmesi ve çevresel bozulmanın olumsuz etkileri, insanlığın karşı karşıya olduğu zorluklar listesine yenilerini ekliyor ve bu listeyi şiddetlendiriyor. İklim değişikliği, zamanımızın en büyük zorluklarından biridir ve olumsuz etkileri, tüm ülkelerin sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirme kabiliyetini baltalamaktadır. Küresel sıcaklıktaki artışlar, deniz seviyesinin yükselmesi, okyanus asitlenmesi ve diğer iklim değişikliği etkileri, en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada devletleri de dahil olmak üzere kıyı bölgelerini ve alçak kıyı ülkelerini ciddi şekilde etkiliyor. Pek çok toplumun ve gezegenin biyolojik destek sistemlerinin hayatta kalması risk altındadır. okyanus asitlenmesi ve diğer iklim değişikliği etkileri, en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada devletleri dahil olmak üzere, kıyı bölgelerini ve alçak kıyı ülkelerini ciddi şekilde etkilemektedir. Pek çok toplumun ve gezegenin biyolojik destek sistemlerinin hayatta kalması risk altındadır. okyanus asitlenmesi ve diğer iklim değişikliği etkileri, en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada devletleri dahil olmak üzere, kıyı bölgelerini ve alçak kıyı ülkelerini ciddi şekilde etkilemektedir. Pek çok toplumun ve gezegenin biyolojik destek sistemlerinin hayatta kalması risk altındadır.

15. Bununla birlikte, aynı zamanda muazzam bir fırsat zamanıdır. Birçok geliştirme zorluğunun üstesinden gelinmesinde önemli ilerleme kaydedilmiştir. Geçen nesil içinde, yüz milyonlarca insan aşırı yoksulluktan kurtuldu. Eğitime erişim hem erkek hem de kız çocukları için büyük ölçüde artmıştır. Bilgi ve iletişim teknolojisinin yayılması ve küresel bağlantılılık, tıpkı tıp ve enerji gibi çok çeşitli alanlarda bilimsel ve teknolojik yeniliklerin yaptığı gibi, insanlığın ilerlemesini hızlandırmak, dijital uçurumu kapatmak ve bilgi toplumlarını geliştirmek için büyük bir potansiyele sahiptir.

16. Yaklaşık on beş yıl önce Binyıl Kalkınma Hedefleri kabul edildi. Bunlar, kalkınma için önemli bir çerçeve sağladı ve birçok alanda önemli ilerlemeler kaydedildi. Ancak ilerleme, özellikle Afrika’da, en az gelişmiş ülkelerde, karayla çevrili gelişmekte olan ülkelerde ve gelişmekte olan küçük ada devletlerinde dengesiz olmuştur ve özellikle anne, yenidoğan ve çocuk sağlığı ve üreme sağlığı ile ilgili olanlar olmak üzere bazı BKH’ler yolundan sapmıştır. . Özellikle en az gelişmiş ülkelere ve diğer özel durumlardaki ülkelere, ilgili destek programları doğrultusunda odaklanmış ve genişletilmiş yardım sağlayarak, iz bırakmayan BKH’ler de dahil olmak üzere tüm BKH’lerin tam olarak gerçekleştirilmesini taahhüt ediyoruz. Yeni Gündem, Binyıl Kalkınma Hedefleri üzerine kuruludur ve bunların başaramadığını tamamlamaya çalışır,

17. Ancak bugün duyurduğumuz çerçeve, kapsamında Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin çok ötesine geçmektedir. Yoksulluğun ortadan kaldırılması, sağlık, eğitim ve gıda güvenliği ve beslenme gibi sürekli kalkınma önceliklerinin yanı sıra, çok çeşitli ekonomik, sosyal ve çevresel hedefler belirler. Aynı zamanda daha barışçıl ve kapsayıcı toplumlar vaat ediyor. Aynı zamanda, kritik olarak, uygulama araçlarını tanımlar. Kararlaştırdığımız bütünleşik yaklaşımı yansıtan, yeni Amaçlar ve hedefler arasında derin iç bağlantılar ve kesişen birçok unsur var.

Yeni Gündem

18. Bugün 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefini, birbiriyle bütünleşmiş ve bölünmez 169 bağlantılı hedefle birlikte açıklıyoruz. Dünya liderleri daha önce hiç bu kadar geniş ve evrensel bir politika gündeminde ortak eylem ve çaba sözü vermemişti. Sürdürülebilir kalkınma yolunda birlikte yola çıkıyoruz, kendimizi kolektif olarak tüm ülkelere ve dünyanın her yerine büyük kazanımlar getirebilecek küresel kalkınma ve “kazan-kazan” işbirliği arayışına adadık. Her Devletin tüm serveti, doğal kaynakları ve ekonomik faaliyetleri üzerinde tam kalıcı egemenliğe sahip olduğunu ve bunu özgürce uygulayacağını yeniden teyit ediyoruz. Gündemi herkesin yararına, bugünün ve gelecek nesillerin yararına uygulayacağız. Bunu yaparken,

19. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin yanı sıra insan hakları ve uluslararası hukukla ilgili diğer uluslararası belgelerin önemini yeniden teyit ediyoruz. Birleşmiş Milletler Şartı’na uygun olarak, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi ayrım gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygı duyma, bunları koruma ve geliştirme konusunda tüm Devletlerin sorumluluklarını vurguluyoruz. veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğum, engellilik veya başka bir durum.

20. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesinin gerçekleştirilmesi, tüm Amaçlar ve hedefler doğrultusunda ilerlemeye çok önemli bir katkı sağlayacaktır. İnsanlığın tam potansiyeline ve sürdürülebilir kalkınmaya ulaşılması, insanlığın yarısının tüm insan haklarından ve fırsatlarından mahrum bırakılmaya devam etmesi halinde mümkün değildir. Kadınlar ve kız çocukları kaliteli eğitime, ekonomik kaynaklara ve siyasi katılıma eşit erişimin yanı sıra her düzeyde istihdam, liderlik ve karar alma için erkekler ve erkek çocuklarla eşit fırsatlardan yararlanmalıdır. Küresel, bölgesel ve ulusal düzeylerde toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesi ile ilgili kurumlara yönelik desteği güçlendirmek ve cinsiyet uçurumunu kapatmak için yatırımlarda önemli bir artış için çalışacağız. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türlü ayrımcılık ve şiddet ortadan kaldırılacak, erkeklerin ve erkek çocukların katılımı yoluyla dahil olmak üzere. Gündemin uygulanmasında toplumsal cinsiyet perspektifinin sistematik olarak yaygınlaştırılması çok önemlidir.

21. 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan yeni Amaç ve Hedefler, önümüzdeki onbeş yılda alacağımız kararlara yön verecektir. Hepimiz, farklı ulusal gerçekleri, kapasiteleri ve gelişme düzeylerini dikkate alarak ve ulusal politikalara ve önceliklere saygı duyarak Gündemi kendi ülkelerimizde ve bölgesel ve küresel düzeylerde uygulamak için çalışacağız. ilgili uluslararası kurallar ve taahhütlerle tutarlı kalarak, özellikle gelişmekte olan ülkeler için sürdürülebilir ekonomik büyüme. Sürdürülebilir kalkınmada bölgesel ve alt-bölgesel boyutların, bölgesel ekonomik entegrasyonun ve birbirine bağlılığın önemini de kabul ediyoruz.

22. Her ülke, sürdürülebilir kalkınma arayışında belirli zorluklarla karşı karşıyadır. En savunmasız ülkeler ve özellikle Afrika ülkeleri, en az gelişmiş ülkeler, karayla çevrili gelişmekte olan ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada devletleri, tıpkı çatışma durumundaki ülkeler ve çatışma sonrası ülkeler gibi özel ilgiyi hak ediyor. Birçok orta gelirli ülkede de ciddi zorluklar var.

23. Savunmasız olan insanlar güçlendirilmelidir. İhtiyaçları Gündeme yansıtılanlar arasında tüm çocuklar, gençler, engelliler (%80’den fazlası yoksulluk içinde yaşayan), HIV/AIDS ile yaşayan insanlar, yaşlılar, yerli halklar, mülteciler ve ülke içinde yerinden edilmiş kişiler ve göçmenler bulunmaktadır. Engelleri ve kısıtlamaları kaldırmak, desteği güçlendirmek ve karmaşık insani acil durumlardan etkilenen bölgelerde ve terörizmden etkilenen bölgelerde yaşayan insanların özel ihtiyaçlarını karşılamak için uluslararası hukuka uygun olarak daha fazla etkili tedbir ve eylemde bulunmaya kararlıyız.

24. 2030 yılına kadar aşırı yoksulluğu ortadan kaldırmak da dahil olmak üzere, yoksulluğun tüm biçimleri ve boyutlarıyla sona erdirmeye kararlıyız. Sosyal koruma sistemleri de dahil olmak üzere tüm insanlar temel bir yaşam standardına sahip olmalıdır. Ayrıca açlığı sona erdirmeye, gıda güvenliğini öncelikli olarak sağlamaya ve her türlü yetersiz beslenmeyi sona erdirmeye kararlıyız. Bu bağlamda, Dünya Gıda Güvenliği Komitesi’nin önemli rolünü ve kapsayıcı doğasını yeniden teyit ediyor ve Beslenme ve Eylem Çerçevesine ilişkin Roma Deklarasyonunu memnuniyetle karşılıyoruz. Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle de en az gelişmiş ülkelerdeki küçük çiftçileri, özellikle kadın çiftçileri, çobanları ve balıkçıları destekleyerek, kırsal alanların kalkınmasına ve sürdürülebilir tarım ve balıkçılığa kaynak ayıracağız.

25. Erken çocukluk, ilk, orta, üçüncü, teknik ve mesleki eğitim olmak üzere her düzeyde kapsayıcı ve eşit kalitede eğitim sağlamayı taahhüt ediyoruz. Cinsiyet, yaş, ırk, etnik köken ve engelliler, göçmenler, yerli halklar, çocuklar ve gençler, özellikle savunmasız durumda olanlar, ne olursa olsun, tüm insanlar, bilgi ve becerileri kazanmalarına yardımcı olan yaşam boyu öğrenme fırsatlarına erişebilmelidir. fırsatlardan yararlanmak ve topluma tam olarak katılmak için gereklidir. Çocuklara ve gençlere haklarını ve yeteneklerini tam olarak gerçekleştirmeleri için besleyici bir ortam sağlamak için çaba göstereceğiz, güvenli okullar ve uyumlu topluluklar ve aileler aracılığıyla ülkelerimizin demografik temettü elde etmesine yardımcı olacağız.

26. Fiziksel ve zihinsel sağlığı ve esenliği geliştirmek ve herkesin ortalama yaşam süresini uzatmak için evrensel sağlık kapsamına ve kaliteli sağlık hizmetlerine erişime sahip olmalıyız. Kimse geride kalmamalı. Önlenebilir tüm ölümleri 2030’dan önce sona erdirerek yenidoğan, çocuk ve anne ölümlerinin azaltılmasında bugüne kadar kaydedilen ilerlemeyi hızlandırmayı taahhüt ediyoruz. Aile planlaması, bilgi ve eğitim de dahil olmak üzere cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine evrensel erişimi sağlamayı taahhüt ediyoruz. . Sıtma, HIV/AIDS, tüberküloz, hepatit, Ebola ve diğer bulaşıcı hastalıklar ve salgın hastalıklarla mücadelede kaydedilen ilerlemeyi, artan anti-mikrobiyal direnci ve gelişmekte olan ülkeleri etkileyen gözetimsiz hastalıklar sorununu ele alarak eşit şekilde hızlandıracağız.

27. Tüm ülkelerimiz için güçlü ekonomik temeller oluşturmaya çalışacağız. Sürdürülebilir, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyüme, refah için şarttır. Bu da ancak servet paylaşılırsa ve gelir eşitsizliği giderilirse mümkün olacaktır. Dinamik, sürdürülebilir, yenilikçi ve insan merkezli ekonomiler inşa etmek, özellikle gençlerin istihdamını ve kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesini ve herkes için insana yakışır işleri teşvik etmek için çalışacağız. Zorla çalıştırmayı ve insan kaçakçılığını ortadan kaldıracağız ve her türlü çocuk işçiliğini sona erdireceğiz. Üretken ve tatmin edici bir iş ve topluma tam katılım için gerekli bilgi ve becerilere sahip sağlıklı ve iyi eğitimli bir iş gücüne sahip olmaktan tüm ülkeler faydalanacaktır. En az gelişmiş ülkelerin üretim kapasitelerini yapısal dönüşüm de dahil olmak üzere tüm sektörlerde güçlendireceğiz. Üretim kapasitelerini, üretkenliği ve üretken istihdamı artırıcı politikalar benimseyeceğiz; finansal katılım; sürdürülebilir tarım, pastoralist ve balıkçılık gelişimi; sürdürülebilir endüstriyel gelişme; karşılanabilir, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerji hizmetlerine evrensel erişim; sürdürülebilir ulaşım sistemleri; ve kaliteli ve dayanıklı altyapı.

28. Toplumlarımızın mal ve hizmet üretme ve tüketme biçiminde köklü değişiklikler yapmayı taahhüt ediyoruz. Hükümetler, uluslararası kuruluşlar, iş sektörü ve diğer devlet dışı aktörler ve bireyler, gelişmekte olan ülkelerin bilimsel, teknolojik ve yenilikçiliğini güçlendirmek için tüm kaynaklardan mali ve teknik yardımın seferber edilmesi de dahil olmak üzere sürdürülemez tüketim ve üretim modellerinin değiştirilmesine katkıda bulunmalıdır. daha sürdürülebilir tüketim ve üretim kalıplarına doğru hareket etme kapasiteleri. Sürdürülebilir Tüketim ve Üretime İlişkin 10 Yıllık Programlar Çerçevesinin uygulanmasını teşvik ediyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin gelişmişlik ve kabiliyetlerini dikkate alarak gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm ülkeler harekete geçmektedir.

29. Kapsayıcı büyüme ve sürdürülebilir kalkınma için göçmenlerin olumlu katkılarını kabul ediyoruz. Ayrıca, uluslararası göçün menşe, geçiş ve varış ülkelerinin gelişimi için büyük önem taşıyan ve tutarlı ve kapsamlı yanıtlar gerektiren çok boyutlu bir gerçeklik olduğunun da farkındayız. İnsan haklarına tam saygıyı ve göçmenlerin, mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin göçmen statüsüne bakılmaksızın insani muameleyi içeren güvenli, düzenli ve düzenli göçü sağlamak için uluslararası işbirliği yapacağız. Bu tür bir işbirliği, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, mültecilere ev sahipliği yapan toplulukların dayanıklılığını da güçlendirmelidir. Göçmenlerin vatandaşı oldukları ülkeye geri dönme hakkının altını çiziyor ve Devletlerin geri dönen vatandaşlarının usulüne uygun olarak kabul edilmesini sağlamaları gerektiğini hatırlatıyoruz.

30. Devletlere, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, ekonomik ve sosyal kalkınmanın tam olarak gerçekleşmesini engelleyen, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler Şartı’na uygun olmayan herhangi bir tek taraflı ekonomik, mali veya ticari önlemi ilan etmekten ve uygulamaktan kaçınmaları şiddetle tavsiye edilir.

31. UNFCCC’nin iklim değişikliğine küresel müdahaleyi müzakere etmek için birincil uluslararası, hükümetler arası forum olduğunu kabul ediyoruz. İklim değişikliği ve çevresel bozulmanın oluşturduğu tehdidi kararlı bir şekilde ele almaya kararlıyız. İklim değişikliğinin küresel doğası, küresel sera gazı emisyonlarının azaltılmasını hızlandırmayı ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyumu ele almayı amaçlayan mümkün olan en geniş uluslararası işbirliğini gerektirmektedir. Tarafların 2020 yılına kadar küresel yıllık sera gazı emisyonları açısından azaltma taahhütlerinin toplam etkisi ile küresel ortalama sıcaklıktaki artışı 2 °C’nin altında tutma olasılığıyla tutarlı toplam emisyon yolları arasındaki önemli farkı ciddi bir endişeyle not ediyoruz. veya endüstri öncesi seviyelerin 1,5 °C üzerinde.

32. Aralık ayında Paris’te yapılacak COP21 konferansına baktığımızda, tüm Devletlerin iddialı ve evrensel bir iklim anlaşması için çalışma taahhüdünün altını çiziyoruz. Protokolün, başka bir yasal belgenin veya Sözleşme kapsamında tüm Taraflar için geçerli olan yasal güce sahip mutabık kalınan sonucun, diğerlerinin yanı sıra hafifletme, uyum, finans, teknoloji geliştirme ve transferi ve kapasite geliştirme ve şeffaflığı dengeli bir şekilde ele alacağını yeniden teyit ediyoruz. eylem ve destek.

33. Sosyal ve ekonomik kalkınmanın gezegenimizin doğal kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine bağlı olduğunun farkındayız. Bu nedenle okyanusları ve denizleri, tatlı su kaynaklarını, ayrıca ormanları, dağları ve kurak alanları korumaya ve sürdürülebilir bir şekilde kullanmaya ve biyolojik çeşitliliği, ekosistemleri ve vahşi yaşamı korumaya kararlıyız. Ayrıca sürdürülebilir turizmi teşvik etmeye, su kıtlığı ve su kirliliğiyle mücadele etmeye, çölleşme, toz fırtınaları, arazi bozulması ve kuraklık konularında işbirliğini güçlendirmeye ve dayanıklılığı ve afet risklerini azaltmayı teşvik etmeye kararlıyız. Bu bağlamda, 2016 yılında Meksika’da yapılacak olan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesinin COP13’ünü sabırsızlıkla bekliyoruz.

34. Sürdürülebilir kentsel gelişme ve yönetimin insanlarımızın yaşam kalitesi için çok önemli olduğunun farkındayız. Topluluk uyumunu ve kişisel güvenliği teşvik etmek ve inovasyonu ve istihdamı teşvik etmek amacıyla şehirlerimizi ve insan yerleşimlerini yenilemek ve planlamak için yerel makamlar ve topluluklarla birlikte çalışacağız. Çevreye duyarlı yönetim ve kimyasalların güvenli kullanımı, atıkların azaltılması ve geri dönüştürülmesi ve su ve enerjinin daha verimli kullanımı dahil olmak üzere kentsel faaliyetlerin ve insan sağlığı ve çevre için tehlikeli kimyasalların olumsuz etkilerini azaltacağız. Ve şehirlerin küresel iklim sistemi üzerindeki etkisini en aza indirmek için çalışacağız. Ulusal, kırsal ve kentsel kalkınma strateji ve politikalarımızda nüfus eğilimleri ve projeksiyonlarını da dikkate alacağız.

35. Barış ve güvenlik olmadan sürdürülebilir kalkınma gerçekleştirilemez; ve sürdürülebilir kalkınma olmadan barış ve güvenlik risk altında olacaktır. Yeni Gündem, adalete eşit erişim sağlayan ve insan haklarına (gelişme hakkı dahil) saygıya, etkin hukukun üstünlüğüne ve her düzeyde iyi yönetişime dayalı barışçıl, adil ve kapsayıcı toplumlar inşa etme ihtiyacını kabul eder. şeffaf, etkin ve hesap verebilir kurumlar. Eşitsizlik, yolsuzluk, kötü yönetişim ve yasadışı mali ve silah akışı gibi şiddet, güvensizlik ve adaletsizliğe yol açan faktörler Gündemde ele alınmaktadır. Kadınların barış inşası ve devlet inşasında rol almasını sağlamak da dahil olmak üzere, çatışmayı çözmek veya önlemek ve çatışma sonrası ülkeleri desteklemek için çabalarımızı iki katına çıkarmalıyız.

36. Kültürler arası anlayışı, hoşgörüyü, karşılıklı saygıyı ve küresel vatandaşlık etiğini ve ortak sorumluluğu geliştirmeyi taahhüt ediyoruz. Dünyanın doğal ve kültürel çeşitliliğini kabul ediyoruz ve tüm kültürlerin ve medeniyetlerin sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunabileceğini ve bunun önemli sağlayıcıları olduğunu kabul ediyoruz.

37. Spor aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir sağlayıcısıdır. Sporun hoşgörü ve saygıyı teşvik ederek kalkınma ve barışın gerçekleştirilmesine artan katkısını ve kadınların ve gençlerin, bireylerin ve toplulukların güçlendirilmesine ve sağlık, eğitim ve sosyal içerme hedeflerine yaptığı katkıları kabul ediyoruz. .

38. Birleşmiş Milletler Şartı uyarınca, Devletlerin toprak bütünlüğüne ve siyasi bağımsızlığına saygı gösterilmesi gereğini yeniden teyit ediyoruz.

Uygulama Araçları

39. Yeni Gündemin ölçeği ve amacı, uygulanmasını sağlamak için yeniden canlandırılmış bir Küresel Ortaklık gerektirir. Bunu tamamen taahhüt ediyoruz. Bu Ortaklık, özellikle en yoksullar ve savunmasız durumdaki insanlarla dayanışma olmak üzere küresel bir dayanışma ruhu içinde çalışacaktır. Hükümetleri, özel sektörü, sivil toplumu, Birleşmiş Milletler sistemini ve diğer aktörleri bir araya getirerek ve mevcut tüm kaynakları harekete geçirerek, tüm Amaç ve hedeflerin uygulanmasını desteklemek için yoğun bir küresel katılımı kolaylaştıracaktır.

40. 17. Hedef ve her bir SDG kapsamındaki uygulama hedeflerinin araçları, Gündemimizi gerçekleştirmenin anahtarıdır ve diğer Amaçlar ve hedeflerle eşit öneme sahiptir. SKH’ler de dahil olmak üzere Gündem, Addis Ababa’da düzenlenen Üçüncü Uluslararası Kalkınmanın Finansmanı Konferansı’nın sonuç belgesinde belirtilen somut politikalar ve eylemlerle desteklenen, sürdürülebilir kalkınma için canlandırılmış bir küresel ortaklık çerçevesinde karşılanabilir. 13-16 Temmuz 2015. 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin ayrılmaz bir parçası olan Addis Ababa Eylem Gündemi’nin Genel Kurul tarafından onaylanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Addis Ababa Eylem Gündeminin tam olarak uygulanmasının, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının ve hedeflerinin gerçekleştirilmesi için kritik öneme sahip olduğunun farkındayız.

41. Her ülkenin kendi ekonomik ve sosyal kalkınmasından birincil derecede sorumlu olduğunu kabul ediyoruz. Yeni Gündem, Amaç ve hedeflerin uygulanması için gerekli araçları ele almaktadır. Bunların, finansal kaynakların seferber edilmesinin yanı sıra kapasite geliştirme ve çevreye duyarlı teknolojilerin gelişmekte olan ülkelere, karşılıklı olarak mutabık kalındığı üzere, imtiyazlı ve tercihli koşullar da dahil olmak üzere uygun koşullarda transferini kapsayacağının farkındayız. Hem yerel hem de uluslararası kamu maliyesi, temel hizmetlerin ve kamu mallarının sağlanmasında ve diğer mali kaynakların harekete geçirilmesinde hayati bir rol oynayacaktır. Mikro işletmelerden kooperatiflere ve çok uluslu şirketlere kadar çeşitlilik gösteren özel sektörün rolünü kabul ediyoruz.

42. İstanbul Deklarasyonu ve Eylem Programı, SIDS Hızlandırılmış Eylem Yöntemleri (SAMOA) Yolu, 2014-2024 Yılları için Karayla Sınırı Olmayan Gelişmekte Olan Ülkeler için Viyana Eylem Programı dahil olmak üzere ilgili strateji ve eylem programlarının uygulanmasını destekliyoruz. ve Afrika Birliği’nin Gündem 2063’ü ve Afrika’nın Kalkınması için Yeni Ortaklık (NEPAD) programını desteklemenin önemini bir kez daha teyit etmek, bunların tümü yeni Gündemin ayrılmaz bir parçasıdır. Çatışma ve çatışma sonrası durumlardaki ülkelerde kalıcı barışa ve sürdürülebilir kalkınmaya ulaşmanın önündeki en büyük zorluğun farkındayız.

43. Uluslararası kamu maliyesinin, özellikle sınırlı yerel kaynaklara sahip en yoksul ve en savunmasız ülkelerde, ülkelerin kamu kaynaklarını yurt içinde seferber etme çabalarını tamamlamada önemli bir rol oynadığını vurguluyoruz. RKY de dahil olmak üzere uluslararası kamu maliyesinin önemli bir kullanımı, kamu ve özel diğer kaynaklardan ek kaynak seferberliğini katalize etmektir. RKY sağlayıcıları, birçok gelişmiş ülkenin gelişmekte olan ülkeler için RKY/GSMH’nin %0,7’si ve en az gelişmiş ülkeler için RKY/GSMH’nin %0,15 ila %0,2’si hedefine ulaşma taahhüdü dahil olmak üzere ilgili taahhütlerini yeniden teyit etmektedir.

44. Uluslararası finans kuruluşlarının, yetkileri doğrultusunda her ülkenin, özellikle de gelişmekte olan ülkelerin politika alanını desteklemelerinin önemini kabul ediyoruz. Afrika ülkeleri, en az gelişmiş ülkeler, karayla çevrili gelişmekte olan ülkeler, gelişmekte olan küçük ada Devletleri ve orta gelirli ülkeler dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin uluslararası ekonomik karar verme, norm belirleme ve küresel ekonomik yönetişim.

45. Ulusal parlamentoların mevzuat çıkarmaları ve bütçeleri kabul etmeleri yoluyla ve taahhütlerimizin etkili bir şekilde uygulanması için hesap verebilirliği sağlamadaki rolleri yoluyla temel rolünü de kabul ediyoruz. Hükümetler ve kamu kurumları ayrıca bölgesel ve yerel makamlar, alt bölgesel kurumlar, uluslararası kurumlar, akademi, hayırsever kuruluşlar, gönüllü grupları ve diğerleriyle uygulama konusunda yakın bir şekilde çalışacaktır.

46. ​​SKH’lere ve sürdürülebilir kalkınmaya ulaşılmasını desteklemede yeterli kaynaklara sahip, ilgili, tutarlı, verimli ve etkili bir BM sisteminin önemli rolünün ve karşılaştırmalı avantajının altını çiziyoruz. Ülke düzeyinde güçlendirilmiş ulusal sahiplenmenin ve liderliğin önemini vurgularken, bu Gündem bağlamında Birleşmiş Milletler kalkınma sisteminin uzun vadeli konumlandırılmasına ilişkin devam eden ECOSOC Diyaloğuna desteğimizi ifade ediyoruz.

Takip ve inceleme

47. Hükümetlerimiz, önümüzdeki on beş yıl içinde Amaç ve hedeflerin uygulanmasında kaydedilen ilerlemeyle ilgili olarak ulusal, bölgesel ve küresel düzeylerde takip ve inceleme konusunda birincil sorumluluğa sahiptir. Vatandaşlarımıza hesap verebilirliği desteklemek için, bu Gündemde ve Addis Ababa Eylem Gündeminde belirtildiği gibi çeşitli düzeylerde sistematik takip ve inceleme sağlayacağız. Genel Kurul ve Ekonomik ve Sosyal Konsey’in himayesindeki Üst Düzey Siyasi Forum, küresel düzeyde takip ve incelemenin gözetiminde merkezi bir role sahip olacaktır.

48. Bu çalışmaya yardımcı olmak için göstergeler geliştirilmektedir. İlerlemenin ölçülmesine yardımcı olmak ve kimsenin geride kalmamasını sağlamak için kaliteli, erişilebilir, zamanında ve güvenilir ayrıştırılmış verilere ihtiyaç duyulacaktır. Bu tür veriler karar vermenin anahtarıdır. Mevcut raporlama mekanizmalarından elde edilen veriler ve bilgiler mümkün olan yerlerde kullanılmalıdır. Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle Afrika ülkelerinde, en az gelişmiş ülkelerde, karayla çevrili gelişmekte olan ülkelerde, gelişmekte olan küçük ada devletlerinde ve orta gelirli ülkelerde istatistiksel kapasiteleri güçlendirmeye yönelik çabalarımızı yoğunlaştırmayı kabul ediyoruz. Gayri safi yurtiçi hasılayı (GSYİH) tamamlamak için daha geniş ilerleme ölçütleri geliştirmeye kararlıyız.

Dünyamızı değiştirmek için eylem çağrısı

49. Yetmiş yıl önce, eski nesil dünya liderleri Birleşmiş Milletleri oluşturmak için bir araya geldi. Savaşın ve bölünmenin küllerinden bu Örgütü ve onun temelini oluşturan barış, diyalog ve uluslararası işbirliği değerlerini şekillendirdiler. Bu değerlerin en üstün örneği Birleşmiş Milletler Şartı’dır.

50. Bugün ayrıca büyük tarihi öneme sahip bir karar alıyoruz. İnsana yakışır, onurlu ve ödüllendirici bir yaşam sürme ve insani potansiyellerini tam olarak gerçekleştirme şansı reddedilen milyonlar da dahil olmak üzere tüm insanlar için daha iyi bir gelecek inşa etmeye kararlıyız. Yoksulluğu sona erdirmeyi başaran ilk nesil olabiliriz; tıpkı gezegeni kurtarma şansına sahip olan son kişiler olabileceğimiz gibi. Hedeflerimizde başarılı olursak, 2030’da dünya daha iyi bir yer olacak.

51. Bugün duyurduğumuz şey – önümüzdeki on beş yıl için küresel eylem Gündemi – yirmi birinci yüzyılda insanlar ve gezegen için bir sözleşmedir. Çocuklar ve genç kadınlar ve erkekler, değişimin kritik unsurlarıdır ve yeni Hedeflerde, aktivizm için sonsuz kapasitelerini daha iyi bir dünya yaratmaya kanalize edecekleri bir platform bulacaklardır.

52. “Biz Halklar” BM Şartı’nın meşhur açılış sözleridir. Bugün 2030’a giden yola “Biz Halklar” olarak çıkıyoruz. Yolculuğumuza Hükümetlerin yanı sıra Parlamentolar, BM sistemi ve diğer uluslararası kurumlar, yerel makamlar, yerli halklar, sivil toplum, iş dünyası ve özel sektör dahil olacak. bilimsel ve akademik topluluk – ve tüm insanlar. Milyonlarca kişi şimdiden bu Gündem ile ilgilendi ve sahiplenecek. Bu, halkın, halk tarafından ve halk için bir Gündemidir ve bunun başarısını sağlayacağına inanıyoruz.

53. İnsanlığın ve gezegenimizin geleceği bizim elimizde. Aynı zamanda meşaleyi gelecek nesillere devredecek olan bugünün genç neslinin ellerindedir. Sürdürülebilir kalkınmaya giden yolu haritaladık; yolculuğun başarılı olmasını ve kazanımlarının geri döndürülemez olmasını sağlamak hepimizin görevi olacaktır.

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve hedefleri

54. Kapsayıcı bir hükümetler arası müzakere sürecinin ardından ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ilişkin Açık Çalışma Grubu Önerisine dayanarak, bu Hedefleri bağlamsallaştıran bir bölüm de dahil olmak üzere, üzerinde mutabık kaldığımız Amaçlar ve hedefler aşağıdadır.

55. SKH’ler ve hedefler, farklı ulusal gerçekleri, kapasiteleri ve gelişme düzeylerini dikkate alarak ve ulusal politikalara ve önceliklere saygı duyarak entegre ve bölünmez, doğası gereği küresel ve evrensel olarak uygulanabilirdir. Hedefler, istek uyandıran ve küresel olarak tanımlanır; her hükümet, küresel hırs düzeyi tarafından yönlendirilen ancak ulusal koşulları dikkate alan kendi ulusal hedeflerini belirler. Her hükümet aynı zamanda bu istek uyandıran ve küresel hedeflerin ulusal planlama süreçlerine, politikalarına ve stratejilerine nasıl dahil edilmesi gerektiğine de karar verecektir. Sürdürülebilir kalkınma ile ekonomik, sosyal ve çevresel alanlarda devam eden diğer ilgili süreçler arasındaki bağlantıyı tanımak önemlidir.

56. Bu Amaç ve hedeflere karar verirken, her ülkenin sürdürülebilir kalkınmaya ulaşmak için belirli zorluklarla karşı karşıya olduğunu kabul ediyoruz ve en savunmasız ülkelerin ve özellikle Afrika ülkelerinin, en az gelişmiş ülkelerin, denize kıyısı olmayan gelişmekte olan ülkelerin ve gelişmekte olan küçük ada devletlerinin yanı sıra orta gelirli ülkelerin karşı karşıya olduğu belirli zorluklar. Çatışma durumundaki ülkeler de özel ilgiye ihtiyaç duyar.

57. Hedeflerin birçoğu için mevcut durum verilerinin mevcut olmadığının farkındayız ve henüz mevcut olmayan ulusal ve küresel referans noktaları geliştirmek için Üye Devletlerde veri toplama ve kapasite geliştirmenin güçlendirilmesine yönelik desteğin artırılması çağrısında bulunuyoruz. İlerleme ölçümünü daha iyi bilgilendirmek için veri toplamadaki bu boşluğu, özellikle de net sayısal hedefleri olmayan aşağıdaki hedefler için ele almayı taahhüt ediyoruz.

58. Devletlerin, Gündemimizin uygulanmasına potansiyel zorluklar teşkil eden kilit konuları ele almak için diğer forumlarda devam eden çabalarını teşvik ediyoruz; ve bu süreçlerin bağımsız zorunluluklarına saygı duyuyoruz. Gündemin ve uygulamasının, diğer süreçleri ve burada alınan kararları desteklemesini ve bunlara halel getirmemesini amaçlıyoruz.

59. Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için her ülkenin kendi ulusal koşullarına ve önceliklerine uygun olarak kullanabileceği farklı yaklaşımlar, vizyonlar, modeller ve araçlar olduğunu kabul ediyoruz; ve Dünya gezegeni ile ekosistemlerinin ortak evimiz olduğunu ve ‘Toprak Ana’nın birçok ülke ve bölgede yaygın bir ifade olduğunu yeniden teyit ediyoruz.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri

  • Hedef 1. Yoksulluğun tüm biçimleriyle her yerde sona erdirilmesi
  • Hedef 2. Açlığı bitirmek, gıda güvenliğini sağlamak ve beslenmeyi iyileştirmek ve sürdürülebilir tarımı desteklemek
  • Hedef 3. Herkes için sağlıklı yaşam sağlamak ve her yaşta esenliği desteklemek
  • Hedef 4. Kapsayıcı ve eşitlikçi kaliteli eğitimi sağlamak ve herkes için yaşam boyu öğrenme fırsatlarını teşvik etmek
  • Hedef 5. Cinsiyet eşitliğini sağlamak ve tüm kadınları ve kız çocuklarını güçlendirmek
  • Hedef 6. Herkes için su ve sanitasyonun mevcudiyetini ve sürdürülebilir yönetimini sağlamak
  • Hedef 7. Herkes için uygun fiyatlı, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerjiye erişimin sağlanması
  • Hedef 8. Sürdürülebilir, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, tam ve üretken istihdamı ve herkes için insana yakışır işi teşvik etmek
  • Hedef 9. Dirençli bir altyapı oluşturun, kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmeyi teşvik edin ve yeniliği teşvik edin
  • Hedef 10. Ülkeler içinde ve ülkeler arasında eşitsizliği azaltmak
  • Hedef 11. Şehirleri ve insan yerleşimlerini kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir kılmak
  • Hedef 12. Sürdürülebilir tüketim ve üretim modellerini sağlamak
  • Hedef 13. İklim değişikliği ve etkileriyle mücadele için acilen harekete geçin*
  • Hedef 14. Sürdürülebilir kalkınma için okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını korumak ve sürdürülebilir şekilde kullanmak
  • Hedef 15. Karasal ekosistemlerin sürdürülebilir kullanımını koruyun, eski haline getirin ve teşvik edin, ormanları sürdürülebilir bir şekilde yönetin, çölleşmeyle mücadele edin ve arazi bozulmasını durdurun ve tersine çevirin ve biyolojik çeşitlilik kaybını durdurun
  • Hedef 16. Sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve kapsayıcı toplumları teşvik etmek, herkes için adalete erişim sağlamak ve her düzeyde etkili, hesap verebilir ve kapsayıcı kurumlar oluşturmak
  • Hedef 17. Uygulama araçlarını güçlendirmek ve sürdürülebilir kalkınma için küresel ortaklığı canlandırmak

* Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin, iklim değişikliğine küresel yanıtı müzakere etmek için birincil uluslararası, hükümetler arası forum olduğunu kabul ederek.

Hedef 1. Yoksulluğun tüm biçimleriyle her yerde sona erdirilmesi

1.1 2030’a kadar, her yerde tüm insanlar için aşırı yoksulluğun ortadan kaldırılması, şu anda günde 1,25 doların altında yaşayan insanlar olarak ölçülüyor

1.2 2030’a kadar, tüm boyutlarıyla yoksulluk içinde yaşayan her yaştan erkek, kadın ve çocukların oranını en az yarıya indirmek ulusal tanımlara göre 1.3 Tabanlar da dahil olmak üzere herkes için ulusal düzeyde uygun sosyal koruma sistemlerini ve önlemlerini uygulayın ve 2030’a kadar yoksul ve savunmasız kişileri
önemli ölçüde kapsama alın.
ekonomik kaynakların yanı sıra temel hizmetlere erişim, arazi ve diğer mülkiyet türleri üzerinde mülkiyet ve kontrol, miras, doğal kaynaklar, uygun yeni teknoloji ve mikrofinans dahil finansal hizmetler üzerinde eşit haklara sahip olmak
1.5 2030’a kadar, yoksulların ve savunmasız durumda olanların dayanıklılığını artırmak ve iklimle ilgili aşırı olaylara ve diğer ekonomik, sosyal ve çevresel şoklara ve felaketlere maruz kalmalarını ve savunmasızlıklarını azaltmak 1.a Çeşitli kaynaklardan kaynakların önemli ölçüde seferber edilmesini
sağlamak gelişmekte olan ülkelere, özellikle en az gelişmiş ülkelere, yoksulluğu tüm boyutlarıyla sona erdirecek program ve politikaları uygulamak için yeterli ve öngörülebilir araçlar sağlamak amacıyla, gelişmiş kalkınma işbirliği yoluyla dahil olmak üzere, 1.b Ulusal, bölgesel ve bölgesel düzeyde sağlam politika çerçeveleri
oluşturun yoksulluğun ortadan kaldırılması eylemlerine hızlandırılmış yatırımı desteklemek için, yoksul yanlısı ve toplumsal cinsiyete duyarlı kalkınma stratejilerine dayalı uluslararası düzeyler

Hedef 2. Açlığı bitirmek, gıda güvenliğini sağlamak ve beslenmeyi iyileştirmek ve sürdürülebilir tarımı desteklemek

2.1 2030 yılına kadar açlığı sona erdirin ve tüm insanların, özellikle de yoksulların ve bebekler dahil hassas durumdaki kişilerin tüm yıl boyunca güvenli, besleyici ve yeterli gıdaya erişimini sağlayın 2.2 2030 yılına kadar
, 2025, 5 yaşın altındaki çocuklarda bodurluk ve zayıflığa ilişkin uluslararası kabul görmüş hedefler ve ergen kızların, hamile ve emziren kadınların ve yaşlıların beslenme ihtiyaçlarını ele alıyor
2.3 2030’a kadar, toprağa, diğer üretken kaynaklara ve girdilere, bilgiye, mali hizmetlere güvenli ve eşit erişim yoluyla, özellikle kadınlar, yerli halklar, aile çiftçileri, çobanlar ve balıkçılar olmak üzere küçük ölçekli gıda üreticilerinin tarımsal üretkenliğini ve gelirlerini ikiye katlayın , katma değer ve tarım dışı istihdam için pazarlar ve fırsatlar
2.4 2030’a kadar, sürdürülebilir gıda üretim sistemlerini sağlayın ve üretkenliği ve üretimi artıran, ekosistemlerin korunmasına yardımcı olan, iklim değişikliğine, aşırı hava koşullarına ve kuraklığa uyum sağlama kapasitesini güçlendiren dayanıklı tarım uygulamalarını hayata geçirin , sel ve diğer afetler ve arazi ve toprak kalitesini kademeli olarak iyileştiren
2.5 2020 yılına kadar, ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde iyi yönetilen ve çeşitlendirilmiş tohum ve bitki bankaları da dahil olmak üzere, tohumların, ekili bitkilerin ve çiftlik ve evcilleştirilmiş hayvanların ve bunlarla ilgili yabani türlerin genetik çeşitliliğini sürdürmek ve adil ve adil ve genetik kaynakların ve ilgili geleneksel bilginin kullanımından doğan faydaların uluslararası kabul görmüş şekilde adil bir şekilde paylaşılması
2.a Kırsal altyapı, tarımsal araştırma ve yayım hizmetleri, teknoloji geliştirme ve bitki ve hayvancılık gen bankalarına gelişmiş uluslararası işbirliği yoluyla dahil olmak üzere yatırımları artırmak Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle en az gelişmiş ülkelerde tarımsal üretim kapasitesini artırmak için
2.b Doha Kalkınma Turu’nun yetkisine uygun olarak, her türlü tarımsal ihracat sübvansiyonlarının ve eş etkili tüm ihracat önlemlerinin paralel olarak kaldırılması da dahil olmak üzere, dünya tarım pazarlarındaki ticari kısıtlamaları ve çarpıklıkları düzeltin ve önleyin 2.c Önlemleri kabul
edin Gıda emtia piyasalarının ve türevlerinin düzgün işleyişini sağlamak ve aşırı gıda fiyatlarındaki oynaklığı sınırlamaya yardımcı olmak için gıda rezervleri dahil olmak üzere piyasa bilgilerine zamanında erişimi kolaylaştırmak

Hedef 3. Herkes için sağlıklı yaşam sağlamak ve her yaşta esenliği desteklemek


3.1 2030’a kadar, küresel anne ölüm oranını 100.000 canlı doğumda 70’in altına düşürmek 1.000 canlı doğumda ve 5 yaş altı ölüm oranının en az 1.000 canlı doğumda 25’e
düşürülmesi 3.3 2030 yılına kadar AIDS, tüberküloz, sıtma ve ihmal edilmiş tropikal hastalıkların sona erdirilmesi ve hepatit, suyla bulaşan hastalıklar ve diğer bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmesi
3.4 2030’a kadar, önleme ve tedavi yoluyla bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanan erken ölümleri üçte bir oranında azaltmak ve ruh sağlığını ve esenliğini desteklemek
3.5 Narkotik uyuşturucu kullanımı ve alkolün zararlı kullanımı dahil olmak üzere madde bağımlılığının önlenmesi ve tedavisinin güçlendirilmesi
3.6 2020 yılına kadar karayolu trafik kazalarından kaynaklanan küresel ölüm ve yaralanmaların sayısını yarıya indirmek
3.7 2030 yılına kadar cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine evrensel erişimi sağlamak aile planlaması, bilgi ve eğitim ve üreme sağlığının ulusal strateji ve programlara entegrasyonu dahil olmak üzere
3.8 Finansal risk koruması, kaliteli temel sağlık hizmetlerine erişim ve güvenli, etkili, kaliteli ve uygun fiyatlı hizmetlere erişim dahil olmak üzere evrensel sağlık kapsamına ulaşmak herkes için temel ilaçlar ve aşılar

3.9 2030’a kadar, tehlikeli kimyasallar ile hava, su ve toprak kirliliği ve kontaminasyonundan kaynaklanan ölümlerin ve hastalıkların sayısını önemli ölçüde azaltmak
3.b Öncelikli olarak gelişmekte olan ülkeleri etkileyen bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan hastalıklara yönelik aşı ve ilaçların araştırılmasını ve geliştirilmesini desteklemek, TRIPS Anlaşması ve Halk Sağlığına ilişkin Doha Deklarasyonu uyarınca uygun fiyatlı temel ilaçlara ve aşılara erişim sağlamak. Gelişmekte olan ülkelerin, halk sağlığını korumaya yönelik esnekliklere ilişkin Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşmasının hükümlerini tam olarak kullanma hakkını teyit eder ve özellikle herkes için ilaçlara erişim sağlar 3.c Sağlık finansmanını önemli ölçüde
artırır ve gelişmekte olan ülkelerde, özellikle en az gelişmiş ülkelerde ve gelişmekte olan küçük ada devletlerinde sağlık işgücünün işe alınması, geliştirilmesi, eğitimi ve elde tutulması
3.d Erken uyarı, risk azaltma ve ulusal ve küresel sağlık risklerinin yönetimi için başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere tüm ülkelerin kapasitesinin güçlendirilmesi

Hedef 4. Kapsayıcı ve eşitlikçi kaliteli eğitimi sağlamak ve herkes için yaşam boyu öğrenme fırsatlarını teşvik etmek

4.1 2030 yılına kadar, tüm kız ve erkek çocukların ilgili ve etkili öğrenme çıktılarına yol açacak şekilde ücretsiz, eşitlikçi ve kaliteli ilk ve orta öğretimi tamamlamalarının sağlanması 4.2 2030 yılına kadar
tüm kız ve erkek çocukların kaliteli erken çocukluk gelişimi, bakımı ve okul öncesi eğitime erişiminin sağlanması 4.3 2030 yılına kadar
, tüm kadın ve erkeklerin üniversite dahil olmak üzere uygun fiyatlı ve kaliteli teknik, mesleki ve yüksek öğretime eşit erişimini sağlayın
4.4 2030 yılına kadar, ilgili becerilere sahip gençlerin ve yetişkinlerin sayısını önemli ölçüde artırın istihdam, insana yakışır işler ve girişimcilik için teknik ve mesleki beceriler dahil
4.5 2030 yılına kadar, eğitimde cinsiyet eşitsizliklerini ortadan kaldırın ve engelliler, yerli halklar ve savunmasız durumdaki çocuklar dahil olmak üzere savunmasız kişilerin tüm düzeylerde eğitim ve mesleki eğitime eşit erişimini sağlayın 4.6 2030 yılına kadar, tüm gençlerin
ve hem erkek hem de kadın yetişkinler okuryazarlık ve aritmetik beceriye sahip olur
4.7 2030’a kadar, diğerlerinin yanı sıra, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir yaşam tarzları, insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, barış ve şiddet içermeyen bir kültürün teşviki, küresel vatandaşlık ve kültürel çeşitliliğin ve kültürün sürdürülebilir kalkınmaya katkısının takdir edilmesi
4.a Çocuklara, engellilere ve toplumsal cinsiyete duyarlı ve herkes için güvenli, şiddet içermeyen, kapsayıcı ve etkili öğrenme ortamları sağlayan eğitim tesisleri inşa edin ve yükseltin 4.b 2020’ye kadar,
gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelerde ve diğer gelişmekte olan ülkelerde mesleki eğitim ve bilgi ve iletişim teknolojisi, teknik, mühendislik ve bilimsel programlar dahil olmak üzere yüksek öğrenime kayıt için özellikle en az gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan küçük ada Devletleri ve Afrika ülkeleri
4.c 2030’a kadar, gelişmekte olan ülkelerde, özellikle en az gelişmiş ülkelerde ve gelişmekte olan küçük ada devletlerinde öğretmen eğitimi için uluslararası işbirliği de dahil olmak üzere, nitelikli öğretmen arzını önemli ölçüde artırmak

Hedef 5. Cinsiyet eşitliğini sağlamak ve tüm kadınları ve kız çocuklarını güçlendirmek

5.1 Her yerde tüm kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türlü ayrımcılığın sona erdirilmesi
5.2 Kamusal ve özel alanlarda tüm kadınlara ve kız çocuklarına yönelik, insan ticareti ve cinsel ve diğer sömürü türleri dahil olmak üzere her türlü şiddetin ortadan kaldırılması
5.3 Çocuk, erken yaşta, ve zorla evlendirme ve kadın sünneti
5.4 Kamu hizmetlerinin, altyapı ve sosyal koruma politikalarının sağlanması ve ulusal olarak uygun olduğu şekilde ev ve aile içinde ortak sorumluluğun teşvik edilmesi yoluyla ücretsiz bakım ve ev işinin tanınması ve değer verilmesi 5.5 Kadınların
tam ve etkili katılımını sağlama ve siyasi, ekonomik ve kamusal yaşamda karar vermenin her düzeyinde liderlik için eşit fırsatlar
5.6 Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı Eylem Programı ve Pekin Eylem Platformu ve gözden geçirme konferanslarının sonuç belgeleri uyarınca üzerinde anlaşmaya varıldığı şekilde, cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve üreme haklarına evrensel erişimi
sağlamak Kadınlar, ulusal yasalara uygun olarak, ekonomik kaynakların yanı sıra arazi ve diğer mülk biçimleri, finansal hizmetler, miras ve doğal kaynaklar üzerinde mülkiyet ve kontrole erişim konusunda eşit haklara sahiptir
. kadınların güçlendirilmesini teşvik etmek için iletişim teknolojisi,
5.c Toplumsal cinsiyet eşitliğinin desteklenmesi ve tüm kadınların ve kız çocuklarının her düzeyde güçlendirilmesi için sağlam politikalar ve uygulanabilir mevzuatın benimsenmesi ve güçlendirilmesi

Hedef 6. Herkes için su ve sanitasyonun mevcudiyetini ve sürdürülebilir yönetimini sağlamak


6.1 2030’a kadar herkes için güvenli ve uygun fiyatlı içme suyuna evrensel ve eşitlikçi erişimin sağlanması hassas durumlar
6.3 2030’a kadar, kirliliği azaltarak, atık depolamayı ortadan kaldırarak ve tehlikeli kimyasalların ve malzemelerin salınımını en aza indirerek, arıtılmamış atık su oranını yarıya indirerek ve küresel olarak geri dönüşümü ve güvenli yeniden kullanımı önemli ölçüde artırarak su kalitesini iyileştirin 6.4 2030’a kadar, tüm alanlarda su kullanım verimliliğini önemli ölçüde
artırın su kıtlığını ele almak ve su kıtlığından muzdarip insanların sayısını önemli ölçüde azaltmak için tatlı suyun sürdürülebilir şekilde çekilmesini ve tedarik edilmesini sağlamak
6.5 2030
yılına kadar , uygun olduğu şekilde sınır ötesi işbirliği de dahil olmak üzere her düzeyde entegre su kaynakları yönetimini uygulamak
su hasadı, tuzdan arındırma, su verimliliği, atık su arıtma, geri dönüşüm ve yeniden kullanım teknolojileri dahil olmak üzere su ve sanitasyonla ilgili faaliyetler ve programlarda gelişmekte olan ülkelere uluslararası işbirliği ve kapasite geliştirme desteği 6.b Yerel toplulukların kalkınmaya katılımını desteklemek ve
güçlendirmek su ve sanitasyon yönetimi

Hedef 7. Herkes için uygun fiyatlı, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerjiye erişimin sağlanması

7.1 2030’a kadar, karşılanabilir, güvenilir ve modern enerji hizmetlerine evrensel erişimin sağlanması
7.2 2030’a kadar, küresel enerji karışımında yenilenebilir enerjinin payının önemli ölçüde artırılması
7.3 2030’a kadar, enerji verimliliğindeki küresel iyileşme oranının iki katına çıkarılması
7.a 2030’a kadar, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve gelişmiş ve daha temiz fosil yakıt teknolojisi dahil olmak üzere temiz enerji araştırma ve teknolojisine erişimi kolaylaştırmak ve enerji altyapısı ile temiz enerji teknolojisine yatırımı teşvik etmek için uluslararası işbirliğini geliştirmek
7.b 2030 yılına kadar, ilgili destek programlarına uygun olarak, gelişmekte olan ülkelerde, özellikle en az gelişmiş ülkelerde, gelişmekte olan küçük ada devletlerinde ve denize kıyısı olmayan gelişmekte olan ülkelerde herkes için modern ve sürdürülebilir enerji hizmetleri sağlamak üzere altyapıyı genişletmek ve teknolojiyi yükseltmek

Hedef 8. Sürdürülebilir, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, tam ve üretken istihdamı ve herkes için insana yakışır işi teşvik etmek

8.1 Ulusal koşullara uygun olarak kişi başına ekonomik büyümeyi sürdürmek ve özellikle en az gelişmiş ülkelerde yılda en az yüzde 7 gayri safi yurtiçi hasıla artışı
sağlamak yüksek katma değerli ve emek yoğun sektörlere odaklanma
8.3 Üretken faaliyetleri, insana yakışır iş yaratmayı, girişimciliği, yaratıcılığı ve yenilikçiliği destekleyen ve mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelerin kayıtlılaşmasını ve büyümesini teşvik eden kalkınma odaklı politikaları teşvik etmek, finansal hizmetlere erişim dahil olmak üzere
8.4 2030 yılına kadar, tüketim ve üretimde küresel kaynak verimliliğini kademeli olarak iyileştirmek ve gelişmiş ülkelerin liderliğini üstlendiği, sürdürülebilir tüketim ve üretime ilişkin 10 yıllık programlar çerçevesine uygun olarak ekonomik büyümeyi çevresel bozulmadan ayırmaya çalışmak 8.5 2030’a kadar
, gençler ve engelliler dahil olmak üzere tüm kadın ve erkekler için tam ve üretken istihdam ve insana yakışır iş sağlamak ve eşit değerdeki işe eşit ücret sağlamak 8.6 2020’ye kadar, istihdamda,
eğitimde veya öğretimde olmayan gençlerin oranını önemli ölçüde azaltmak
8.7 Zorla çalıştırmayı ortadan kaldırmak, modern köleliği ve insan kaçakçılığını sona erdirmek ve çocuk askerlerin askere alınması ve kullanılması da dahil olmak üzere çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin yasaklanmasını ve ortadan kaldırılmasını sağlamak ve 2025 yılına kadar her türlü çocuk işçiliğini sona erdirmek için acil ve etkili önlemler almak
8.8 İşçi haklarını koruyun ve göçmen işçiler, özellikle kadın göçmenler ve güvencesiz istihdamda olanlar dahil olmak üzere tüm işçiler için güvenli ve emniyetli çalışma ortamlarını teşvik edin 8.9 2030’a kadar, istihdam yaratan ve yerel kültür
ve ürünleri destekleyen sürdürülebilir turizmi teşvik edecek politikalar tasarlayın ve uygulayın
8.10 Herkes için bankacılık, sigorta ve finansal hizmetlere erişimi teşvik etmek ve genişletmek için yerel finans kurumlarının kapasitesinin güçlendirilmesi
8.a En Az Gelişmiş Ülkelere Ticaretle Bağlantılı Teknik Yardım için Gelişmiş Entegre Çerçeve dahil olmak üzere, gelişmekte olan ülkeler, özellikle en az gelişmiş ülkeler için Ticarete Yönelik Yardım desteğini artırın 8.b 2020’ye kadar, gençlerin istihdamı
ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Küresel İşler Paktı’nı uygulamak

Hedef 9. Dirençli bir altyapı oluşturun, kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmeyi teşvik edin ve yeniliği teşvik edin

9.1 Herkes için karşılanabilir ve adil erişime odaklanarak, ekonomik kalkınmayı ve insan refahını desteklemek için bölgesel ve sınır ötesi altyapı da dahil olmak üzere kaliteli, güvenilir, sürdürülebilir ve esnek altyapı geliştirmek 9.2 Kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmeyi teşvik etmek ve 2030 yılına
kadar ulusal şartlara uygun olarak sanayinin istihdam ve gayri safi yurtiçi hasıladaki payını artırmak ve en az gelişmiş ülkelerde payını ikiye
katlamak ve bunların değer zincirlerine ve pazarlara entegrasyonu
9.4 2030 yılına kadar, tüm ülkelerin kendi kapasitelerine uygun olarak harekete geçmesiyle birlikte, artan kaynak kullanım verimliliği ve temiz ve çevreye duyarlı teknolojilerin ve endüstriyel süreçlerin daha fazla benimsenmesiyle sürdürülebilir hale getirmek için altyapı ve iyileştirme endüstrilerini iyileştirin 9.5 Bilimsel araştırmayı geliştirin,
güncelleyin 2030 yılına kadar yenilikçiliğin teşvik edilmesi ve 1 milyon kişiye düşen araştırma ve geliştirme çalışanlarının sayısının ve kamu ve özel araştırma ve geliştirme harcamalarının önemli ölçüde artırılması dahil olmak üzere, tüm ülkelerde, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki endüstriyel sektörlerin teknolojik kapasiteleri
9.a Afrika ülkelerine, en az gelişmiş ülkelere, denize çıkışı olmayan gelişmekte olan ülkelere ve gelişmekte olan küçük ada Devletlerine gelişmiş finansal, teknolojik ve teknik destek yoluyla gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir ve dayanıklı altyapı gelişimini kolaylaştırmak 9.b Gelişmekte olan ülkelerde yerel teknoloji geliştirme, araştırma ve inovasyonu
desteklemek
9.c Bilgi ve iletişim teknolojisine erişimi önemli ölçüde artırmak ve 2020 yılına kadar en az gelişmiş ülkelerde evrensel ve makul fiyatlı internet erişimi sağlamaya çalışmak

Hedef 10. Ülkeler içinde ve ülkeler arasında eşitsizliği azaltmak

10.1 2030’a kadar, nüfusun en alttaki yüzde 40’lık kesiminin gelir artışını ulusal ortalamanın üzerinde kademeli olarak gerçekleştirmek ve sürdürmek 10.2 2030’a kadar, yaş, cinsiyet
, engellilik, ırk, etnik köken, köken, din veya ekonomik veya diğer durum
10.3 Ayrımcı yasaları, politikaları ve uygulamaları ortadan kaldırmak ve bu bağlamda uygun mevzuatı, politikaları ve eylemleri teşvik etmek de dahil olmak üzere fırsat eşitliğini sağlayın ve eşitsizlikleri azaltın 10.4 Özellikle mali olmak üzere politikalar
benimseyin , ücret ve sosyal koruma politikaları ve kademeli olarak daha fazla eşitliğe ulaşmak

10.5 Küresel finansal piyasaların ve kurumların düzenlenmesini ve izlenmesini iyileştirin ve bu tür düzenlemelerin uygulanmasını güçlendirin meşru kurumlar
10.7 Planlı ve iyi yönetilen göç politikalarının uygulanması yoluyla da dahil olmak üzere düzenli, güvenli, düzenli ve sorumlu göç ve insanların hareketliliğini kolaylaştırmak 10.a
Gelişmekte olan ülkeler, özellikle en az gelişmiş ülkeler için özel ve farklı muamele ilkesini uygulamak, Dünya Ticaret Örgütü anlaşmalarına uygun olarak
10.b Ulusal plan ve programlarına uygun olarak, ihtiyacın en fazla olduğu Devletlere, özellikle en az gelişmiş ülkelere, Afrika ülkelerine, gelişmekte olan küçük ada Devletlerine ve denize kıyısı olmayan gelişmekte olan ülkelere doğrudan yabancı yatırım da dahil olmak üzere resmi kalkınma yardımını ve mali akışları teşvik edin
10.c 2030’a kadar göçmen dövizlerinin işlem maliyetlerini yüzde 3’ün altına düşürmek ve yüzde 5’ten yüksek maliyetli havale koridorlarını ortadan kaldırmak

Hedef 11. Şehirleri ve insan yerleşimlerini kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir kılmak

11.1 2030 yılına kadar, herkesin yeterli, güvenli ve uygun fiyatlı konuta ve temel hizmetlere erişimini sağlayın ve gecekonduları iyileştirin
11.2 2030 yılına kadar, özellikle toplu taşımayı genişleterek yol güvenliğini iyileştirerek, herkes için güvenli, uygun fiyatlı, erişilebilir ve sürdürülebilir ulaşım sistemlerine erişim sağlayın savunmasız durumda olanların, kadınların, çocukların, engellilerin ve yaşlıların ihtiyaçlarına özel önem vererek 11.3
2030 yılına kadar, tüm ülkelerde katılımcı, entegre ve sürdürülebilir insan yerleşimi planlaması ve yönetimi için kapsayıcı ve sürdürülebilir kentleşme ve kapasiteyi geliştirmek
11.4 Çabaları güçlendirmek Dünyanın kültürel ve doğal mirasını korumak ve kollamak
11.5 2030 yılına kadar, yoksulları ve hassas durumdaki insanları korumaya odaklanarak, suyla ilgili afetler de dahil olmak üzere afetlerin neden olduğu küresel gayri safi yurtiçi hasılaya göre doğrudan ekonomik kayıpları önemli ölçüde azaltmak ve ölüm sayısını ve etkilenen insan sayısını önemli ölçüde azaltmak durumlar
11.6 2030’a kadar, hava kalitesi ile belediye ve diğer atık yönetimine özel önem vererek şehirlerin kişi başına olumsuz çevresel etkilerini azaltmak
11.7 2030’a kadar, özellikle güvenli, kapsayıcı ve erişilebilir yeşil ve kamusal alanlara evrensel erişimi sağlamak kadınlar ve çocuklar, yaşlılar ve engelliler için

11.a Ulusal ve bölgesel kalkınma planlamasını güçlendirerek kentsel , kentsel çevre ve kırsal alanlar arasındaki olumlu ekonomik, sosyal ve çevresel bağları desteklemek kapsayıcılık, kaynak verimliliği, iklim değişikliğine uyum ve iklim değişikliğine uyum, afetlere dayanıklılık ve Sendai Afet Riskini Azaltma Çerçevesi 2015-2030 ile uyumlu olarak her seviyede bütünsel afet risk yönetimi geliştirmek ve uygulamak 11.c En az gelişmiş ülkeleri desteklemek
, yerel malzemeleri kullanarak sürdürülebilir ve esnek binalar inşa etmede mali ve teknik yardım dahil olmak üzere

Hedef 12. Sürdürülebilir tüketim ve üretim modellerini sağlamak

12.1 Gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasını ve yeteneklerini dikkate alarak, gelişmiş ülkelerin liderliğini üstlendiği, tüm ülkelerin harekete geçtiği, sürdürülebilir tüketim ve üretime ilişkin 10 yıllık program çerçevesini uygulamak 12.2 2030 yılına kadar, doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimini ve verimli kullanımını
sağlamak kaynaklar
12.3 2030’a kadar perakende ve tüketici seviyelerinde kişi başına düşen küresel gıda israfını yarıya indirmek ve hasat sonrası kayıplar da dahil olmak üzere üretim ve tedarik zincirlerindeki gıda kayıplarını azaltmak
12.4 2020 yılına kadar, kimyasalların ve tüm atıkların, yaşam döngüleri boyunca, üzerinde anlaşmaya varılan uluslararası çerçevelere uygun olarak çevreye duyarlı yönetimini sağlamak ve insan sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için havaya, suya ve toprağa salınımlarını önemli ölçüde azaltmak
12.5 2030 yılına kadar, önleme, azaltma, geri dönüşüm ve yeniden kullanım yoluyla atık oluşumunu önemli ölçüde azaltmak 12.6 Şirketleri, özellikle büyük ve ulusötesi şirketleri sürdürülebilir uygulamaları benimsemeye ve sürdürülebilirlik
bilgilerini raporlama döngülerine entegre etmeye teşvik etmek
ulusal politikalar ve öncelikler ile
12.8 2030’a kadar, her yerde insanların sürdürülebilir kalkınma ve doğayla uyumlu yaşam tarzları için ilgili bilgi ve farkındalığa sahip olmasını
sağlamak
ve istihdam yaratan ve yerel kültür ve ürünleri destekleyen sürdürülebilir turizm için sürdürülebilir kalkınma etkilerini izlemek için araçlar uygulamak
12.c Vergilendirmeyi yeniden yapılandırmak ve varsa bu zararlı sübvansiyonları çevresel etkilerini yansıtacak şekilde aşamalı olarak kaldırmak da dahil olmak üzere, ulusal koşullara uygun olarak piyasa bozulmalarını ortadan kaldırarak savurgan tüketimi teşvik eden verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarını rasyonalize edin. Gelişmekte olan ülkelerin özel ihtiyaçları ve koşulları ve yoksulları ve etkilenen toplulukları koruyacak şekilde kalkınmaları üzerindeki olası olumsuz etkilerin en aza indirilmesi

Hedef 13. İklim değişikliği ve etkileriyle mücadele için acilen harekete geçin*

13.1 Tüm ülkelerde iklimle ilgili tehlikelere ve doğal afetlere karşı dayanıklılığı ve uyum sağlama kapasitesini güçlendirmek
13.2 İklim değişikliği önlemlerini ulusal politikalara, stratejilere ve planlamaya entegre etmek
ve erken uyarı
13.a Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin gelişmiş ülke tarafları tarafından üstlenilen taahhüdün, anlamlı kalkınma bağlamında gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak için tüm kaynaklardan 2020 yılına kadar ortaklaşa 100 milyar doları seferber etme hedefi doğrultusunda uygulanması hafifletme eylemleri ve uygulamada şeffaflık ve Yeşil İklim Fonu’nu mümkün olan en kısa sürede aktifleştirerek tamamen işlevsel hale getirin
13.b Kadınlara, gençlere ve yerel ve marjinal topluluklara odaklanmak da dahil olmak üzere, en az gelişmiş ülkelerde ve gelişmekte olan küçük ada Devletlerinde iklim değişikliğiyle ilgili etkin planlama ve yönetim kapasitesini artırmaya yönelik mekanizmaları teşvik etmek

* Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin, iklim değişikliğine küresel yanıtı müzakere etmek için birincil uluslararası, hükümetler arası forum olduğunu kabul ederek.

Hedef 14. Sürdürülebilir kalkınma için okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını korumak ve sürdürülebilir şekilde kullanmak

14.1 2025’e kadar, deniz çöpleri ve besin kirliliği dahil olmak üzere, özellikle kara kaynaklı faaliyetlerden kaynaklanan her türlü deniz kirliliğini önlemek ve önemli ölçüde
azaltmak Sağlıklı ve üretken okyanuslara ulaşmak için dirençli hale getirin ve restorasyonları için harekete geçin
14.3 Her düzeyde gelişmiş bilimsel işbirliği yoluyla da dahil olmak üzere okyanus asitlenmesinin etkilerini en aza indirin ve ele alın
14.4 2020 yılına kadar, balık stoklarını mümkün olan en kısa sürede, en azından maksimum sürdürülebilir üretim sağlayabilecek seviyelere geri getirmek için, hasadı etkin bir şekilde düzenlemek ve aşırı avlanmayı, yasa dışı, bildirilmeyen ve düzensiz avlanmayı ve yıkıcı balıkçılık uygulamalarını sona erdirmek ve bilime dayalı yönetim planlarını uygulamak biyolojik özelliklerine göre belirlenen verim
14.5 2020’ye kadar, ulusal ve uluslararası yasalara uygun ve mevcut en iyi bilimsel bilgilere dayalı olarak kıyı ve deniz alanlarının en az yüzde 10’unu koruyun
14.6 2020 yılına kadar, aşırı kapasiteye ve aşırı avlanmaya katkıda bulunan belirli balıkçılık sübvansiyonları yasaklanmalı, yasadışı, bildirilmeyen ve düzenlenmemiş balıkçılığa katkıda bulunan sübvansiyonlar ortadan kaldırılmalı ve gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkeler için uygun ve etkili özel ve farklı muamelenin kabul edilmesiyle bu tür yeni sübvansiyonların getirilmesinden kaçınılmalıdır. ülkeler, Dünya Ticaret Örgütü’nün balıkçılık sübvansiyonları müzakerelerinin ayrılmaz bir parçası olmalıdır
14.7 2030’a kadar, balıkçılık, su ürünleri yetiştiriciliği ve turizmin sürdürülebilir yönetimi de dahil olmak üzere deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımından, gelişmekte olan Küçük Ada Devletleri ve en az gelişmiş ülkelerin ekonomik faydalarını artırmak
14.a Okyanus sağlığını iyileştirmek ve deniz biyoçeşitliliğinin denizin gelişimine katkısını artırmak için Hükümetlerarası Oşinografi Komisyonu Kriterlerini ve Deniz Teknolojisinin Transferine İlişkin Kılavuz İlkeleri dikkate alarak bilimsel bilgiyi artırmak, araştırma kapasitesini geliştirmek ve deniz teknolojisini aktarmak. Gelişmekte olan ülkeler, özellikle gelişmekte olan küçük ada devletleri ve en az gelişmiş ülkeler
14.b Küçük ölçekli amatör balıkçıların deniz kaynaklarına ve pazarlara erişimini sağlayın
14.c Aşağıdaki maddelerde yansıtıldığı şekilde uluslararası hukuku uygulayarak okyanusların ve kaynaklarının korunmasını ve sürdürülebilir kullanımını geliştirin İstediğimiz Gelecek’in 158. paragrafında hatırlatıldığı gibi, okyanusların ve kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı için yasal çerçeve sağlayan BMDHS

Hedef 15. Karasal ekosistemlerin sürdürülebilir kullanımını koruyun, eski haline getirin ve teşvik edin, ormanları sürdürülebilir bir şekilde yönetin, çölleşmeyle mücadele edin ve arazi bozulmasını durdurun ve tersine çevirin ve biyolojik çeşitlilik kaybını durdurun

15.1 2020 yılına kadar, uluslararası anlaşmalar kapsamındaki yükümlülükler doğrultusunda karasal ve iç tatlı su ekosistemlerinin ve hizmetlerinin, özellikle ormanlar, sulak alanlar, dağlar ve kurak alanların korunması, restorasyonu ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması 15.2 2020 yılına kadar
,
15.3 2030’a kadar, çölleşmeyle mücadele, çölleşme, kuraklık ve sellerden etkilenen araziler dahil olmak üzere bozulmuş arazi ve toprağı eski haline getirme ve arazi tahribatını nötr hale getirmeye çalışma dünya
15.4 2030 yılına kadar, sürdürülebilir kalkınma için elzem olan faydaları sağlama kapasitelerini artırmak amacıyla, biyolojik çeşitlilik dahil dağ ekosistemlerinin korunmasını sağlayın. 15.5
Doğal yaşam alanlarının bozulmasını azaltmak, biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak ve 2020 yılına kadar, tehdit
altındaki türlerin yok olmasını önlemek ve
korumak flora ve fauna türleri ve yasa dışı yaban hayatı ürünlerinin hem talebini hem de arzını ele alıyor
15.8 2020 yılına kadar istilacı yabancı türlerin kara ve su ekosistemlerine girişini önlemek ve etkisini önemli ölçüde azaltmak ve öncelikli türleri kontrol etmek veya yok etmek için önlemler almak 15.9 2020 yılına kadar
ekosistem ve biyolojik çeşitlilik değerlerini ulusal ve yerel planlamaya, kalkınma süreçlerine, yoksulluğa entegre etmek azaltma stratejileri ve hesapları
15.a Biyoçeşitliliği ve ekosistemleri korumak ve sürdürülebilir bir şekilde kullanmak için tüm kaynaklardan mali kaynakları seferber edin ve önemli ölçüde artırın
15.b Sürdürülebilir orman yönetimini finanse etmek için tüm kaynaklardan ve her düzeyden önemli kaynakları seferber edin ve gelişmekte olan ülkelere koruma ve yeniden ağaçlandırma da dahil olmak üzere bu tür yönetimi ilerletmek
15.c Yerel toplulukların sürdürülebilir geçim fırsatlarını takip etme kapasitelerini artırmak da dahil olmak üzere, korunan türlerin kaçak avlanması ve kaçakçılığıyla mücadele çabalarına küresel desteğin arttırılması

Hedef 16. Sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve kapsayıcı toplumları teşvik etmek, herkes için adalete erişim sağlamak ve her düzeyde etkili, hesap verebilir ve kapsayıcı kurumlar oluşturmak

16.1 Her yerde her türlü şiddeti ve buna bağlı ölüm oranlarını önemli ölçüde azaltın
16.2 Çocuklara yönelik istismarı, sömürüyü, kaçakçılığı ve çocuklara yönelik her türlü şiddeti ve işkenceyi sona erdirin
16.3 Ulusal ve uluslararası düzeylerde hukukun üstünlüğünü teşvik edin ve herkesin adalete eşit erişimini sağlayın
16.4 2030’a kadar, yasa dışı finans ve silah akışını önemli ölçüde azaltmak, çalınan varlıkların geri alınmasını ve iadesini güçlendirmek ve her türlü organize suçla mücadele etmek 16.5 Her türlü
yolsuzluğu ve rüşveti önemli ölçüde azaltmak 16.6
Her düzeyde etkin, hesap verebilir ve şeffaf kurumlar geliştirmek
, her düzeyde kapsayıcı, katılımcı ve temsili karar verme
16.8 Gelişmekte olan ülkelerin küresel yönetişim kurumlarına katılımını genişletmek ve güçlendirmek
16.9 2030’a kadar, doğum kaydı dahil herkes için yasal kimlik sağlamak
16.10 Ulusal mevzuat ve uluslararası anlaşmalar uyarınca halkın bilgiye erişimini sağlamak ve temel özgürlükleri korumak
16.a Şiddeti önlemek ve terörizm ve suçla mücadele etmek için özellikle gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere her düzeyde kapasite oluşturmak için uluslararası işbirliği de dahil olmak üzere ilgili ulusal kurumları güçlendirmek 16.b Sürdürülebilir kalkınma için ayrımcı
olmayan yasa ve politikaları teşvik etmek ve uygulamak

Hedef 17. Uygulama araçlarını güçlendirmek ve sürdürülebilir kalkınma için küresel ortaklığı canlandırmak

finans

17.1 Vergi ve diğer gelir tahsilatına yönelik yurt içi kapasiteyi geliştirmek için gelişmekte olan ülkelere uluslararası destek de dahil olmak üzere yurt içi kaynak seferberliğini
güçlendirmek Gelişmekte olan ülkelere RKY/GSMH’nin yüzdesi ve en az gelişmiş ülkelere RKY/GSMH’nin yüzde 0,15 ila 0,20’si; RKY sağlayıcılarının, en az gelişmiş ülkelere RKY/GSMH’nin en az yüzde 0,20’sini sağlamaya yönelik bir hedef belirlemeyi dikkate almaları teşvik edilmektedir. 17.3
Gelişmekte olan ülkeler için birden çok kaynaktan ek mali kaynakları harekete geçir
17.4 Gelişmekte olan ülkelere, uygun olduğu şekilde, borç finansmanı, borç hafifletme ve borç yeniden yapılandırmasını teşvik etmeyi amaçlayan koordineli politikalar yoluyla uzun vadeli borç sürdürülebilirliğine ulaşmada yardımcı olun ve borç sıkıntısını azaltmak için yüksek borçlu yoksul ülkelerin dış borcunu ele alın. 17.5 Yatırım teşvik rejimlerini benimseyin ve
uygulayın en az gelişmiş ülkeler için

teknoloji

17.6 Bilim, teknoloji ve inovasyona erişim ve bunlara erişim konusunda Kuzey-Güney, Güney-Güney ve üçlü bölgesel ve uluslararası işbirliğini geliştirmek ve özellikle Birleşmiş Milletler düzeyinde olmak üzere mevcut mekanizmalar arasında geliştirilmiş koordinasyon yoluyla da dahil olmak üzere, karşılıklı mutabakata varılan şartlarda bilgi paylaşımını geliştirmek ve Küresel bir teknoloji kolaylaştırma mekanizması yoluyla
17.7 Karşılıklı olarak mutabakata varıldığı şekilde imtiyazlı ve tercihli koşullar da dahil olmak üzere uygun koşullarla çevreye duyarlı teknolojilerin geliştirilmesini, transferini, yayılmasını ve gelişmekte olan ülkelere yayılmasını teşvik etmek
17.8 En az gelişmiş ülkeler için teknoloji bankası ve bilim, teknoloji ve yenilik kapasite oluşturma mekanizmasını 2017 yılına kadar tam olarak faaliyete geçirin ve özellikle bilgi ve iletişim teknolojisi olmak üzere kolaylaştırıcı teknolojinin kullanımını artırın

Kapasite geliştirme

17.9 Kuzey-Güney, Güney-Güney ve üçlü işbirliği de dahil olmak üzere tüm sürdürülebilir kalkınma hedeflerini uygulamaya yönelik ulusal planları desteklemek için gelişmekte olan ülkelerde etkili ve hedeflenen kapasite geliştirmenin uygulanmasına yönelik uluslararası desteğin arttırılması

Ticaret

17.10 Doha Kalkınma Gündemi kapsamındaki müzakerelerin sonuçlandırılması da dahil olmak üzere, Dünya Ticaret Örgütü kapsamında evrensel, kurallara dayalı, açık, ayrımcı olmayan ve eşitlikçi çok taraflı bir ticaret sistemini teşvik etmek 17.11 Gelişmekte olan ülkelerin ihracatını,
özellikle 2020 yılına kadar en az gelişmiş ülkelerin küresel ihracat payını ikiye katlamak
17.12 Dünya Ticaret Örgütü kararlarıyla tutarlı olarak, tercihli kuralların sağlanması da dahil olmak üzere, tüm en az gelişmiş ülkeler için gümrüksüz ve kotasız pazar erişiminin zamanında uygulanmasını gerçekleştirmek En az gelişmiş ülkelerden yapılan ithalata uygulanan menşei şeffaf ve basittir ve pazara erişimi kolaylaştırmaya katkıda bulunur.

Sistemik sorunlar

Politika ve kurumsal tutarlılık

17.13 Politika koordinasyonu ve politika tutarlılığı dahil olmak üzere küresel makroekonomik istikrarı geliştirmek
17.14 Sürdürülebilir kalkınma için politika tutarlılığını arttırmak
17.15 Yoksulluğun ortadan kaldırılması ve sürdürülebilir kalkınma için politikalar oluşturmak ve uygulamak için her ülkenin politika alanına ve liderliğine saygı gösterin

Çok paydaşlı ortaklıklar

17.16 Tüm ülkelerde, özellikle gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasını desteklemek için bilgi, uzmanlık, teknoloji ve finansal kaynakları harekete geçiren ve paylaşan çok paydaşlı ortaklıklarla tamamlanan sürdürülebilir kalkınma için küresel ortaklığı geliştirmek 17.17 Etkili teşvik etmek ve teşvik
etmek ortaklıkların deneyim ve kaynak sağlama stratejileri üzerine inşa edilen kamu, kamu-özel ve sivil toplum ortaklıkları

Veri, izleme ve sorumluluk

17.18 2020’ye kadar, gelir, cinsiyet, yaş, ırk, etnik kökene göre ayrıştırılmış yüksek kaliteli, zamanında ve güvenilir verilerin mevcudiyetini önemli ölçüde artırmak için en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada Devletleri dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelere verilen kapasite geliştirme desteğini artırın. göçmenlik durumu, engellilik, coğrafi konum ve ulusal bağlamlarla ilgili diğer özellikler
17.19 2030’a kadar, sürdürülebilir kalkınma konusunda gayri safi yurt içi hasılayı tamamlayan ve gelişmekte olan ülkelerde istatistiksel kapasite geliştirmeyi destekleyen ilerleme ölçümleri geliştirmek için mevcut girişimleri temel alın

Uygulama araçları ve Küresel Ortaklık

60. Bu yeni Gündemin tam olarak uygulanmasına yönelik güçlü taahhüdümüzü yeniden teyit ediyoruz. Canlandırılmış ve güçlendirilmiş bir Küresel Ortaklık ve nispeten iddialı uygulama araçları olmadan iddialı Amaç ve hedeflerimize ulaşamayacağımızın farkındayız. Canlandırılmış Küresel Ortaklık, Hükümetleri, sivil toplumu, özel sektörü, Birleşmiş Milletler sistemini ve diğer aktörleri bir araya getirerek ve mevcut tüm kaynakları harekete geçirerek, tüm amaç ve hedeflerin uygulanmasını destekleyen yoğun bir küresel katılımı kolaylaştıracaktır.

61. Gündemin Amaçları ve hedefleri, ortak emellerimizi gerçekleştirmek için gerekli araçlarla ilgilidir. Yukarıda atıfta bulunulan her bir SDG ve Hedef 17 kapsamındaki hedeflerin uygulama araçları, Gündemimizi gerçekleştirmenin anahtarıdır ve diğer Amaçlar ve hedeflerle eşit öneme sahiptir. Uygulama çabalarımızda ve ilerlememizi izlemek için küresel gösterge çerçevesinde onlara eşit öncelik vereceğiz.

62. SKH’ler de dahil olmak üzere bu Gündem, sürdürülebilir kalkınma için 2030 Gündeminin ayrılmaz bir parçası olan Addis Ababa Eylem Gündeminde belirtilen somut politikalar ve eylemlerle desteklenen, sürdürülebilir kalkınma için canlandırılmış bir küresel ortaklık çerçevesinde karşılanabilir. gelişim. Addis Ababa Eylem Gündemi, 2030 Gündeminin uygulama hedeflerini destekler, tamamlar ve bağlamsallaştırmaya yardımcı olur. Bunlar, yerel kamu kaynakları, yerel ve uluslararası özel işletme ve finans, uluslararası kalkınma işbirliği, kalkınma için bir motor olarak uluslararası ticaret, borç ve borç sürdürülebilirliği, sistemik konuları ele alma ve bilim, teknoloji, yenilik ve kapasite geliştirme ve veri, izleme ile ilgilidir. ve takip.

63. Entegre ulusal finansman çerçeveleri tarafından desteklenen, ulusal düzeyde sahip olunan uyumlu sürdürülebilir kalkınma stratejileri, çabalarımızın merkezinde yer alacaktır. Her ülkenin kendi ekonomik ve sosyal kalkınmasından birincil derecede sorumlu olduğunu ve ulusal politikaların ve kalkınma stratejilerinin rolünün ne kadar vurgulanamayacağını yineliyoruz. İlgili uluslararası kurallar ve taahhütlerle tutarlı kalırken, yoksulluğun ortadan kaldırılması ve sürdürülebilir kalkınmaya yönelik politikaları uygulamak için her ülkenin politika alanına ve liderliğine saygı göstereceğiz. Aynı zamanda, ulusal kalkınma çabalarının, tutarlı ve karşılıklı olarak birbirini destekleyen dünya ticareti, parasal ve finansal sistemler ve güçlendirilmiş ve geliştirilmiş küresel ekonomik yönetişim dahil olmak üzere, elverişli bir uluslararası ekonomik ortam tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Küresel olarak uygun bilgi ve teknolojilerin mevcudiyetini geliştirme ve kolaylaştırma süreçleri ile kapasite geliştirme de kritik öneme sahiptir. Politika tutarlılığını ve her düzeyde ve tüm aktörler tarafından sürdürülebilir kalkınma için elverişli bir ortamı sürdürmeyi ve sürdürülebilir kalkınma için küresel ortaklığı yeniden canlandırmayı taahhüt ediyoruz.

64. İstanbul Deklarasyonu ve Eylem Programı, SIDS Hızlandırılmış Eylem Yöntemleri (SAMOA) Yolu, 2014-2024 Yılları için Karayla Sınırı Olmayan Gelişmekte Olan Ülkeler için Viyana Eylem Programı dahil olmak üzere ilgili strateji ve eylem programlarının uygulanmasını destekliyoruz. ve Afrika Birliği’nin Gündem 2063’ü ve Afrika’nın Kalkınması için Yeni Ortaklık (NEPAD) programını desteklemenin önemini bir kez daha teyit etmek, bunların tümü yeni Gündemin ayrılmaz bir parçasıdır. Çatışma ve çatışma sonrası durumlardaki ülkelerde kalıcı barışa ve sürdürülebilir kalkınmaya ulaşmanın önündeki en büyük zorluğun farkındayız.

65. Orta gelirli ülkelerin sürdürülebilir kalkınmaya ulaşmak için hala önemli zorluklarla karşı karşıya olduklarının farkındayız. Bugüne kadar elde edilen başarıların sürdürülmesini sağlamak için, deneyimlerin paylaşılması, gelişmiş koordinasyon ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Sistemi, uluslararası finans kuruluşları, bölgesel kuruluşlar ve diğer kuruluşların daha iyi ve odaklanmış desteği yoluyla devam eden zorlukları ele alma çabaları güçlendirilmelidir. paydaşlar.

66. Tüm ülkeler için, ulusal mülkiyet ilkesi tarafından altı çizilen kamu politikalarının ve yerel kaynakların seferber edilmesi ve etkin kullanımının, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması da dahil olmak üzere ortak sürdürülebilir kalkınma arayışımızın merkezinde olduğunun altını çiziyoruz. Yerli kaynakların her şeyden önce ekonomik büyüme tarafından üretildiğini ve her düzeyde kolaylaştırıcı bir ortamla desteklendiğini kabul ediyoruz.

67. Özel ticari faaliyet, yatırım ve yenilik, üretkenliğin, kapsayıcı ekonomik büyümenin ve iş yaratmanın ana itici güçleridir. Mikro işletmelerden kooperatiflere ve çok uluslu şirketlere kadar özel sektörün çeşitliliğini kabul ediyoruz. Tüm işletmeleri, sürdürülebilir kalkınma zorluklarını çözmek için yaratıcılıklarını ve yenilikçiliklerini uygulamaya çağırıyoruz. İlgili uluslararası standartlar ve anlaşmalar ve İş Dünyası ve İnsan Haklarına İlişkin Yol Gösterici İlkeler gibi bu konudaki diğer devam eden girişimlere uygun olarak işçi haklarını, çevre ve sağlık standartlarını korurken dinamik ve iyi işleyen bir iş sektörünü teşvik edeceğiz ve ILO’nun çalışma standartları, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve bu anlaşmaların tarafları için kilit çok taraflı çevre anlaşmaları.

68. Uluslararası ticaret, kapsayıcı ekonomik büyüme ve yoksulluğun azaltılması için bir motordur ve sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesine katkıda bulunur. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kapsamında evrensel, kurallara dayalı, açık, şeffaf, öngörülebilir, kapsayıcı, ayrımcı olmayan ve eşitlikçi çok taraflı bir ticaret sisteminin yanı sıra anlamlı bir ticaret liberalizasyonunu teşvik etmeye devam edeceğiz. Tüm DTÖ üyelerini, Doha Kalkınma Gündemi müzakerelerini bir an önce sonuçlandırmak için çabalarını iki katına çıkarmaya çağırıyoruz. Afrika ülkeleri, en az gelişmiş ülkeler, denize kıyısı olmayan gelişmekte olan ülkeler, gelişmekte olan küçük ada devletleri ve orta gelirli ülkeler dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkeler için bölgesel ekonomik entegrasyon ve karşılıklı bağlantının teşvik edilmesi de dahil olmak üzere ticaretle ilgili kapasite geliştirme sağlamaya büyük önem veriyoruz.

69. Gelişmekte olan ülkelere, uygun olduğu şekilde, borç finansmanı, borç hafifletme, borç yeniden yapılandırması ve sağlam borç yönetimini teşvik etmeyi amaçlayan eşgüdümlü politikalar yoluyla uzun vadeli borç sürdürülebilirliğine ulaşmada yardımcı olma ihtiyacını kabul ediyoruz. Pek çok ülke borç krizlerine karşı savunmasız olmaya devam ediyor ve aralarında en az gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan küçük ada devletleri ve bazı gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere bazıları krizlerin ortasında. Sürdürülemez borç durumlarını önlemek ve çözmek için borçlular ve alacaklıların birlikte çalışması gerektiğini yineliyoruz. Sürdürülebilir borç seviyelerinin sürdürülmesi, borç alan ülkelerin sorumluluğundadır; ancak borç verenlerin de bir ülkenin borç sürdürülebilirliğine zarar vermeyecek şekilde borç verme sorumluluğu olduğunu kabul ediyoruz.

70. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerini desteklemek için Addis Ababa Eylem Gündemi tarafından oluşturulan Teknoloji Kolaylaştırma Mekanizmasını işbu belge ile başlatıyoruz. Teknoloji Kolaylaştırma Mekanizması, Üye Devletler, sivil toplum, özel sektör, bilim topluluğu, Birleşmiş Milletler kuruluşları ve diğer paydaşlar arasındaki çok paydaşlı bir işbirliğine dayanacak ve aşağıdakilerden oluşacaktır: Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Konusunda Birleşmiş Milletler Kurumlar Arası Görev Ekibi SKH’ler için, SKH’ler için Bilim, Teknoloji ve İnovasyon üzerine işbirlikçi bir Çok Paydaşlı Forum ve çevrimiçi bir platform.

• SKH’ler için Bilim, Teknoloji ve İnovasyon üzerine Birleşmiş Milletler Kurumlar Arası Görev Ekibi, BTİ ile ilgili konularda BM Sistemi içinde koordinasyonu, tutarlılığı ve işbirliğini teşvik edecek, özellikle kapasite geliştirme girişimlerini geliştirmek için sinerji ve verimliliği artıracaktır. Görev Ekibi, mevcut kaynaklardan yararlanacak ve SKH’ler için Bilim, Teknoloji ve İnovasyon üzerine Çok Paydaşlı Forum toplantılarını hazırlamak ve kalkınmada sivil toplum, özel sektör ve bilimsel topluluktan 10 temsilci ile birlikte çalışacak ve Forum ve çevrimiçi platform için modaliteler için tekliflerin hazırlanması da dahil olmak üzere çevrimiçi platformun operasyonel hale getirilmesi. 10 temsilci, Genel Sekreter tarafından iki yıllık süreler için atanır.
• Çevrim içi platform, BM içinde ve ötesinde mevcut STI girişimleri, mekanizmaları ve programları hakkında kapsamlı bir harita oluşturmak ve bunlar hakkında bilgi için bir ağ geçidi olarak hizmet etmek için kullanılacaktır. Çevrim içi platform, CYBE kolaylaştırma girişimleri ve politikaları hakkında bilgi, birikim ve deneyimin yanı sıra en iyi uygulamalara ve öğrenilen derslere erişimi kolaylaştıracaktır. Çevrim içi platform aynı zamanda dünya çapında üretilen ilgili açık erişimli bilimsel yayınların yayılmasını da kolaylaştıracaktır. Çevrim içi platform, erişimi tamamlamasını ve kolaylaştırmasını sağlamak için Birleşmiş Milletler içindeki ve dışındaki diğer girişimlerden öğrenilen dersleri ve en iyi uygulamaları dikkate alacak bağımsız bir teknik değerlendirme temelinde geliştirilecektir. mevcut STI platformları hakkında yeterli bilgi sağlamak,
• SKH’ler için Bilim, Teknoloji ve İnovasyon üzerine Çok Paydaşlı Forum, yılda bir kez, iki günlük bir süre boyunca toplanarak, SKH’lerin uygulanmasına yönelik tematik alanlar etrafında STI işbirliğini tartışacak ve ilgili tüm paydaşları aktif olarak katkıda bulunmaları için bir araya getirecektir. onların uzmanlık alanı. Forum, bilimsel işbirliği, yenilikçilik ve kapasite geliştirme de dahil olmak üzere teknoloji ihtiyaçlarını ve boşluklarını belirlemek ve incelemek için ilgili paydaşlar ve çok paydaşlı ortaklıklar arasında etkileşimi, eşleştirmeyi ve ağların kurulmasını kolaylaştırmak için bir alan sağlayacaktır. SKH’ler için ilgili teknolojilerin geliştirilmesini, transferini ve yayılmasını kolaylaştırmaya yardımcı olur. Forumun toplantıları, ECOSOC’un himayesindeki Yüksek Düzeyli Siyasi Forum toplantısından önce veya alternatif olarak, uygun olduğu şekilde diğer forumlar veya konferanslarla bağlantılı olarak, işlenecek tema dikkate alınarak ECOSOC Başkanı tarafından düzenlenecektir. diğer forumların veya konferansların düzenleyicileri ile işbirliği temelinde ve dikkate alınır. Forum toplantılarına iki Üye Devlet eş başkanlık edecek ve aşağıdaki bağlamda Yüksek Düzeyli Siyasi Forum toplantılarına girdi olarak iki eş başkan tarafından hazırlanan tartışmaların bir özeti ile sonuçlanacaktır: 2015 Sonrası Kalkınma Gündeminin uygulanması ve gözden geçirilmesi. ele alınacak temayı dikkate alarak ve diğer forum veya konferansın düzenleyicileri ile işbirliği temelinde. Forum toplantılarına iki Üye Devlet eş başkanlık edecek ve aşağıdaki bağlamda Yüksek Düzeyli Siyasi Forum toplantılarına girdi olarak iki eş başkan tarafından hazırlanan tartışmaların bir özeti ile sonuçlanacaktır: 2015 Sonrası Kalkınma Gündeminin uygulanması ve gözden geçirilmesi. ele alınacak temayı dikkate alarak ve diğer forum veya konferansın düzenleyicileri ile işbirliği temelinde. Forum toplantılarına iki Üye Devlet eş başkanlık edecek ve aşağıdaki bağlamda Yüksek Düzeyli Siyasi Forum toplantılarına girdi olarak iki eş başkan tarafından hazırlanan tartışmaların bir özeti ile sonuçlanacaktır: 2015 Sonrası Kalkınma Gündeminin uygulanması ve gözden geçirilmesi.
• HLPF toplantıları, Çok Paydaşlı Forumun özeti ile bilgilendirilecektir. SKA’lar için Bilim, Teknoloji ve İnovasyon konulu müteakip Çok Paydaşlı Forum’un temaları, Görev Ekibinden gelen uzman girdileri dikkate alınarak sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin Üst Düzey Siyasi Forum tarafından değerlendirilecektir.

71. Bu Gündemin ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaç ve hedeflerinin, uygulama araçları da dahil olmak üzere, evrensel, bölünmez ve birbiriyle bağlantılı olduğunu yineliyoruz.

Takip ve inceleme

72. Önümüzdeki on beş yıl boyunca bu Gündemin uygulanmasına ilişkin sistematik bir takip ve inceleme yapmayı taahhüt ediyoruz. Sağlam, gönüllü, etkili, katılımcı, şeffaf ve bütünleşik bir takip ve inceleme çerçevesi, uygulamaya hayati bir katkı sağlayacak ve ülkelerin kimsenin geride kalmamasını sağlamak için bu Gündemin uygulanmasındaki ilerlemeyi en üst düzeye çıkarmasına ve izlemesine yardımcı olacaktır.

73. Ulusal, bölgesel ve küresel düzeylerde faaliyet göstererek, vatandaşlarımıza hesap verebilirliği teşvik edecek, bu Gündemin gerçekleştirilmesinde etkili uluslararası işbirliğini destekleyecek ve en iyi uygulamaların ve karşılıklı öğrenmenin paylaşılmasını teşvik edecektir. Paylaşılan zorlukların üstesinden gelmek ve yeni ve gelişmekte olan sorunları belirlemek için desteği seferber edecektir. Bu evrensel bir Gündem olduğundan, tüm uluslar arasında karşılıklı güven ve anlayış önemli olacaktır.

74. Her düzeydeki takip ve gözden geçirme süreçlerine aşağıdaki ilkeler rehberlik edecektir:

A. Gönüllü olacaklar ve ülke liderliğinde olacaklar, farklı ulusal gerçekleri, kapasiteleri ve gelişme düzeylerini dikkate alacaklar ve politika alanına ve önceliklere saygı gösterecekler. Ulusal sahiplenme, sürdürülebilir kalkınmaya ulaşmanın anahtarı olduğundan, küresel incelemenin öncelikle ulusal resmi veri kaynaklarına dayanacağı düşünülürse, ulusal düzeydeki süreçlerin sonucu bölgesel ve küresel düzeylerdeki incelemelerin temeli olacaktır.
B. Evrensel, bütünleşik ve birbiriyle ilişkili doğalarına ve sürdürülebilir kalkınmanın üç boyutuna saygı duyarak tüm ülkelerde evrensel Amaç ve hedeflerin uygulanmasındaki ilerlemeyi, uygulama araçları da dahil olmak üzere takip edeceklerdir.
C. Daha uzun vadeli bir oryantasyon sürdürecek, başarıları, zorlukları, boşlukları ve kritik başarı faktörlerini belirleyecek ve bilinçli politika seçimleri yapma konusunda ülkeleri destekleyeceklerdir. Gerekli uygulama araçlarının ve ortaklıkların harekete geçirilmesine yardımcı olacak, çözümlerin ve en iyi uygulamaların belirlenmesini destekleyecek ve uluslararası kalkınma sisteminin koordinasyonunu ve etkinliğini teşvik edeceklerdir.
D. Tüm insanlar için açık, kapsayıcı, katılımcı ve şeffaf olacaklar ve ilgili tüm paydaşların raporlamasını destekleyecekler.
e. İnsan merkezli olacaklar, toplumsal cinsiyete duyarlı olacaklar, insan haklarına saygı gösterecekler ve özellikle en yoksullara, en savunmasızlara ve en geride kalanlara odaklanacaklar.
F. Mevcut platformlar ve süreçler üzerine inşa edecekler, tekrarlardan kaçınacaklar ve ulusal koşullara, kapasitelere, ihtiyaçlara ve önceliklere yanıt verecekler. Bunlar, ortaya çıkan sorunları ve yeni metodolojilerin gelişimini dikkate alarak zaman içinde gelişecek ve ulusal idareler üzerindeki raporlama yükünü en aza indirecektir.
G. Titiz olacaklar ve yüksek kaliteli, erişilebilir, zamanında, güvenilir ve gelir, cinsiyet, yaş, ırk, etnik köken, göç durumu, engellilik ve coğrafi konum ve diğerlerine göre ayrıştırılmış, ülke liderliğindeki değerlendirmeler ve verilerle sağlanan kanıtlara dayalı olacaklardır. ulusal bağlamlarda ilgili özellikler.
H. Gelişmekte olan ülkeler için, özellikle Afrika ülkeleri, LDC’ler, SIDS ve LLDC’ler ve orta gelirli ülkelerde ulusal veri sistemlerinin ve değerlendirme programlarının güçlendirilmesi dahil olmak üzere gelişmiş kapasite geliştirme desteği gerektirecekler.
Ben. BM sisteminin ve diğer çok taraflı kurumların aktif desteğinden yararlanacaklar.

75. Amaç ve hedefler bir dizi küresel gösterge kullanılarak takip edilecek ve gözden geçirilecektir. Bunlar, ulusal ve küresel mevcut durum verilerinin henüz mevcut olmadığı hedefler için mevcut durumların geliştirilmesi için üstlenilen çalışmaların sonuçlarına ek olarak, üye devletler tarafından geliştirilecek olan bölgesel ve ulusal düzeylerdeki göstergelerle tamamlanacaktır. Kurumlar Arası ve SKH Göstergeleri Uzman Grubu tarafından geliştirilecek olan küresel gösterge çerçevesi, Mart 2016’ya kadar BM İstatistik Komisyonu tarafından kabul edilecek ve ardından mevcut yetkiler doğrultusunda Ekonomik ve Sosyal Konsey ve Genel Kurul tarafından kabul edilecektir. Bu çerçeve basit ama sağlam olacak, uygulama araçları da dahil olmak üzere tüm SDG’leri ve hedefleri ele alacak ve burada yer alan siyasi dengeyi, entegrasyonu ve hırsı koruyacaktır.

76. Gelişmekte olan ülkeleri, özellikle Afrika ülkelerini, LDC’leri, SIDS’leri ve LLDC’leri, yüksek kaliteli, zamanında, güvenilir ve ayrıştırılmış verilere erişim sağlamak için ulusal istatistik ofislerinin ve veri sistemlerinin kapasitesini güçlendirmede destekleyeceğiz. İlerlemenin desteklenmesi ve izlenmesinde ulusal sahiplenmeyi sağlarken, yer gözlemi ve jeo-uzamsal bilgi dahil olmak üzere çok çeşitli verilerin sağlayacağı katkıdan yararlanmak için uygun kamu-özel sektör işbirliğinin şeffaf ve hesap verebilir şekilde ölçeklendirilmesini teşvik edeceğiz.

77. Alt-ulusal, ulusal, bölgesel ve küresel düzeylerde düzenli ve kapsayıcı ilerleme incelemeleri yürütmeye tam anlamıyla dahil olmayı taahhüt ediyoruz. Mevcut takip ve inceleme kurumları ve mekanizmaları ağından mümkün olduğunca yararlanacağız. Ulusal raporlar, ilerlemenin değerlendirilmesine izin verecek ve bölgesel ve küresel düzeyde zorlukları belirleyecektir. Bölgesel diyaloglar ve küresel incelemelerin yanı sıra, çeşitli düzeylerde takip için önerilerde bulunacaklar.

Ulusal seviye

78. Tüm üye devletleri mümkün olan en kısa sürede bu Gündemin genel uygulamasına yönelik iddialı ulusal tepkiler geliştirmeye teşvik ediyoruz. Bunlar, SKH’lere geçişi destekleyebilir ve uygun olduğu şekilde ulusal kalkınma ve sürdürülebilir kalkınma stratejileri gibi mevcut planlama araçlarını temel alabilir.

79. Üye devletleri ayrıca, ülke liderliğinde ve ülke güdümlü olarak ulusal ve alt-ulusal düzeylerde düzenli ve kapsayıcı ilerleme incelemeleri yapmaya teşvik ediyoruz. Bu tür gözden geçirmeler, ulusal koşullar, politikalar ve öncelikler doğrultusunda yerli halklardan, sivil toplumdan, özel sektörden ve diğer paydaşlardan gelen katkılardan yararlanmalıdır. Ulusal parlamentolar ve diğer kurumlar da bu süreçleri destekleyebilir.

bölgesel seviye

80. Bölgesel ve alt-bölgesel düzeylerde takip ve gözden geçirme, uygun olduğunda, gönüllü incelemeler, en iyi uygulamaların paylaşılması ve paylaşılan hedefler üzerinde tartışma dahil olmak üzere akran öğrenimi için yararlı fırsatlar sağlayabilir. Bu bağlamda, bölgesel ve alt-bölgesel komisyon ve kuruluşların işbirliğini memnuniyetle karşılıyoruz. Kapsayıcı bölgesel süreçler, ulusal düzeydeki incelemelerden yararlanacak ve sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin Üst Düzey Siyasi Forum (HLPF) dahil olmak üzere küresel düzeyde takip ve incelemeye katkıda bulunacaktır.

81. Bölgesel düzeyde mevcut takip ve inceleme mekanizmalarını geliştirmenin ve yeterli politika alanına izin vermenin önemini kabul ederek, tüm üye devletleri dahil olacakları en uygun bölgesel forumu belirlemeye teşvik ediyoruz. BM bölgesel komisyonları, bu bağlamda üye devletleri desteklemeye devam etmeleri için teşvik edilmektedir.

Küresel düzey

82. HLPF, mevcut yetkilere uygun olarak Genel Kurul, ECOSOC ve diğer ilgili organlar ve forumlarla tutarlı bir şekilde çalışarak, küresel düzeyde bir takip ve inceleme süreçleri ağını denetlemede merkezi bir role sahip olacaktır. Başarılar, zorluklar ve öğrenilen dersler dahil olmak üzere deneyimlerin paylaşılmasını kolaylaştıracak ve takip için siyasi liderlik, rehberlik ve tavsiyeler sağlayacaktır. Sürdürülebilir kalkınma politikalarının sistem çapında tutarlılığını ve koordinasyonunu teşvik edecektir. Gündemin ilgili ve iddialı kalmasını sağlamalı ve ilerlemenin, başarıların ve gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin karşılaştığı zorlukların yanı sıra yeni ve gelişmekte olan konuların değerlendirilmesine odaklanmalıdır. İlgili tüm BM Konferanslarının ve süreçlerinin takip ve gözden geçirme düzenlemeleri ile etkili bağlantılar kurulacak,

83. HLPF’deki takip ve gözden geçirme, küresel gösterge çerçevesine ve ulusal istatistik sistemleri tarafından üretilen verilere ve toplanan bilgilere dayalı olarak Genel Sekreter tarafından BM Sistemi ile işbirliği içinde hazırlanacak yıllık bir SDG İlerleme Raporu tarafından bilgilendirilecektir. bölgesel düzey. HLPF ayrıca, bilim-politika arayüzünü güçlendirecek ve politika yapıcıları yoksulluğun ortadan kaldırılmasını ve sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmede desteklemek için kanıta dayalı güçlü bir araç sağlayabilecek olan Küresel Sürdürülebilir Kalkınma Raporu tarafından bilgilendirilecektir. ECOSOC Başkanını, Raporun kapsamı, metodolojisi ve sıklığı ile bunun, sonucu 2016’daki HLPF oturumunun Bakanlar Deklarasyonuna yansıtılması gereken SKH İlerleme Raporu ile ilişkisi hakkında bir istişare süreci yürütmeye davet ediyoruz. .

84. ECOSOC’un himayesi altındaki HLPF, 67/290 sayılı Karar uyarınca düzenli incelemeler yapacaktır. İncelemeler isteğe bağlı olacak, raporlamayı teşvik edecek ve gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri, ilgili BM kuruluşlarını ve sivil toplum ve özel sektör dahil diğer paydaşları içerecektir. Bunlar, bakanlık ve diğer ilgili üst düzey katılımcıları içeren devlet liderliğinde olacaktır. Ana grupların ve diğer ilgili paydaşların katılımı da dahil olmak üzere, ortaklıklar için bir platform sağlayacaklardır.

85. Kesişen konular da dahil olmak üzere Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerindeki ilerlemenin tematik incelemeleri de HLPF’de yer alacaktır. Bunlar, ECOSOC işlevsel komisyonları ve diğer hükümetler arası organlar ve forumlar tarafından, hedeflerin entegre doğasını ve aralarındaki bağlantıları yansıtması gereken incelemelerle desteklenecektir. Tüm ilgili paydaşları sürece dahil edecekler ve mümkün olduğu durumlarda HLPF döngüsüne katkıda bulunacak ve bu döngüyle uyumlu hale getirileceklerdir.

86. Addis Ababa Eylem Gündeminde ana hatlarıyla belirtildiği gibi, Kalkınma için Finansman sonuçlarının özel olarak takip ve gözden geçirilmesinin yanı sıra, SKH’lerin takip ve gözden geçirme çerçevesiyle bütünleştirilmiş tüm uygulama araçlarını memnuniyetle karşılıyoruz. bu Gündem. Kalkınma için Finansman konulu yıllık ECOSOC Forumunun hükümetler arası üzerinde anlaşmaya varılan sonuçları ve tavsiyeleri, bu Gündemin HLPF’de uygulanmasının genel takibine ve incelemesine dahil edilecektir.

87. Genel Kurulun himayesinde dört yılda bir toplanan HLPF, Gündem ve uygulanması hakkında üst düzey siyasi rehberlik sağlayacak, ilerlemeyi ve ortaya çıkan zorlukları belirleyecek ve uygulamayı hızlandırmak için başka eylemleri harekete geçirecektir. Dört Yıllık Kapsamlı Politika Gözden Geçirme süreciyle tutarlılığı en üst düzeye çıkarmak için, Genel Kurulun himayesinde bir sonraki HLPF, toplantı döngüsü sıfırlanarak 2019’da gerçekleştirilecektir.

88. Yeni Gündemin BM kalkınma sistemi tarafından uygulanmasına tutarlı ve bütünleşik destek sağlamak için sistem çapında stratejik planlama, uygulama ve raporlamanın önemini de vurguluyoruz. İlgili yönetim organları, uygulamaya yönelik bu desteği gözden geçirmek ve ilerleme ve engeller hakkında rapor vermek için harekete geçmelidir. BM kalkınma sisteminin uzun vadeli konumlandırılması konusunda devam eden ECOSOC Diyaloglarını memnuniyetle karşılıyoruz ve bu konularda uygun şekilde harekete geçmeyi dört gözle bekliyoruz.

89. HLPF, 67/290 sayılı Karar uyarınca ana grupların ve diğer ilgili paydaşların takip ve gözden geçirme süreçlerine katılımını destekleyecektir. Bu aktörleri, Gündemin uygulanmasına katkılarını bildirmeye çağırıyoruz.

90. Genel Sekreterden, Üye Devletlerle istişare içinde, HLPF’nin 2016 toplantısına hazırlık olarak Genel Kurulun 70. -küresel düzeyde yukarı ve gözden geçirme. Bu rapor, ECOSOC’un himayesinde HLPF’de devlet öncülüğünde yapılan incelemeler için kurumsal düzenlemelere ilişkin bir öneriyi ve gönüllü ortak raporlama yönergelerine ilişkin önerileri içermelidir. Kurumsal sorumlulukları netleştirmeli ve yıllık temalar, bir dizi tematik inceleme ve HLPF için periyodik inceleme seçenekleri hakkında rehberlik sağlamalıdır.

91. Bu Gündeme ulaşma ve 2030 yılına kadar dünyamızı daha iyiye dönüştürmek için onu sonuna kadar kullanma konusundaki sarsılmaz bağlılığımızı yeniden teyit ediyoruz.

kaynak: https://sdgs.un.org/2030agenda  

Yapay zeka sessizce eğitim endüstrisini internet ticaret’ işgal ediyor! “Işgal tamamlağında” ilk elenen kim olacak…Eğitim – Öğretim, Özgür Yayin Sistemi ve ya Canlı Yaşam akışı nasıl olacak …

AlphaGo’nun geçen yıl Li Shishi’ye karşı kazandığı zaferin ardından , bu yılki insan-makine kolej giriş sınavı savaşı, bir kez daha dünyanın yapay zekanın güçlü gücünü takdir etmesine izin verdi. Her yeni teknolojide olduğu gibi son yıllarda hızla gelişen yapay zeka teknolojisi de eğitim sektörünü her yönüyle etkilemekte ve “yapay zeka eğitimin yerini alacak” gibi sesler durmadan duyulmaktadır. Öyleyse, tehditkar yapay zeka karşısında, geleneksel eğitim endüstrisi nasıl kırılmalı? Bu makale onu analiz edecek.

Yapay zeka, eğitim endüstrisini geniş çapta “istila etti”

Veriler, yerel birincil pazarda yapay zeka alanına yapılan toplam yatırımın yıllık ortalama yaklaşık üç kat arttığını gösteriyor. 2020 yılına kadar Çin’in yapay zeka pazarının ölçeğinin 9,1 milyar yuan’a yükseleceği tahmin ediliyor. yıllık ortalama büyüme oranı %50’nin üzerinde . Baidu, Tencent, Ali, Suning gibi internet devleri yapay zeka konusunda çaba sarf etmeye, yüzlerce start-up şirket de bundan pay alabilmek için planlar yapmaya başladı.

Yapay zekanın hızla yayılmasıyla birçok sektör sessizce değişiyor ve eğitim sektörü de bir istisna değil. Ülkemizde uzun bir süredir okul eğitimi öğretmen merkezli olup, öğretmenlerin başrolü vurgulanmakta, vaaz ve beyin yıkama öğretimi benimsenmektedir. Bu geleneksel öğretim yöntemi altında yetiştirilen yetenekler genellikle kitapları vurgulama, uygulamayı hor görme, zayıf uygulamalı yetenek ve zayıf yaratıcılık özelliklerine sahiptir.Açıkçası, zamanın trendine ayak uyduramadılar. Yapay zekanın görüntü tanıma, konuşma tanıma, insan-bilgisayar etkileşimi vb. avantajlarının yanı sıra büyük veri ve İnternet akıllı üretimi gibi teknolojilerin kombinasyonu, yalnızca geleneksel öğretim modelinin eksikliklerini mükemmel bir şekilde telafi etmekle kalmaz, ama hatta birçok alanda öğretmenleri değiştirin.çalışın. Örneğin:

Görüntü tanıma teknolojisi sayesinde yapay zeka, öğretmenleri ev ödevlerini düzeltme ve ödevleri derecelendirme gibi ağır işlerden kurtarabilir;

Konuşma tanıma ve semantik analiz teknolojisi sayesinde, öğretmenlere sözlü İngilizce testi değerlendirmelerinde yardımcı olabilir ve ayrıca öğrencilerin İngilizce telaffuzlarını düzeltebilir ve geliştirebilir;

İnsan-bilgisayar etkileşimi teknolojisi aracılığıyla, öğretmenler öğretmenlerin öğrencilerin sorularını çevrimiçi olarak yanıtlamalarına yardımcı olabilir.

Geçen yıl medya, Georgia Tech’in robot öğretim asistanlarının öğrencilerle çevrimiçi iletişim kurmak için insan öğretim asistanlarının yerini aldığını bildirdi, ancak hiçbir öğrenci bunu bulamadı, bu da yapay zekanın insan-bilgisayar etkileşimindeki uygulama potansiyelini tam olarak kanıtladı.

Ayrıca kişiselleştirilmiş öğrenme, akıllı öğrenme geri bildirimi ve robotlar tarafından uzaktan öğretim desteği gibi yapay zeka uygulamaları da olgunlaşıyor. Teknolojinin sürekli ilerlemesi ve endüstriyel ölçeğin hızla büyümesiyle birlikte, eğitimde yapay zekanın gelecekteki uygulama beklentileri daha da sınırsız hale geldi. Tüm öğrenme” bunu açıklamak için.

Yapay zeka gerçekten tamamen eğitimin yerini alabilir mi?

Bununla birlikte, yapay zekanın geleneksel endüstriler üzerindeki etkisi ve hatta yıkıcılığı, iki ucu keskin bir kılıç gibidir ve ne kadar sevindiriciyse, o kadar endişe vericidir.

Fizikçi Stephen Hawking bir keresinde British Independent’ta şöyle yazmıştı: “Yapay zekanın geliştirilmesi insanlık tarihindeki en büyük hata olacak; ne yazık ki bu aynı zamanda son hata da olabilir.”

Bu iddia bir uyandırma çağrısı gibi çalıyor. “Yapay zeka + eğitim” çağında, yapay zekanın eğitim teknolojisi ve bilgi uygulamasındaki uygulaması gelecekte daha olgun ve kapsamlı olursa, o zaman “yapay “zekanın

Bu gerçekten doğru mu?

Yazar, eğitim sektörünün yerini alıp almayacağını belirleyen faktörün yapay zeka değil, eğitimin özü ve gerçek anlamı olduğuna inanıyor.

Bilim ve teknoloji nasıl ilerlerse ilerlesin ve dünya nasıl gelişirse gelişsin, insanoğlunun eğitime ihtiyacı var. duygusal yatırım ve ideolojik rehberlik yoluyla insanları şekillendirir. Ünlü Alman filozof Jaspers’ın dediği gibi sözde eğitim “ağacı ağaca sallamak, bir bulutu başka bir bulutu itmek, bir kalbi başka bir kalbi uyandırmak” olmalıdır.

Eğitim hiçbir şekilde sadece “bilgi öğrenmek” ile aynı şey değildir, daha çok manevi bir projedir; eğitim ahlakı inşa etmeli ve insanları yetiştirmeli, insanların ahlaki karakterinin geliştirilmesine, kalitenin iyileştirilmesine ve okulda öğrenme yoluyla deneyime dikkat etmelidir. özgüven, iletişim, sorgulama, paylaşma, yaratıcılık, hayal gücü vb.

Tabii ki, eğitimin uygulayıcıları olan öğretmenlerin rollerini öğretim ustaları ve bilgi telkincilerinden öğrencilerin yaşam ve öğrenmelerinde rehberler, muhataplar, yardımcılar ve yol arkadaşları olarak değiştirdiklerini de görüyoruz. Ve tüm bunlar sadece yapay zeka için imkansız değil, yapay zeka çağında öğretmenlerin daha çok kendi başlarına yapması gereken şeyler.

Özetle, yakın gelecekte yapay zeka bilgi rezervi, bilgi yayma hızı ve öğretim yöntemleri açısından insanı geçse bile insan öğretmenler yine yeri doldurulamaz bir rol oynayacak ve eğitim sektörü varlığını sürdürecektir. Bununla birlikte, yapay zekanın güçlü “kuşatması ve bastırılması” karşısında, bir aciliyet ve yenilik duygusuna sahip olmalı ve geleneksel eğitim endüstrisinin mevcut sınırlamaları ve gelecekteki yönleri üzerinde derinlemesine düşünmeliyiz.

Eğitim endüstrisinin dönüşümü için en önemli öncelikler nelerdir?

Bu açıdan bakıldığında, Hujiang’ın kurucusu, başkanı ve CEO’su Fu Cairui ( Arnold ) bir açılış konuşmasında şunu açıkça belirtti: “Yapay zeka ve eğitimin birleşimi, öğretmenlerin %20’sinin işten çıkarılmasına neden olabilir. Eleme, en tembel öğretmendir. mutlaka elenecek, değişmek istemeyen, tekrar etmeyi seven, yenilikten yoksun olanlar da elenebilir.”

Gerçekten de, istesek de istemesek de, yapay zekanın gelişi, bazı insan öğretmenleri “yararlı”dan “yararsız”a indirgemiştir. Yapay zekanın kuşatması altında geleneksel eğitim endüstrisi, baskısı altındaki çağa ayak uyduramazsa, sonuç pek de iyimser olmayacaktır.

Yazar, eğitim endüstrisinin yapay zeka ile uyumlu bir şekilde bir arada var olmak istiyorsa, aşağıdaki iki yönde iyileştirmeler yapması gerektiğine inanıyor:

Birincisi, yapay zekaya direnmek yerine, onu en iyi şekilde kullanmak daha iyidir. Mevcut duruma bağlı olarak, öğrencilerin mümkün olan en kısa sürede ve ilginç öğretim tasarlama ve programlama kurslarını teşvik etme gibi çeşitli yöntemlerle, öğrencilerin yapay zekayı olabildiğince erken ustalaştırmasına ve kullanmasına yardımcı olmak için programlamaya maruz kalması gerekir. Şu anda, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bazı ilkokullar programlama kursları açtı ve hatta eski ABD Başkanı Barack Obama, tüm insanları programlama öğrenmeye çağıran özel bir video kaydetti. Bunların hepsi eğitim endüstrisinin dönüşümünde başvurulmaya ve başvurulmaya değer.

İkinci olarak, eğitim içeriği ve öğretim yöntemleri iyileştirilmelidir. HKBTÜ Xunfei Co., Ltd.’nin kıdemli başkan yardımcısı Du Lan şunları söyledi: “Yapay zeka yardımcı bir araçtır. Misyonu öğretmenlerin yerini almak değil, öğretmenlerin zamanını ve enerjisini boşaltmak, eğitim içeriğine yenilik getirmek, öğretim yöntemlerinde reform yapmaktır. ve dönüşüm eğitimi daha iyisini yapar”. Dolayısıyla yapay zekanın birçok yönden insanı geride bıraktığı gerçeğini kabul etmeliyiz ama aynı zamanda kendi “yapay zekada yok ama insanlarda var” yeteneğimize de bağlı kalmalıyız. Bir öğretmen olarak, öğrencileri ilgi alanlarında sebat etmeye teşvik etmek ve daha yüksek başarılara ulaşmalarını sağlamak için çeşitli teşvikler kullanmalısınız. Diğer bir deyişle, bir yandan modern teknolojik eğilimler karşısında ileriyi planlamak ve buna uygun eğitim kavramlarını ve müfredatını uyarlamak gerekirken, diğer yandan eğitimin odağını öğrencilerin gelişmeye nasıl teşvik edileceğine kaydırılmalıdır. hobileri ve öğrenme arzularını teşvik eder.

kaynak : http://www.qziedu.cn/xinxizhongxin/xxzx_kjqy/2017-10-30/8034.html

Bir ay ve bir yıl için nasıl bütçe yapılı? Örnekler içeren bir rehber!

Kaynak: https://lifehacker.ru/byudzhet-na-mesyac-i-god/

Bir finansal plan, en önemli anda parasız kalmamanıza yardımcı olacaktır.

Kişisel bir bütçe hazırlamaktaki asıl görev, sadece borcu krediye azaltmak değil, aynı zamanda maaştan önceki son haftada borç almak veya kıt kanaat yaşamak zorunda kalmamak için masrafları doğru bir şekilde dağıtmaktır.

Bir ay ve bir yıl için nasıl bütçe yapılır: örnekler içeren bir rehber

Bir finansal plan yapılmasın amacı : En önemli anda parasız kalmamanıza yardımcı olacaktır!

Bir bütçe hazırlamaktaki asıl görev, sadece borcu krediye azaltmak değil, aynı zamanda maaştan önceki son haftada borç almak veya kıt kanaat yaşamak zorunda kalmamak için masrafları doğru bir şekilde dağıtmaktır.

Bir aylık bütçe nasıl yapılır?

Kural olarak, maaşın ana kısmı ayın ilk gününde değil, 5’inde, 10’unda veya 15’inde verilir. Bu nedenle, bir takvim ayı için değil, maaş çekinden maaş çekine kadar olan bir süre için, örneğin 10 Mart’tan 9 Nisan’a kadar bir bütçe planlamak daha uygun olacaktır.

Gelir

Öncelikle, ne kadar paranız olduğunu anlamak için tüm finansal makbuzları kaydetmeniz gerekir. 

Tüm gelir kaynakları dikkate alınmalıdır: maaş, ikramiye, yarı zamanlı çalışma, daire kiralamaktan elde edilen para vb. İstikrarsız kazançlarda, örneğin kartta paranın alındığı gün tam olarak ne kadar paranız olduğunu bildiğiniz zaman bir bütçe oluşturmak mantıklıdır.

Masraflar

İlk girilecek olan, onsuz yapılması imkansız olan harcama kalemleridir. Bu liste şöyle bir şeye benzeyecek:

  1. Yiyecek (kafeteryada yemek yiyorsanız iş yerindeki öğle yemekleri dahil).
  2. Ortak ödemeler.
  3. Talimatlar.
  4. Mobil bağlantı.
  5. İnternet.
  6. Ev kimyasalları.

Doğal olarak, zorunlu ödemelerin listesi her kişi ve her aile için farklı olacaktır. Ücretler benzin maliyeti ile değiştirilebilir. Kronik hastalığı olanlar ilaç harcamalarını dikkate alacak. Aynı liste kredi ödemelerini, kreş ücretlerini vb. içerecektir. Aynı zamanda cumartesi günleri geleneksel olarak sinemaya gitmek ve benzeri harcama kalemleri zorunlu değildir.

Her ay bir “istikrar fonu”na para ayırmayı bir kural haline getirin. Sabit bir miktar veya gelir yüzdesi olabilir.

Zorunlu giderler düşüldükten sonra kalan tutar ile tutar iki şekilde yapılabilir:

  1. Eğlence, kıyafet ve çeşitli olanaklar için para ayırırsınız.
  2. Kalan miktarı aydaki gün sayısına bölersiniz.

İlk yöntemle her şey açık: Bir filme 3.000 ruble, aynı miktarda kıyafet vb. Harcayacağınızı belirliyorsunuz. İkinci yöntem daha ayrıntılı olarak ele alınmaya değer.

Diyelim ki 15.500 ruble kaldı ve ayda 31 gün var. Bu, günde 500 ruble harcayabileceğiniz anlamına gelir. Aynı zamanda zorunlu giderler zaten bütçede dikkate alınır, bu nedenle bu para yalnızca hoş giderler veya mücbir sebepler için hesaplanır. Buna göre günde bu miktardan fazla harcarsanız kırmızıya dönersiniz ve ay sonunda kemerinizi sıkmak zorunda kalırsınız. Hiçbir şey harcamazsanız, iki hafta içinde büyük bir şeye harcanabilecek 7.000 ruble tasarruf edeceksiniz.

Hesap dönemi sonunda kalan para harcanabilir veya bir kenara bırakılabilir. İlk yol hoş, ikincisi rasyonel.

Yıl bütçesi nasıl yapılır?

Yıllık mali plan hem giderler hem de gelir için düzenli ayarlamalar gerektirecektir, bu nedenle plandaki tüm sütunların iki kopya halinde oluşturulması gerekir: tahmin ve gerçek.

Gelir

Düzenli bir geliriniz varsa

Sabit miktarda kazançla, gelir bölümüne maaş ve diğer sabit gelirleri girmeniz yeterlidir. İşlerin olağan akışını bozacak tek şey tatil ücretidir. Genellikle tatilden önce dinleneceğiniz günler için para verirler ama o zaman maaşınızın bir kısmını kaçırırsınız. Ama genel olarak tahmin aşamasında özellikle ilk kez bütçe yapıyorsanız tüm aylar için sadece maaşı kullanmanız yeterli olacaktır.

İstikrarsız bir geliriniz varsa

Düzensiz gelir söz konusu olduğunda, geliri tahmin etmenin üç yolu vardır:

1. Kesin miktarını bilmeseniz de aylık olarak ömür boyu yetecek bir miktar alacağınızdan eminsiniz.

Ortalama gelirinizi hesaplayın ve hesaplamak için kullanın. Herhangi bir ayda öngörülen miktardan daha fazla kazanırsanız, fazlalığı kumbaraya aktarın. Ortalamadan daha az kazanırsanız içine gireceksiniz.

2. Sabit bir geliriniz yok ve neye sahip olacağınızdan emin değilsiniz.

Hesaplamalar için asgari geliri temel almak daha iyidir. Bu durumda, bütçe planlaması yıldız işaretli bir görev haline gelecek, ancak finansal sürprizler olmayacak.

3. Gelirinizin bir kısmı sabittir, ancak kesin kazanç miktarını tahmin etmek zordur.

Örneğin, sabit bir maaş alıyorsunuz ve bir ikramiyenin olup olmaması birçok faktöre bağlı. O zaman bütçeyi planlamaya değer, böylece istikrarlı bir gelir tüm birincil ihtiyaçları karşılar ve geri kalanı duruma göre harcarsınız.

Düzensiz olarak aldığınız geliri hesaba katmayı unutmayın: üç aylık ikramiye (üç ayda bir), vergi indiriminin iadesi (yılda bir kez) vb.

Örneğin, gelirin çoğunun istikrarlı olduğu bir durumu ele alalım – bu bir maaş. Minimum prim 3.000 ruble ve bu rakamı tahminde kullanacağız. Ayrıca Ağustos ayındaki yıldönümü için en az 20.000 ruble bağışlanması gerektiğini de not ediyoruz: ebeveynler 15.000 ruble sözü verdi, arkadaşlar muhtemelen en az 5.000 verecek.

Masraflar

Giderleri planlarken, aylık sütunlara zorunlu giderleri yazın: yiyecek, kamu hizmetleri, seyahat, mobil iletişim, ev kimyasalları vb. Kış aylarında ısınma nedeniyle elektrik faturalarının daha yüksek olduğunu ve örneğin Mayıs ayında tatile giderken mobil iletişime daha fazla harcama yapacağınızı unutmayın. Bu değişiklikler bütçeye dahil edilmelidir.

Bu nedenle, örnekte, ısıtma sezonunun Mart ayında sona erdiği görülebilir, bu nedenle konut ve toplumsal hizmetler için son artan ödemenin Nisan ayında yapılması planlanıyor. Mayıs ayındaki tatiller de yansıtılır. Bütçe yapıcı, üç haftalığına Büyükanneye gitmeyi planlıyor. Biletler çoktan alındı, bu yüzden bu israfı düşünmenin bir anlamı yok. Barınma ve toplumsal hizmetler standartlara göre değerlendirilir ve değişmez.

Aynı zamanda kahramanımız üç hafta boyunca seyahat için para harcamayacak. Ve yemek masraflarını yarı yarıya azalttı: Bir hafta boyunca evde yemek yiyecek ve ayrıca market masraflarının bir kısmını büyükannesinden alacak.

Bir sonraki adım, zorunlu ancak düzensiz harcamaları kaydetmektir. Diyelim diğer 6 ay için ücret artırılması gerekiyor. Daha sonra ainı yıl sonunda Kasım’da ikinci ücret enflasyon farkı artı – yaşam standartları gereyi yaşadığı daire ve araba için vergi ödenmesi gerekecek. İlave İzin konusunda ücret ve ya yıl ortasında tatiliniz var! İlave olarak Ağustos – bir yıldönümü dolayi ücret artışı! Tabi Aralık’ta spor salonu üyeliğiniz sona eriyor. Tatil için hediye alma ihtiyacını ayrı ayrı düşünün.

Büyük harcamalar iki şekilde planlanabilir:

  1. Aylık bütçeden tüm tutarı bulun.
  2. Birkaç aya bölün.

Örneğin kahramanı, ilk yöntemi yıldönümü için harcamaları planlamak için ve ikincisini OSAGO için kullandı.

Bütçedeki tasarrufları hesaba katmak ve dengeyi hesaplamak için kalır. Eğlence örneğinde, tahmine göre 8.020 ruble kaldı (günde 258,7 para birimi).

Bütçe Düzenlemesi

Her ay, tüm kaynaklardan gelir elde edildikten sonra, gerçekten eldeki miktarı belirlemek için bütçenin ayarlanması gerekecektir. Bilgi elde edildikçe, maliyetlerdeki değişiklikler de dikkate alınmalıdır.

Örnekteki kişi beklediğinden daha fazla ikramiye aldı.

Ayrıca yiyecek ve mobil iletişim için biraz daha az, barınma ve toplumsal hizmetler için biraz daha fazla harcadı. Sonuç olarak, tüm zorunlu kesintilerden sonra elinde 12.535 (günde 404,3 para nırımı) var, bu da önceki sonucun neredeyse iki katı.

Son derece disiplinli bir şekilde tüm detayları dikkate alınmış bir finansal plana bağlı kalsanız bile, koşulların bütçeyi ciddi şekilde etkileyebileceğini hatırlamakta fayda var. Bir işi kaybetmek, yeni personel işe alma! Daha sonrası çalışan bayan ğersonel bebek sahibi olması sonucu finansal stratejinizde büyük değişiklikler gerektirecektir. Ancak kötü bir bütçe bile hiç bütçe olmamasından iyidir.

Bir finansal plan, en önemli anda parasız kalmamanıza yardımcı olaması gereken Bütçe.

The Economist’in 2023 Yılı Kapağı

Kaynak – https://www.economist.com/the-world-ahead-2023

Önümüzdeki yıl için rehberimiz The World Ahead 2023’e hoş geldiniz . Muhabirlerimiz ve dışarıdan uzmanlarımız, dünyanın karşı karşıya olduğu birbirine bağlı zorlukları ele alıyor: Ukrayna’daki savaş , yüksek gıda ve yakıt fiyatları, enflasyonla mücadele , yenilenebilir enerjiye geçiş ve Çin’in pandemi sonrası belirsiz yolu . Karşıdan 60 saniyelik bir özet de izleyebilirsiniz. Bu sayfa, makaleleri temalarına göre gruplandırır veya eksiksiz bir içindekiler listesini tercih edebilirsiniz . The Economist’e henüz abone değilseniz, kaydolarak bazı içeriklerimizin kilidini açabilirsiniz .

https://www.youtube.com/watch?v=nM8-B1PNiwI&t=1s

Tr Kaynak – https://www.ekonomim.com/dunya/kuresel-ekonomiye-2023te-yon-verecek-10-trend-haberi-676084

The Economist dergisinin araştırma birimi Economist Intelligence, 2023 yılına ilişkin temel eğilim ve beklentileri mercek altına aldığı “The World Ahead 2023” özel sayısında, küresel ekonomiye yön verecek önemli trendleri ve sektörel beklentileri analiz etti.

Hilal Sarı

YAYINLAMA05 Aralık 2022 06:00

GÜNCELLEME05 Aralık 2022 11:14

kaynak https://www.ekonomim.com/dunya/kuresel-ekonomiye-2023te-yon-verecek-10-trend-haberi-676084

Küresel ekonomiye 2023’te yön verecek 10 trend

Hilal SARI / DIŞ HABERLER

The Economist’in araştırma birimi Economist Intelligence, “The World Ahead 2023” özel sayısında küresel ekonomiye yön verecek önemli trendleri ele alıyor. Savaş ve pandeminin devam ettiği, enflasyonlu ve resesyonlu bir yıl olması beklenen 2023’e faiz artışları ve talepteki bozulma damga vuracak. Yatırımlar hız kesecek ve finansal istikrar önemli bir sınavdan geçecek.

Emtia fiyatlarının 2022 rekorlarından düşmesi öngörülüyor. Çin’in kısıtlamaları gevşetmesi imalatçıları ve turizm sektörünü sevindirecek olsa da, bu durum özellikle Avrupa için enerji krizini daha da derinleştirecek. Rekabette öne çıkmaya çalışan şirketlerin teknoloji yatırımları 2023’te de artmaya devam edecek.

2020 yılında COVID-19 pandemisiyle sarsılan küresel ekonomi 2023 yılına jeopolitik gerilimlerin hat safh ada olduğu bir seyirde giriyor. The Economist’in araştırma birimi Economist Intelligence tarafından hazırlanan 2023 özel sayısında pandeminin ve Ukrayna Savaşı’nın devam ettiği 2023 yılında küresel ekonomiye hangi trendlerin yön vereceği ve hangi sektörü nelerin beklediği inceleniyor.

2023, Economist Intelligence analizlerine göre tüm gözlerin Ukrayna Savaşı’nda olduğu, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilerin büyük bir kısmında resesyon görülecek, savaşın devam etmesinin temiz enerjiye geçişi hızlandırdığı, Batılı ekonomilerin otokrat rejimlerin enerji kaynaklarına bağımlı olmaktan kurtulmaya çalıştığı, Çin’in kendi toprağı olarak gördüğü Tayvan’la “barışçıl yeniden birleşme” adımını atabileceği ve bunun Batı nezdinde bir işgal olarak algılanabileceği, Hindistan’ın nüfusunun Çin’i geçtiği, ABD’de iç siyasette 2024 seçimleri öncesinde kutuplaşmanın sürdüğü, jeopolitik ittifaklarda değişiklikler olabilecek, NATO’ya iki yeni üyenin katıldığı bir yıl olacak.

Economist Intelligence tarafından hazırlanan “The World Ahead 2023” özel sayısının kapağında yer alan liderler araştırma biriminin 2023’e damga vuracağını öngördüğü konularla da birebir örtüşüyor: Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky, ABD Devlet Başkanı Joe Biden, Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen ve Avrupa Birliği’ndeki çatlakları artırmasından endişe edilen aşırı sağ İtalya Başbakanı Giorgia Meloni… Küresel ekonominin seyrine ilişkin en büyük itici güç 2023 yılında da Ukrayna Savaşı ve Batı ile Çin arasında özellikle Tayvan üzerinden yaşanan jeopolitik gerilim olmaya devam edecek.

GEÇİM KRİZLERİ VE ENFLASYON BİR ÇOK SEKTÖRDE TALEBİ ZEDELEYECEK

OTOMOTİV

Elektrikli araç satışlarında %25 artış bekleniyor

Küresel otomotiv satışlarının 2023 yılında sadece yüzde 1 artacağını ve 2019 düzeylerine göre hala yüzde 14 aşağıda kalacağını öngören Economist Intelligence, büyümenin itici gücünün elektrikli araçlar (EV) olmasını bekliyor. EV satışlarında öngörülen yıllık büyüme yüzde 25. 10,8 milyon EV satışı gerçekleşmesi, bunun toplam satışların beşte birini oluşturması öngörülüyor. Pandeminin daha az vurduğu ticari araç satışlarında düşüşün devam etmesi bekleniyor. Tedarik darboğazlarının devam etmesi ancak çip darboğazında gevşeme olması öngörülüyor. Çin’in emisyon standartlarında katılaşması ve dünya genelinde satılan EV’lerin yarısından fazlasının Çin’de gerçekleşmesi bekleniyor.

SAVUNMA VE HAVACILIK

Savaş bütçeleri artacak, reel bazda düşecek

2023 Ukrayna Savaşı ve Tayvan’a ilişkin jeopolitik gerilimler nedeniyle hükümetlerin savunma bütçelerini güçlendireceği bir yıl olacak. ABD 800 milyar dolarla açık ara en büyük savunma harcamasını yapacak ülke ve ikinci sırada gelen Çin’in üç katı savunma harcaması yapacak. Japonya ve Almanya savunma bütçesini beş yıl içinde GSYH’lerinin yüzde 2’sine yükseltmek için savunma bütçelerini artıran diğer büyük ekonomiler olacak. Ancak Economist Intelligence enfl asyon nedeniyle aslında reel bazda harcamaların düşeceğini, bunun savunma ve havacılık şirketleri için zor bir yıl olacağı anlamına geldiğini vurguluyor.

ENERJİ

Asya’nın talebiyle enerji krizi derinleşecek



Enerji krizinin, özellikle Avrupa’da 2023’te daha da derinleşmesi, kış aylarının Avrupa’nın gaz stoklarını eritmesi ve LNG arzının talebe yetişememesi öngörülüyor. Batı’nın Rus hidrokarbonlarına yaptırımları Avrupa’ya Rus gazının tamamen kesilmesiyle sonuçlanabilir. Asya’dan gelen talebin küresel petrol talebini yaklaşık yüzde 1,5 artırması (1,5 milyon varil/gün) bekleniyor. Ancak OPEC’in de istemeyerek de olsa üretimini 2,4 milyon varil/ gün artırarak fiyatları baskılayacağı tahmin ediliyor. Almanya ve İtalya’da yeni LNG regazifikasyon terminalleri açılacak olsa da, bu ekonomiler Asyalı alıcılarla rekabet edecek. Tüm bunlar enerji tüketimi sadece yüzde 1 artsa bile 2023’te enerji fiyatlarının yüksek seyrinin sürmesiyle sonuçlanacak. Nükleer enerjiye olan ilgi artmaya devam edecek, Almanya ve Güney Kore’de nükleer tesisleri kapatma planları ötelenecek.

GIDA VE TARIM

Açlık krizi derinleşecek ama fiyatlar düşecek



Ukrayna Savaşı’yla derinleşen açlık ve gıda krizi 2023’te de büyüyerek devam edecek. Birleşmiş Milletler öngörülerine göre açlık krizi çeken dünya nüfusu 19 milyon daha artarak 830 milyona ulaşacak. Rusya’nın gübresinin küresel piyasalara ulaşmasındaki aksamalar ve yüksek enerji fiyatları nedeniyle tarım sektörleri olumsuz etkilenecek. Buğday ve mısırda arzın düşmesi, pirinç üretiminin ise artması öngörülüyor. Ukrayna limanlarından tahıl ihracatında blokajların devam etmesi özellikle Mısır’ın bundan olumsuz etkilenmesi bekleniyor. Ancak talepteki yavaşlama nedeniyle Economist Intelligence’ın hazırladığı gıda, içecek ve yem endeksi yağlı tohumlardaki düşüşün etkisiyle 2023’te yüzde 12 düşecek. Tüketiciler ceplerini korumak için gıda tüketim alışkanlıklarını değiştirecek. Buğdaydan darıya, ayçiçek yağından diğer bitkisel yağlara geçiş olabileceği belirtiliyor. Bazı ülkeler gıda arzını korumak için yeni ihracat yasakları getirerek fiyatları tekrar yükseltebilir.

ALTYAPI

Yatırımlarda 14 yılın en zayıf artışı

Son altı yıldır istikrarlı şekilde artan ve payı küresel GSYH’nin yüzde 25’ine ulaşan altyapı yatırımlarının hükümetlerin nakit açıkları nedeniyle 2023’te frene basması bekleniyor. Ancak yine de küresel altyapı yatırımlarının 25 trilyon dolar olması bekleniyor. Bu yüzde 1,1’lik bir artış 2009’dan bu yana küresel sabit yatırım harcamalarında görülen en zayıf artış kaydedileceği anlamına geliyor. Savaş öncesi planlanan altyapı yatırımları ulaşım, su altyapıları ve dijitalleşmeye odaklanırken, savaşla birlikte enerji altyapılarına da para akmaya başlıyor. Çin’de ise kırsal altyapılar ve 5G ağları yatırımların odaklanacağı önemli alanlar. Rus fosil yakıtlarından bağımsızlaşma çabaları kapsamında doğalgaz altyapıları, yeni liman yatırımları ve LNG için regazifikasyon yatırımlarının 2023’te 32 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ

Şirketlerin IT harcamaları %6 artacak

Rekabetçi gücünü artırmaya çalışan şirketler talebi daha iyi tahmin edebilmek, tedarik zincirlerini anlık takip edebilmek ve verilerinin güvenliğini sağlamak için resesyona rağmen bilişim teknolojilerine para harcamaya devam edecek. Danışmanlık şirketi Gartner, IT harcamalarının 2023’te yüzde 6’nın üzerinde artmasını öngörüyor. Bu artışta başı çeken şirketlerin yazılım ve IT hizmeti ihtiyaçları olacak. Aygıt satışları, yükselen fiyatların talebi zedelemesi nedeniyle hayal kırıklığı olacak. Yüksek ücretler ve tedarik sorunları şirketleri otomasyon yatırımlarını hızlandırmaya itecek. Araştırma şirketi IDC yapay zeka pazarının 500 milyara ulaşmasını öngörüyor. Bulut harcamaları da artacak ve Gartner tahminlerine göre Amazon ve Microsoft gibi devlerin sunduğu bulut hizmetleri pazarı da 600 milyar dolara ulaşacak.

MEDYA ve EĞLENCE

Streaming pahalandıkça kullanıcı kaybedecek

Reklam harcamalarının yüzde 5 artmasını öngören reklamcılık devi Dentsu, 780 milyar dolar olması beklenen sektörde bu büyümenin yayıncıların reklam ücretlerini yükseltmesinden kaynaklanacağını öngörüyor. Dijital reklamların payının toplam reklam harcamaları içindeki payının yüzde 57’ye yükselmesini öngörüyor. Apple’ın kişisel verilere ilişkin korumaları dijital reklamcıların işini zorlaştırmaya devam edecek. Economist Intelligence tahminlerine göre pandemiye ilişkin endişelerin azalmasıyla sinema salonlarında cirolar 2023’te 2019 seviyelerini geçecek. Streaming devleri aylık abonelik ücretleri arttıkça kullanıcı kaybedecek ancak rekabette öne geçebilmek için içeriğe para akıtmaya devam edecek. Büyük oyuncular finansal güçleriyle geleneksel medyadan spor yayınlarını da çekmeye başlayacak.

BANKACILIK VE FİNANS

Finansal istikrar büyük bir sınav verecek

2023’te küresel ekonominin yavaşlaması nedeniyle Economist Intelligence öngörülerine göre finansal istikrar büyük bir sınav verecek. Bankaların rezervlerinin yüksek olması ve Basel 4 gibi katı standartlar sayesinde 2008 benzeri bir finansal kriz beklenmiyor. Artan faiz oranları da bankacılığın kâr marjlarını yükseltecek. Ancak Rusya’ya yönelik yaptırımlar finans kuruluşlarına kayıp yazdırmaya devam edecek. Sri Lanka, Moğolistan, Mısır, Tunus, Pakistan gibi birçok gelişmekte olan ekonominin para birimlerinin dolar karşısında değer kaybetmesine bağlı olarak dış borçlarında temerrüde düşme riski bulunuyor. Hisse piyasalarında standartlar daha da sıkılaşacak. ABD borsalarından çoğu Çin menşeli şirketler çıkartılacak. Çin’in konut sektöründeki sorunlar da yine bankacılık sektörünü olumsuz etkileyen unsurlar olarak görülüyor.

METALLER VE MADENCİLİK

Metal fiyatları %7 düşecek

2022 yılında rekor düzeylere ulaşan metal fiyatlarının pandemi öncesine göre hala yüzde 40 daha yukarıda seyretmesi ancak 2023’te yaklaşık yüzde 7 düşmesi bekleniyor. Economist Intelligence metal fiyat endeksinde bu yıl beklenen düşüş yüzde 7 ancak bu pandemi öncesine göre hala yüzde 40 yukarıda bir düzey. Enerji fiyatlarındaki yüksek seyir alüminyum, çelik ve çinko üretimlerini düşürecek ve bu durumun bazı hükümetlerce hurda metal ihracatına geçici ihracat yasakları getirmesiyle sonuçlanabileceği aktarılıyor. Yeşil enerjiye geçiş ve dijitalleşme bakır, lityum, nikel ve diğer bazı nadir metallerde talebi artıracak. Çin hükümetinin teşvikleri inşaat ve imalat sektöründe ihtiyaç duyulan metallere olan talebi yükseltecek. Kuzey Amerika çeliğinin kullanımının sekiz yılın zirvesini görmesi öngörülüyor.

PERAKENDE

Enflasyon, perakendeyi yavaşlatacak



Geçim krizleri perakendecileri 2023’te yavaşlatacak en önemli unsur olarak görülüyor. E-ticarette bile yavaşlama öngörülüyor. Çin’den ABD’ye birçok ekonomide perakende satışlardaki büyüme 2023’te 2019’un da altında kalacak. Alibaba gibi Çinli perakende devlerinin Batılı tüketicileri cezbetmek için fiyatları düşürebileceği belirtiliyor. Amazon, 2023’te Kolombiya, Nijerya ve Güney Afrika pazarlarına girmeyi planlıyor. Online satışların küresel perakende pazarındaki payının yüzde 14 olması bekleniyor. Perakendecilerin işgücü maliyetlerini azaltmak için depoları ve bazı iç operasyonlarını otomatize ettiği bir yıl olacak. Moda ve lüks perakendede markalar metaverse denemeleri yaparak 1997 sonrası doğmuş olan Z neslini çekmeye çalışacak.

GAYRİMENKUL

Fiyatların düştüğü pazarlar olacak

Küresel gayrimenkul satışlarında yüzde 1’lik bir artış görülmesi ve 2023’te konut satışlarının 5,8 trilyon dolara ulaşması öngörülüyor. Yükselen faizler mortgage kredilerini baskılayarak bazı pazarlarda konut fiyatlarının düşmesine yol açacak. Fiyatlarda İngiltere’de yüzde 5, Avustralya’da yüzde 9 oranında düşüşler öngörülüyor.

TURİZM

İntikam turizmine rağmen 2019’u yakalayamayacak

Pandemi boyunca durma noktasına gelen ve borçları dağ gibi büyüyen turizm sektörü, 2023 yılında bir nebze nefes alacak çünkü öngörülere göre seyahat severlerin “intikam turizmi” olarak da nitelendirilen bir yıl geçirmesi öngörülüyor ancak yine de sektörün 2019 düzeylerine ulaşması beklenmiyor. Uluslararası turist sayısı 2022’ye göre yüzde 30 artışla 1,6 milyara ulaşacak ancak küresel turizm sektörünün eski normalini yakalaması bu yıl da mümkün görülmüyor. Pandemi öncesi turist sayısı 1,8 milyardı ve bu rakam hem geçim krizleri hem de Çin’in sıfır Covid politikaları nedeniyle bu yıl da yakalanamayacak. Turizm gelirlerinin 1,4 trilyon dolara ulaşarak 2019 zirvesini yakalaması bekleniyor ancak bunun sebebi enerji, personel ve gıda maliyetlerinin artmış olması.

2023 jeopolitik gerilimlerin gölgesinde geçecek

Küresel GSYH’nin 2022’deki yüzde 2,8’lik büyümesi, Economist Intelligence öngörülerine göre yüzde 1,6’ya gerileyecek. Ancak enflasyon bir çok merkez bankasının hedefinin çok üzerinde yüzde 6 düzeylerinde kalmaya devam edecek. Bu da bir çok merkez bankasını faizleri artırmaya devam etmeye zorlayacak. Peki tüm bu jeopolitik gelişmeler, ekonomiyi, sektörleri ve şirketleri nasıl etkileyecek? Siyasetin ve jeopolitiğin gölgesinde ekonomiye ve sektörlere 2023 yılında yön verecek 10 iş trendi ise Economist Intelligence tarafından şöyle sıralanıyor:

1. FAİZLER YÜKSELECEK

ABD Merkez Bankası ve diğer büyük merkez bankaları enflasyonla mücadele için faizleri artırmaya devam edecek. Çin gevşek para politikalarına devam edecek.

2. ENFLASYON TÜKETİMİ YAVAŞLATACAK

Enflasyon tüketicilerin talebini bozmaya devam edecek ve perakendeye olan talep olumsuz etkilenecek. E-ticaret büyümesi bile yavaşlayacak. 2019’da yüzde 10 olan online ticaret tüm satışlardaki payı yüzde 14’e yükselmiş olsa da, 2022 düzeylerini zar zor geçecek.

3. ÇİN KISITLAMALARI GEVŞETEBİLİR

COVID-19 can almaya devam edecek ancak pandemi kaynaklı can kayıpları azalacak. Çin, vaka artışı riskini göze alarak sıfır COVID politikalarını gevşetebilir.

4. ASYA’NIN İŞTAHI VE KESİNTİLER PETROL FİYATLARINI DESTEKLEYECEK

Çin ve Asya ekonomilerinin güçlü talebi küresel petrol fiyatlarının 2022’ye göre yüzde 1,5 artmasını sağlayarak fiyatları da destekleyecek. Ancak OPEC’in üretimi istemeye istemeye artırmasıyla fiyatlardaki yükseliş fiyatları baskılayacak.

5. RESESYONA RAĞMEN TEKNOLOJİ HARCAMALARI ARTACAK

Resesyon risklerine ve faiz artışlarına rağmen teknoloji harcamaları yüzde 6’nın üzerinde artacak. Aygıt satışları beklentileri karşılayamayacak ancak yapay zeka pazarı 500 milyar dolara ulaşacak.

6. STREAMİNG ŞİRKETLERİ İÇERİĞE PARA AKITMAYA DEVAM EDECEK

Video streaming platformları artan rekabetle yeni abone kazanmakta zorlanacak ancak rekabette öne çıkmak için Netflix gibi devler içeriğe milyar dolarlar akıtmaya devam edecek. Sadece Netflix’in içeriğe ayırması öngörülen bütçe 17 milyar dolar.

7. OTOMOTİVDE ELEKTRİFİKASYON SÜRECEK

Küresel otomobil satışlarında beklenen yükseliş sadece yüzde 1. Ancak elektrikli araç satışlarındaki artışın yüzde 25 olması öngörülüyor. Çin talebi desteklemek için elektrikli araç desteklerini geri çekme planını iptal etmeyi planlıyor.

8. SAVUNMA BÜTÇELERİ ARTACAK

Dünyanın en büyük savunma bütçesine sahip ABD’nin savunma harcamaları 800 milyar dolar olacak – Çin’in savunma bütçesinin üç katına denk gelecek. Ancak enflasyona göre düzeltilmiş reel savunma bütçelerinde daralma öngörülüyor.

9. EMTİA FİYATLARI DÜŞECEK

Emtia fiyatlarının genelinde 2023 boyunca resesyon kaynaklı bir geri çekilme görülecek. Bazı metallerde darboğaz nedeniyle zorlanan şirketler, emtia fiyatlarındaki düşüşle bir nebze nefes alacak. Açlıkla mücadele eden 800 milyon insan için de emtia fiyatlarındaki düşüş sevindirecek.

10. PANDEMİ SONRASI İNTİKAM TURİZMİ YAŞANACAK

Pandemi öncesine dönülmesi beklenmese de, uluslararası turist sayısı yaklaşık yüzde 30 artacak. Maliyetlerle boğuşan şirketlerde iş seyahatleri büyük ölçüde uzaktan görüşme imkanları nedeniyle yapılmayacak.

DÜNYAYİ BEKLEYEN YAPAY AÇLIK KAPIDA


MR BİLGE ADAM DEMECİNDE BEN AÇLIK SORUNU ÇÖZME ANAHTARI BULDUM DİYOR
MR BİLGE ADAM GÖRE ÇOK İNSAN ÖLÜNCE AÇLIK KALMAYACAK
Birleşik Krallık hükümeti, yerel çiftçilere çiftçiliği durdururlarsa ödemeler sunan bir teşvik programı başlattı. Toplu ödeme alabilmek için İngiltere’deki tarım arazilerinden vazgeçmeleri gerekiyor.
Biraz önce, Aralık ayında, Hollanda hükümeti ülkedeki canlı hayvan sayısını büyük ölçüde azaltmak için 25 milyar avroluk bir plan açıkladı.
https://www.theguardian.com/en…
Plan, Hollandalı çiftlik hayvanı çiftçilerine endüstriyi yeniden yerleştirmeleri veya tamamen terk etmeleri için ödeme yapmanın yanı sıra, daha az hayvan ve daha fazla arazi ile daha kapsamlı çiftçilik uygulamalarına geçmelerine yardımcı olmayı içeriyor. 
Sonuç olarak, ülkedeki domuz, inek ve tavuk sayısının neredeyse üçte bir oranında azalması bekleniyor.
Aynı zamanda, politikacılar ülkelerinin vatandaşlarına gıda sorunlarının “yalnızca Ukrayna’daki savaş nedeniyle” ortaya çıktığını kederli bir şekilde anlatacaklar. 
Daha doğrusu, zaten söylüyorlar. 
Rusya ve Ukrayna’dan gelen gıda arzındaki azalmanın ve tedarik zincirlerinin bozulmasının, küresel psikopatların ihtiyaç duyduğu ölçekte bir kriz için yeterli olmadığı varsayılmalıdır.
https://t.me/nastikatube/28716

‘Uyum yok, yemek yok’ – Dr. Mike Yeadon, ani yemek kesintisi hakkındaki düşüncelerini ortaya koyuyor.
“Çünkü doğal olarak gelmiyor… gıda arzını, sizi beslemek için hükümete bağımlı olacağınız noktaya kadar azaltmak için bir plan var. Yani sizi aç bırakmaları gerekmiyor, sadece yapmaları gerekiyor. mevcut kalori miktarı biraz daha az, ne isterseniz ve yemek isyanlarını besleyeceği için ya sıkıyönetim ya da kart çıkaracaklar ve kartı dijitalden sürecekler.. bunu yemek yemeniz gerektiği için yapıyorsunuz,
ve diyecekler ki: “Rıza yok – yemek yok.” ” 
https://t.me/from_matrixx/6892


Konuyla ilgili daha fazla bilgi
Sadece 10 şirket tarafından kontrol edilen tüm dünya gıda arzı gibi..   https://t.me/nastikatube/28725
Her şey önceden oluşturulmuş bir senaryoya göre gerçekleştirilir, bir kuyruk dönüşüne ve ardından bir tepe noktasına giriyoruz.
 
20 Mayıs 07:04
Dünya açlığı, 30++ yıl içinde Windows’taki hataları sona erdiremeyen biri tarafından sona erdirilebilir. inanmıyorum(lar)
asar kazan20 Mayıs 07:21
Ruslar tarafından Rusya’dan İngiltere’ye çalınan ve yasadışı olarak çekilen para miktarı beş trilyon rubleyi aşıyor. Rusya Federasyonu Başsavcılığının resmi temsilcisi Alexander Kurennoy, Pazartesi günü bunu Dozhd TV kanalına duyurdu. Sadece Londra’da 250.000 kişi yaşıyor. Rus yetkililerin ailelerinden Rus yetkililer, geçtiğimiz günlerde Rus girişimcilerin, aileleri yurtdışında yaşayanları ve Rusya’ya yaptırım uygulayan ülkelerde düzenli olarak tatil yapanları işten çıkarmayı öneren bir yasa tasarısını reddetti. Doğal olarak bu teklif anında reddedildi, ciddi anlamda dikkate bile alınmadı. 
Ve bu şaşırtıcı değil, çünkü bu kadar çok Rus yetkili ailesinin yalnızca Londra’da yaşadığını düşünürsek, o zaman ne olacak, bu insanlar derhal kovulsa? Bürokratik aygıtımız yarıya kadar olmasa da üçte bir oranında azaltılacaktır – kesinlikle.
 Rusya’dan denizaşırı alınan sermaye miktarı, hükümetin sahip olduğu döviz rezervlerinin üç katıdır. Örneğin, ABD’deki kar amacı gütmeyen özel araştırma kuruluşu Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu’nun “Sovyetler’den Oligarklara: Rusya’da Eşitsizlik ve Mülkiyet, 1905-2016” başlıklı bir raporunda, Rusya Federasyonu vatandaşlarının milli gelirin yaklaşık %75’ini offshore bankalara aktarmıştır. 
Aynı zamanda, rezervlerin hacmi gayri safi milli gelirin sadece %25’i kadardır. 
Rusya’dan sermaye çekilmesi muazzam: bir yılda sermaye kaçışı 15-20 milyar dolar ve bazı yıllarda 30-50 milyar dolara ulaştı, örneğin 2013-2015’te. Hesap Odası, hayali ihracat-ithalat operasyonları nedeniyle Rusya’dan yasa dışı olarak 1,2 trilyon ruble çekildiğini tahmin ediyor. 
Ve Boston Consulting Group’a göre, Rusların 2 trilyon dolarlık özel parasının neredeyse üçte biri 2013-2014’teydi. açık deniz. Tahminlerine göre, 2019 yılına kadar bu pay çok az değişecek.
 Matovnikov’un tahminlerine göre, yalnızca 2014 yılında 30 milyar dolardan fazlası ya da yıllık banka mevduatlarının toplam tutarının %8’i yurt dışından çekildi.13 yıl içinde 20.000 milyoner Rusya’yı terk etti. Rusya Federasyonu’nun ödemeler dengesi, iç ekonominin Batı’nın “nakit ineği” olduğunu gösteriyor. 
Rusya Federasyonu’nun varlığı boyunca, özel sermayenin net çıkışı (ithalatından fazla sermaye ihracatı fazlası) olmuştur. 
Azami net sermaye çıkışı 2014’te kaydedildi – 152,1 milyar dolar (bu arada, o yılın Aralık ayında rublenin çöküşüne yol açtı). 
Rus ekonomisinin kanını çektiği bu dev “deliğe” ek olarak, başkaları da var. Bunlar, özellikle, yerleşik olmayanların Rus ekonomisinde aldıkları ve ülke dışına çektikleri yatırım gelirleridir. Tabii ki Rus ihracatçılar yurtdışından bir miktar yatırım geliri alıyor ve Rusya’ya gidiyorlar. Ancak çeyrek yüzyıl boyunca yatırım gelirlerinin dengesi negatifti.
 Genellikle ölçek olarak sınır ötesi sermaye akışlarındaki negatif dengeyle karşılaştırılabilir (net sermaye çıkışı). Böylece, ön tahminlere göre, geçen yıl net sermaye çıkışı 31,3 milyar dolar ve negatif yatırım geliri dengesi – 37.3 milyar dolar (Rusya Merkez Bankası, geçen yılın tamamı için ödemeler dengesi hakkında henüz gerçek verileri yayınlamadı) , sadece ilk üç çeyrek için kullanılabilirler). Ayrıca, para otoriteleri, uluslararası rezervler oluşturmak gibi belirli bir biçimde ülkeden sermaye çekiyorlar. Yani geçmiş yıllarda böyle bir artış 38,0 milyar dolar oldu.Böylece bu üç kanaldan 106,6 milyar dolar ülke dışına çıktı ve bu örüntü yıldan yıla tekrarlanıyor. Ülkenin soygunu her ay, her gün, her saat oluyor. Ve bu, sermayenin yasadışı kanallardan ülke dışına aktığı gerçeğini hesaba katmadan. 
Bu sermaye ihracı, ülkenin ödemeler dengesine yansımaz. Ve bunu hesaba katarsanız, ülke soygunun ölçeği iki katına çıkarılabilir. geçmiş yıllarda bu artış 38,0 milyar dolardı.
Böylece bu üç kanaldan 106,6 milyar dolar ülke dışına aktı ve bu örüntü yıldan yıla kendini tekrar ediyor. Ülkenin soygunu her ay, her gün, her saat oluyor. Ve bu, sermayenin yasadışı kanallardan ülke dışına aktığı gerçeğini hesaba katmadan. 
Bu sermaye ihracı, ülkenin ödemeler dengesine yansımaz. 
Ve bunu hesaba katarsanız, ülke soygunun ölçeği iki katına çıkarılabilir. geçmiş yıllarda bu artış 38,0 milyar dolardı.Böylece bu üç kanaldan 106,6 milyar dolar ülke dışına aktı ve bu örüntü yıldan yıla kendini tekrar ediyor. Ülkenin soygunu her ay, her gün, her saat oluyor. Ve bu, sermayenin yasadışı kanallardan ülke dışına aktığı gerçeğini hesaba katmadan. Bu sermaye ihracı, ülkenin ödemeler dengesine yansımaz. Ve bunu hesaba katarsanız, ülke soygunun ölçeği iki katına çıkarılabilir.
AB20 Mayıs 18:52
Makale Avrupa için geçerlidir. Çin’de durum değişti. Artık dökme yük gemileri birikimi yok.
 # Şanghay limanı, salgın sürüklenmesine rağmen konteyner hacminde %80 iyileşme görüyor; ABD’ye kıyasla liman verimliliği avantajları https://www.hellenicshippingnews.com/shanghai-port-sees-80-recovery-in-container-throughput-despite-epidemic-drag-port-efficiency-edges-over-us/ Port News 18 /05/2022
SHANGAY LİMANI SIRA BEKLEYEN DOLU BOŞALTILMASI BEKLEYEN VE YA BOŞ YÜK ALMAYİ BEKLEYEN GEMİ

İLK BANKA KURUCULARI

Hem teoloji (teoloji) hem de pratik kilise politikası alanında, Katoliklik, Ortodoksluktan ayrıldıktan sonra, Reform koşullarını hazırlayan küçük (ilk bakışta görünmez) reformlar, tavizler, gevşeme yoluna girdi.

Bu imtiyazlara ve rahatlamaya ne sebep oldu?

Birincisi, gerçek hayatın baskısı: Kapitalizm Avrupa’da başarısız olmadan ortaya çıktı ve güçlendi (örneğin, güney İtalya’da kapitalist politika şehirlerinin ortaya çıkması).

İkincisi, Katolik Kilisesi’nin, özellikle büyük manastırların temizlik yapmak zorunda kalması ve çok katı kısıtlamalar ve yasaklar olması, ekonomik faaliyetlerde bulunmasını engelledi. Her şeyden önce, özel mülk üzerindeki yasaklar veya kısıtlamalar, arsa ve diğer mülklerin kiralanmasından elde edilen gelir, işe alınan emeğin kullanımı, borçların verilmesi ve alınması.

Üçüncüsü, Roma tahtının krallar ve prensler üzerindeki politik etkisini güçlendirmek için istek uyandırması. Bunun için paraya ihtiyaç vardı ve birçoğu. Her zamanki manastır ekonomisinin bakımı böyle bir para kazanmaz. Büyük para, kilisenin kısıtlamalarının kaldırılmasını (ya da gözlerin bu kısıtlamaların ihlal edilmesine kapatılmasını) gerektiriyordu. Kilise, esas olarak iki yolu kullanarak büyük paralar alabilir (ve alabilirdi): tefecilik ve ticaret.

En açık şekilde, batı kilisesinin vaaz ettiği ile Hristiyan Avrupa’nın gerçek yaşamında olanlar arasındaki tutarsızlık, usury örneğinde görülebilir. Kilisenin, usury ile ilgili resmi konumu, bir yerde en uzlaşmaz, sert ve hatta zalimdir. Dogmatik alandaki doğu ve batı kiliseleri arasındaki tutarsızlıklara rağmen, onlar usuryet meselesinde herhangi bir temel farklılık gözlemlememişlerdir. Doğu ve Batı kiliseleri ekümenik konsey kararları ile yönlendirildi. İlk Nicaea Konseyi, 325, din adamlarına katılmayı yasakladı. Yasak daha sonra meslekten olmayanlara uzatıldı.

Batı Kilisesinde Büyüme Eşitliği, Sodominin Günahını Geliştirdi

Batı kilisesinde belki de, usury sorusu doğuda olduğundan daha fazla dikkat edildi. Orada tefecilik, sodomi günahıyla eşitlendi. Batı’da, Orta Çağların başlarında, “Para para üretmiyor” atasözü ortaya çıktı. Katolik okulları, kredinin vadesini göz önünde bulundurarak hesaplanan faiz makbuzunun aslında “zaman ticareti” olduğunu ve zamanın yalnızca Tanrı’ya ait olduğunu, dolayısıyla tefeciliğin Tanrı’ya yapılan bir tecavüz olduğunu açıkladı. Para ödünç veren kişi sürekli olarak günah işlemektedir, çünkü uykusu sırasında bile ilgi artışı ortaya çıkmaktadır. 1139’te, İkinci Lateran Konseyi karar vermiştir: “İlgilenen, en katı kefaretten sonra ve en büyük özenle ilgilenen kişiyle görüşülmeli ve geri alınmalıdır. Çıkar failleri Hristiyan geleneğine göre gömülemez. ” 1179’te Papa Alexander III, kutsallıktan yoksun bırakılma acısını bir yüzde yasaklıyor. 1274’te Papa Gregory X daha ağır bir ceza veriyor – devletten kovuluyor. 1311’te Papa Clement V, tam bir iletişim şeklinde bir ceza veriyor.

Ancak, paralel olarak başka süreçler de vardı. 1095’ta başlayan haçlı seferleri, haçlılar tarafından elde edilen ganimet pahasına kilise seçkinlerinin zenginleşmesine güçlü bir ivme kazandırdı. Bu anlamda, Dördüncü Haçlı Seferi, özellikle 1204’taki Bizans’ın başkenti Konstantinopolis’in yağmalanması olan, özellikle önemlidir. Çeşitli tahminlere göre, madenciliğin maliyeti, 1’ten 2 milyon gümüş işaretine kadar değişmekteydi, bu da tüm Avrupa ülkelerinin yıllık gelirini aşmıştır.

Kilise’nin gelirindeki keskin artış, büyümek için para verme olanağına kavuştu. Bu tür gelirlerin rahibeliğe yüksek tüketim standartlarına (diğer bir deyişle lüks hayata) verdiği, dolayısıyla gelirin düştüğü durumlarda borçlanmayla bu düşüşleri telafi etmeye çalıştığı da unutulmamalıdır.

İlk bankacılar

Kral Aragon Alphonse, Tapınakçılara mülklerinden bazılarını fethetti

Tapınakçılar Düzeni veya Tapınakçılar Düzeni’nin maddi ve hürmet faaliyeti, kilisenin yasaklanmasının arka planına karşı özellikle keskin bir tezat oluşturuyordu. Bu siparişin başlangıçta “Beggars Knights” (1119) olarak adlandırılması dikkat çekicidir. 1128’taki papalık kutsama ve vergi muafiyetinden sonra, Düzen Şövalyeleri Templar olarak tanındı. Tarihçiler yoksulluktaki Düzen Şövalyelerinin uzun sürmediğini iddia ediyorlar. Zenginliklerinin kaynaklarından biri, 1204’teki Konstantinopolis’in yağmalanması sonucu elde edilen ganimet idi (bu arada, Tapınakçılar, şehri 1306’te yeniden yağmaladılar). Emrin bir diğer gelir kaynağı gönüllü bağışlardı. Mesela, Alphonse I Wrangler, Navarre ve Aragon’un savaşçı kralı, mülklerinin bir kısmına tapınaklara teslim edildi. Sonunda, Haçlı Seferleri’ne giderken, şövalyeler-feodal beyler, Kardeşler-Templar kardeşlerin gözetiminde (şu anda güven yönetiminde söyledikleri gibi) mülklerini devretti. Ancak on kişiden sadece biri mülkü geri aldı: Bazı şövalyeler öldü, diğerleri Kutsal Topraklarda yaşamaya devam etti, bazıları sıraya katıldı (mülkleri tüzük altında yaygınlaştı). Sipariş’in Avrupa’da geniş bir kale ağı (9 bin komutandan fazla) vardı. Ayrıca birkaç karargah vardı – bir tampon. İki ana karargah Londra ve Paris’teydi.

Tapınakçılar çeşitli finansal işlemlerle uğraştılar: yerleşim yerleri, döviz değişimi, fon transferi, mülklerin korunması, mevduat işlemleri ve diğerleri. Ancak, ilk sırada kredi işlemleri yapıldı. Hem tarımsal üreticilere hem de (her şeyden önce) prenslere ve hatta hükümdarlara kredi verildi. Tapınakçılar Yahudi tefecilere göre daha rekabetçiydi. Yılda% 10 altında “katı borçlulara” borç verdiler. Yahudi para borç verenleri çoğunlukla küçük müşterilere hizmet etti ve kredilerinin fiyatı% 40 civarındaydı.

Bildiğiniz gibi, Tapınakçılar Nişanı XIV yüzyılın başında Fransız Kralı Philip IV The Beautiful tarafından yenildi. Papa Clement V tarafından buna yardım edildi. Tapınakçılardan 1 milyondan fazla tam gövdeli canlılar ele geçirildi (karşılaştırma için: orta büyüklükte bir şövalye kalesinin inşası daha sonra XIVUMX-1 bin liraya mal oldu). Ve bu, düzenin fonlarının önemli bir kısmının tahrip edilmeden önce Fransa dışına boşaltıldığı gerçeğini saymıyor.

TEMPLARS% 10’IN altındaki “KATI” MÜŞTERİLERE VERDİ

Ortaçağ Avrupa’sındaki öfke yalnızca Tapınakçılar tarafından değil, aynı zamanda resmen Katolik Kilisesi’ne mensup diğer kişiler tarafından da uygulanmıştır. Öncelikle Milano, Venedik ve Cenova gibi İtalyan şehirlerinde ofisleri bulunan kullanıcılarla ilgili. Bazı tarihçiler, Orta Çağ İtalyan bankacılarının, Roma İmparatorluğu döneminde bile bu yerlerde yaşayan ve Latinlere mensup olan bu soygunların soyundan geldiğine inanmaktadır. Eski Roma’da, Roma vatandaşları değil, tefecilik yaptılar, ancak hak ve yükümlülükleri kısaltan Latinler. Özellikle, Roma’nın kullanımına ilişkin cezalarla ilgili yasalar kapsamında değildiler.

Zaten XIII yüzyılda, bankalar herhangi bir büyük İtalyan şehrinde idi. Girişimcilerin uluslararası ticaretten para kazanması gerekiyordu. Ortaçağ Venedikinden bahseden tarihçi Andrei Vajra, tüccarlarının Bizans ve Batı Roma İmparatorluğu arasındaki benzersiz konumlarından dolayı ilk sermayelerini biriktirebildiklerini vurguluyor: “Bizans ve Batı Roma imparatorlukları arasında siyasi olarak mücadele, Venedik. “VK], o zamanın ana emtia ve nakit akışlarının kontrolünü ele geçirdi.” Ancak birçok tüccar bankacı oldu, ancak eski ticaret işini bıraktı.

Gabriel Metsu, “Pawnbrother ve Ağlayan Kadın.” 1654

İtalyan bankacıları ile Holy See arasında çok yaratıcı, “yaratıcı” ilişkiler geliştirildi. Bankacılar papayı ve çevresini aktif olarak hesaba kattılar ve Roma tahtını bu bankacılar “kapattı”. Her şeyden önce, tefecilik yasağını ihlal eden gözünü kör etti. Zamanla, bankacılar Avrupa’daki rahibeliği kredi vermeye başladılar ve Roma tahtları “idari bir kaynak” kullandı ve astlarını bankacılara karşı yükümlülüklerini yerine getirmeye zorladı. Ayrıca, feodal borçlulara baskı uygulayarak, alacaklılara karşı yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda kiliseden bilgi almakla tehdit ediyor. Tahtı kredilendiren bankacılar arasında Mozzi, Bardi ve Peruzzi’nin Floransalı evleri öne çıkıyordu. Ancak, 1345 yılında iflasın sonuçları İtalya’nın çok ötesine yayılarak iflas etti. Aslında, ilk küresel bankacılık ve finansal krizdi. Reform ve Protestanlığın ortaya çıkmasından çok önce “kapitalizm ruhu” ile Katolik Avrupa’da ortaya çıkması dikkat çekicidir.

FLORENTIAN GROWERS AVRUPA’DAN ÖDEMELERDE İNGİLİZCE KRAL’IN BAŞARISINDAN SONRA AVRUPA KRİZİ

İngiliz kralı Edward III, Floransalı bankacılık evlerine büyük borçlar verdi, çünkü İskoçya ile savaş masraflarını ödemek zorunda kaldı (aslında, Yüzyıl Savaşı bununla başladı). Edward III savaşı kaybetti ve tazminat ödemek zorunda kaldı. İtalyan bankacılardan alınan krediler pahasına tekrar ödemeler yapıldı. Kriz, 1340’te, kralın borcunu bankacılara iade etmeyi reddetmesi sonucu ortaya çıktı. İlk önce, Bardi ve Peruzzi’nin banka evleri patladı ve 30 ile ilgili şirketler iflas etti. Kriz Avrupa çapında yayıldı. Bu sadece bir bankacılık krizi değildi. “Defaults”, Papalık Curia, Napoliten Krallığı, Kıbrıs, bir dizi devlet ve krallığı ilan etti. Bu krizden sonra, tanınmış bankacılık evleri Cosimo Medici (Floransa) ve Francesco Datini (Prato), Holy See’nin mahvolmuş alacaklılarının yerini aldı.

Ortaçağ Avrupa’sında bankacılıktan bahsetmişken, aktif (kredi) operasyonların yanı sıra, bankaların pasif operasyonların dağıtımında giderek daha güçlü hale geldiklerini ve böylece mevduat hesaplarına fon sağladığını unutmamalıyız. Bu tür hesapların sahiplerine faiz ödendi. Bu, onları, bir para ödülü veren gibi çalışmak istemeyen, ancak çıkarlarını koruyan, burjuva gücünün bilincinde olan Hıristiyanları daha da bozdu.

Quentin Mussys, “Karısıyla birlikte değişti.” 1510 hakkında – 1515

Modern anlamda İtalyan şehir devletleri ortaçağ Katolik Avrupa’da denizaşırı şirketler olarak hareket ediyorlardı. Ve sadece finansal ve ekonomik anlamda (özel vergi rejimi vb.) Değil, aynı zamanda dini ve manevi olarak da. Bunlar, Katolikliğin ekonomik etiği normlarının çok kesik bir biçimde hareket etmediği veya hareket etmediği “adalar” dı. Aslında, bunlar zaten Katolik Avrupa’ya çeşitli şekillerde “kapitalizm ruhu” nu bulaştıran “kapitalizm adaları” idi.

Jeopolitik’in kurucusu olan ünlü Alman tarihçi Karl Schmitt, Venedik’in politik, ekonomik ve manevi-dinsel benzersizliği hakkında (ortaçağ Avrupa’nın arka planı) şöyle yazdı: “Venedik’in deniz ticaretinde yetişen bir millenniğin neredeyse yarısı deniz ticaretinin bir sembolü olarak kabul edildi. Büyük politika alanında mükemmel sonuçlar elde etti ve “en tuhaf yaratık” olarak anıldı. hikayeler tüm zamanların ekonomisi. ” Fanatik Anglomans’ın İngiltere’ye 18. – 20. yüzyıllarda hayran kalması için ilham veren her şey, Venedik’in hayranlık duyduğu bir şeydi: büyük zenginlikler; diplomatik sanatta avantaj; dini ve felsefi görüşlere hoşgörü; özgürlüğü seven fikirlerin ve siyasi göçün sığınağı “.

İtalyan şehir devletleri “kapitalizm ruhu” ile hem sanatta hem de felsefede kendini gösteren tanınmış Rönesans’a ivme kazandırdı. Tüm ders kitaplarında ve sözlüklerde söyledikleri gibi, Rönesans, antik dünyanın kültür ve felsefesine dönüşe dayanan seküler bir hümanist dünya görüşleri sistemidir. Bundan, eski putperestliğin canlanması ve Hıristiyanlıktan ayrılma olduğu sonucuna varabiliriz. Rönesans, Reformasyon koşullarının hazırlanmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Oswald Spengler’in belirttiği gibi, “Luther sadece Rönesans tarafından açıklanabilir”.

RESMİ BAN’DA, SON SONUNDA, BİRLİK KATALİZMİNİN BÜTÜN FİNANSAL SİSTEMİNİN ANA ROD’UNA DÖNDÜR

Bir ortaçağ Avrupasının Hristiyan bilinci üzerindeki tefeciliğin etkisinin abartılması zordur. Katolikliğin araştırmacısı Olga Chetverikova, bu konuda şöyle yazıyor: “Böylece, kendisini sıkıca tefere bağlayan Roma curia, esas olarak, hem kanunun hem de kanunun ihlal ettiği ticari işlemlerin kişileştirilmesi ve rehin kalması haline geldi. Resmi bir menfaat yasağı ile sonuncusu, Katolikliğin tüm finansal sisteminin ana ekseni haline geldi ve bu ikili yaklaşım sadece ekonominin gelişmesinde değil, en önemlisi Batılı bir insanın bilincinde de önemli bir etkiye sahip oldu. Öğretim ve uygulama arasındaki tam uyuşmazlık koşullarında, ahlaki standartlara bağlılığın tamamen resmi bir karaktere sahip olduğu, halk bilincinde bir bölünme vardı. ”

Ancak, orta çağ Katoliklerin yarı-yasal olarak (ya da yarı-açık) olduğu tek günahkârlık tefeci değildi. Hem sıradan hem de kilise hiyerarşisine ait. Sonuncusu aktif olarak kilise ofislerinde simony – trade uygulamıştır. Fleur piskoposlarından biri, simony kullanan zenginleştirme mekanizmasını şu şekilde tarif etti: “Başpiskopos, bir piskoposun ofisini almak için altın sousları 100’e aktarmamı emretti; eğer ona transfer olmasaydım, piskopos olmazdım … altın verdim, piskopos aldım, ve aynı zamanda, eğer ölmezsem, yakında paramı ödeyecektim. Ben papazlar atar, cenazeleri küçümser ve oradan giden altınları alırım … Tek başına Tanrı’nın mülkü olan Kilise’de, para için verilemeyecek neredeyse hiçbir şey yoktur: piskopos, rahiplik, diyakonat, düşük vaftiz … ” Para sevgisi, merhamet ve merhametlilik ruhu Batı Avrupa’daki kilisenin çiti içine sıkıca oturmuş ve sıkıca oturmuştur. Piskopos Fleur’un anlattığı gibi vakaların izole olmadığı, çok büyük olduğu açıktır. Bu ruhun Batı Avrupa toplumuna yayılmasına katkıda bulundular. Aynı zamanda, Katolik Kilisesi’nin güvenilirliğini baltaladılar, cemaat ve sıradan rahibenin bir parçası arasında hoşnutsuzluk yarattılar. Katoliklikte, Reformda sona eren bir kriz olgunlaştı.Yazar:valentin KatasonovOrijinal Kaynak:http://историк.рф/special_posts/первые-банкиры/

https://tr.topwar.ru/92434-pervye-bankiry.html

“Finansal kurallar – sade bir krizde geçerli değil, tüm gelmiş geçmiş gelecek krizlerde bile geçerli olacak.”

1989-1991 yılları arasında sistemik anti-kapitalizmin yıkımından açıkça sayılabilen mevcut kriz, insanlık tarihindeki üç makro krizin özelliklerini aynı anda birleştiriyor :

A. Üst Paleolitik (ekoloji, demografi)

1.Geç Antik çağ

2. Yeni çağ

3. Geçit Uygarlığın krizi,

B. Halkların kitlesel göçü

1.Ekümenlerin önemli bir bölümünün barbarlaşması),

2.Feodalizm kendini kabullendirme baskı rejimleri

– Eski sistemin Lordları yaşlı ve yeni sistem anlama zorlukları ile baskı ile tepede Tacın kendileri tarafından dağıtılması ve temel olarak yeni bir sistemin kendiğiliğnden yaratılması dönemi

– Doğal üretim faktörlerine değil, maddileşmiş emeğe el konulması).

Bugün bunların hepsine sahibiz ve matryoshka ilkesine göre bir kriz bir diğerinin içine gömülü: – Modernite

– Kapitalizm

– Avrupa uygarlığı

– Dünya sistemi değişkenliği ve eski sistem ile yeni sistem direnişi kaçınılmaz bir olgu kanıtlanılmış bir ihtilal.

Nedeni Kapitalizm bir Dünya olgusu olarak Homo sapiens tarafından kabullenilmiş bir ideoloji – Sonuncusunu özellikle vurguluyorum, çünkü ultra-küreselcilerin tasarladıkları düzenin sömürüsü ve yoksunluğu üretim ilişkilerinin uygulanması, onların “yeni normallikleri” – Alexander Lezhava – eserlerini okumanızı tavsiye ederim – ve buna uygun bir şekilde “Yeni Swabia” adını verdiler. Açıklama yazılar arısından bulabilirsiniz çok zor olmayacak.

Yeni planlarına göre insanın biyolojik doğasında değişiklikler gerektirir. Bu nedenle, mevcut krizin benzerleri yok, on buçuk yıl önce benim için tamamen açıktı, şimdi birçok insan bunu zaten anlıyor.

Dünya egemen sınıfının gücünü ve ayrıcalıklarını korumak, onların kapitalizmi parçalamalarını ve kaynaklar üzerinde ekonomik olmayan (piyasa dışı) kontrole ve bilgi akışları üzerinde (bilim ve eğitim dahil) kontrole dayalı yeni bir sosyal sistem yaratmalarını gerektirir. Planları, ana zenginliğin zaman (biyolojik dahil, tepe için “pratik ölümsüzlük”ten bahsediyoruz) ve bilgi olduğu ve gücün demokratik ve hatta otoriter değil, büyülü olduğu yeni bir toplumu içeriyor. İnsanların böyle bir gücü kabul etmeleri için psikotarihsel hazırlık zaten devam ediyor, bu görev fantezi türü, Harry Potter gibi filmler vb. Tarafından çözülüyor.

Videoda: Ruslan Alekseevich Dolzhenko – Ural Yönetim Enstitüsü Direktörü – Rusya Federasyonu Başkanı (UIU RANEPA) altındaki Rusya Ulusal Ekonomi ve Kamu Yönetimi Akademisi’nin bir şubesi. İktisat Doktoru, Doç.

1960’larda ve 1970’lerde, kaptanın genel olarak endüstriyel, bilimsel ve teknolojik ilerlemeyi yavaşlatmak ve bilgi ve iletişim alanı için bir istisna yapmaktan yana bir seçim yapması tesadüf değildi. Birincisi, bilim yoğunluğu nedeniyle geniş bir işçi sınıfına ve orta tabakaya ihtiyaç yoktur. İkincisi, bilgi teknolojileri insanlar, bilinçleri ve ruhları üzerinde sıkı kontrol sağlamak için kullanılabilir. Tekrar ediyorum, seçim tesadüfi değildi, sınıf çıkarları tarafından dikte edildi.

Bilimsel, teknik ve endüstriyel gelişmeden uzaklaşmanın öncesinde güçlü bir ideolojik ve örgütsel hazırlığın olması çok önemlidir: çevrecilik ideolojisinin yaratılması; İçgüdüler ve bilinçaltı üzerindeki etkinin düzenleyici bir rol oynadığı bir gençlik alt kültürünün yaratılması (artı şaman idollerinin rolünün pop yıldızları ve daha az ölçüde film ve spor yıldızları tarafından oynandığı neoidolatri kültü) ; Malthusçuluk ve sosyal Darwinizm’in canlanması, sözde bilimsel “Roma Kulübü’ne raporlar” ve “büyümenin sınırları”, “sıfır büyüme” vb. kavramlara yansıdı. (1980’lerde, tüm bunlara bilim kurgunun yer değiştirmesine odaklanan fantezi türü eklendi).

Fantezi sadece bilim kurgu dışı değildir. Eğer bilimkurgu geleceğin geleceği ise, “gelecek gelecek gibidir”, o zaman fantazi gelecekte geçmiş ve gelecek olarak gelecek demektir. Bu, ejderhalar, goblinler, elfler, cüceler, lycanthropes vb.’nin yaşadığı, geleceğe dönüşen ve genellikle yalnızca ultra modern teknolojiyle desteklenen Orta Çağ ve antik çağın muhteşem bir versiyonudur. Ve konunun özü, fotonik yıldız gemilerinin uçtuğu ve hiperuzaydan “sıçrayan” ve paralel dünyaların yapıldığı, fantezinin eylem yerinin uzay olabileceği gerçeğinden değişmez. Ana şey kalır – olayların inanılmaz mistik seyri. 1980’lerde ve 1990’larda terazinin eğilmesi bunun lehindeydi. Bu nedenle, J.R.R. Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi’nin 1980’lerden bu yana popülaritesindeki olağanüstü artış,

XX’nin sonlarındaki “su havzası” krizi – XXI yüzyılın başlarında. – sistemik ve bir sistem olarak kapitalizmin krizini ve sonunu işaret ediyor. Üstelik bu süreç sadece kendiliğinden değil, aynı zamanda dünya kapitalist sınıfının zirvesinin, birkaç yüz (en fazla bin – bir buçuk) ailenin, “yüzüklerin efendisi”nin bilinçli eylemlerinin bir sonucudur. Kapitalizmi kendi çıkarları doğrultusunda parçalayan kapitalist Mordor – gücü, ayrıcalıkları ve zenginliği korumanın çıkarları. Diğer sistemik krizlere bakalım – bu, içinde yaşadığımız ve bir girdap gibi bizi Tarihin Girdabına taşıyabilen krizi daha iyi anlamak için gereklidir.

Kronolojik olarak, bize en yakın sistemik kriz, feodalizmin krizi ve kapitalizmin ortaya çıkışı, belirleyici aşaması 1490-1560’ta meydana gelen “uzun 16. yüzyılın” (1453-1648) krizidir. Bu krizin ana gizemi, kapitalizmin doğuşudur.

Marx’ın genel teorisine göre, bir sistemden diğerine geçiş – bir toplumsal devrim – eski sistemin üretici güçleri üretim ilişkilerini aştığında, ikincisi bozulduğunda ve bu tür ilişkilerden oluşan yeni bir sistem ortaya çıktığında gerçekleşir. aşırı büyümüş üretici güçler. Marx haklı olsaydı, o zaman her yeni toplumsal sistem (“oluşum”), bir öncekinin özelliğinden daha yüksek bir üretici güçler düzeyinden başlayacaktı.

Tarihsel gerçeklikte bunun tersi doğrudur. Feodalizm, Geç Antik Çağ’ın üretici güçleri düzeyine ancak 11.-12. yüzyıllarda, yani. erken feodalizm, üretici güçlerin gelişme düzeyi bakımından geç Antik Çağ’dan daha düşüktü; kapitalizm, geç feodalizmin üretici güçlerinin gelişme düzeyine ancak 18. yüzyılın başında ulaştı, yani. 300-400 yıl geçmişi yakalıyordu.

Görünüşe göre, krizin kökenleri ve aynı zamanda kapitalizmin doğuşunun kökleri – bu arada, tamamen Marksist ruhta – başka bir şeyde, yani ana, omurga öznelerinin / faillerinin sınıf çıkarlarında aranmalıdır. sistemin. Son on yılların çalışmaları, feodal beylerin (kıdemlilerin) iktidarı ve ayrıcalıkları korumadaki sınıf çıkarlarının, bunun için mücadelenin, kapitalizmin doğuşunun temeli olduğunu göstermiştir. Herakleitos haklıdır – “mücadele her şeyin babasıdır.” Nasıldı?

XIV yüzyılın ortalarında. Avrupa’ya bir veba salgını geldi – 60 milyonluk nüfusun 20 milyonunu yok eden Kara Ölüm, yani. üçüncü. Köylü elleri yeterli değildi, köylünün (kiracı ve tarım işçisinin yanı sıra) senyörle ilgili pazarlık sosyo-ekonomik konumu iyileşti. Beyler 1378-1382’de cevap vererek durumu değiştirmeye çalıştılar. üç ayaklanma aynı anda başladı (Floransa’da (Floransa’da “ciompies”, İngiltere’de Wat Tyler’ın önderliğinde Fransa’da “beyaz kapaklar”), ama aslında – Batı Avrupa’nın belini kıran popüler bir anti-feodal devrim (aslında, tarihte başka yoktu) feodalizm.

O andan itibaren, araştırmacılara göre, en olası vektör, Batı Avrupa toplumunun “kulak cenneti” ve “burgher cenneti”, yani. yaşlıların ayrıcalıklarının ve statülerinin önemli bir bölümünü kaybederek basitçe zengin toprak sahiplerine veya zengin şehirlilere dönüştüğü böyle bir sosyal sistem. Lordlar bir seçimle karşı karşıya kaldılar: nüfus kitlesine göre ayrıcalıklarını kaybetmek ya da kraliyet iktidarına göre onları feda etmek. Evet, kralları sevmediler, onlarla savaştılar, ancak alt sınıflar onları duvara sürdü ve lordlar taçla ittifak yapmayı kabul etti.

Bu şema, tacın ve burjuvaların (burjuvazinin) lordlara karşı ittifakı ve mücadelesinin kapitalizmin “büyüdüğü” temel haline geldiği liberal-Marksist şemadan önemli ölçüde farklıdır. Elbette, liberallerin ve Marksistlerin bahsettiği toplumsal güçlerin hizalanması gerçekleşti. Ama asıl olan o değildi, asıl mesele, feodal beyleri kapitalistlere dönüştürmenin, onları 16. yüzyılda ortaya çıkanlara bağlamanın yoluydu. Dünya pazarı. Kapsamlı malzeme temelinde, bu, R. Lachman tarafından Kapitalistlerin İradelerine Karşı adlı çalışmasında iyi bir şekilde gösterilmiştir.

Taç ve lordların birliğinin ilk sonucu, sözde “yeni monarşiler”in (Fransa’da Louis XI, İngiltere’de Henry VII) ortaya çıkmasıydı – feodalden çok daha kurumsallaşmış ve bunlardan çok daha baskıcı yapılar; kral, yalnızca vasallarıyla ilgili olarak değil, tüm tebaalarla ilgili olarak “dolaysız” egemen oldu; yeni, esasen feodal-sonrası soyluların taçla ilgili görevleri, feodal çağın vasallarından daha zor hale geldi. “Yeni monarşiler” için bir terim yoktu ve icat edildi. Bu, lo stato – devlet terimini “lanse eden” Machiavelli tarafından yapıldı. Devlet, eski feodal beylerin alt sınıflara karşı en güçlü silahı haline geldi. Başka bir silah da yeni bir ordu türüydü.

1492’de Columbus Amerika’yı keşfetti ve 16. yüzyılda. Batı Avrupa’ya altın ve gümüş döküldü. Bu fonlar öncelikle askeri işlere yatırıldı. Sonuç, 16. yüzyılın askeri devrimi, alt sınıfların başa çıkması zor olan yeni bir askeri örgütlenme biçiminin ortaya çıkmasıdır. Ek olarak, Amerika’nın keşfi, K. Marx’ın “dünya pazarı” dediği şeyin ortaya çıkışı ve I. Wallerstein – “Avrupa dünya sistemi” ve özünde yeni bir uluslararası – Kuzey Atlantik – bölünme sistemiydi. emek, en üstte niteliksel olarak yeni fırsatlar sağladı. Bu sisteme katılan eski feodal beyler ve tüccarlar, artık daha yüksek bir ekonomik alanda faaliyet gösterdikleri için alt sınıflara göre pazarlık sosyo-ekonomik konumlarını keskin bir şekilde geliştirdiler – alt sınıfların yerel düzeyde kalmasından daha makro-bölgesel ,

Tüm bu değişikliklerin bir sonucu olarak 1648’e gelindiğinde Batı Avrupa’da 1453’te “yarımada”yı yöneten ailelerin %90’ı iktidarda ve farklı düzeylerdeydi. gücü, ayrıcalıkları ve zenginliği korudu ve bu mücadele sürecinde yeni bir sistem yaratıldı. Bu nedenle kapitalizm, feodal beylerin kendilerini yeni bir sistemik “kılık” içinde geleceğe çevirme mücadelesinin bir yan ürünüdür. Muhteşem mi? Hiç de bile. Sonuçta, V.V. yazdı Krylov’a göre sınıf mücadelesi, üretici güçlerin (öncelikle toplumsal olanların) üretim alanı dışında gelişmesidir.

Bahsedilmesi gereken bir sonraki kriz, eski kölelik sistemi olan Geç Antik Çağın krizidir (MS IV-VI yüzyıllar). Bu kriz, geç feodal krizden birçok yönden farklıdır. Ana şeyi not edeceğim. İlk olarak, eski kölelik kapsamlı (yaygın olarak yönlendirilmiş) bir sistemdi, genişlemeye ve bir çevrenin varlığına ihtiyaç duyuyordu. Yoğun yönelimli feodalizmin buna ihtiyacı yoktu. İkincisi, Geç Antik Çağ’ın krizi sırasında, Batı Roma İmparatorluğu’nun tepesi barbar kabilelerin tepesi tarafından yıkıldı, dağıtıldı veya emildi. Geç antik ve erken feodal üst sınıflar arasında bir süreklilik yoktur ve Antik Çağ’ın sonu ile feodalizmin başlangıcı arasında Karanlık Çağlar (MS VI-VIII yüzyıllar) vardır.

Geç antik kriz, geç feodal krizin aksine, tepenin başarısız eylemlerinin ve bu tepe ile birlikte sistemin çöküşünün bir örneğidir. Aynı zamanda, çözülmeye dönüşen feodalizm krizinin Batı medeniyetini yok etmediğinin bir göstergesidir – kapitalizm (nüanslarla da olsa) gelişiminin bir sonraki aşaması haline gelirken, eski köle sahibi toplumun krizi eski uygarlığın çöküşü haline geldi. medeniyet, yani aynı zamanda geç feodal krizin aksine bir medeniyet krizi (“uzun 16. yüzyıl”ın krizi medeniyetler arasıydı).

Tartışılacak üçüncü kriz (ve üçüncü kriz türü) Üst Paleolitik’tir (MÖ 25 bin – 10 bin yıl). Bu belki de en korkunç kaynak-demografik (sosyo-biyosferik) krizdir. 15 bin yıl sürdü, birkaç yüz bin yıllık Paleolitik’in altına bir çizgi çizdi ve neredeyse tüm gezegeni, daha doğrusu yaşadığı kısmını kapladı. Bunun sonucu, dünya nüfusunun %80 oranında azalması, toplumun ve kültürün gerilemesi ve bozulmasıydı. Üst Paleolitik’in krizinden çıkış yolu, sözde “Neolitik devrim” idi – tarımın, sığır yetiştiriciliğinin, şehirlerin, sınıfların vb. ortaya çıkışı, tek kelimeyle – Medeniyet.

Dolayısıyla önümüzde üç farklı kriz var: sistemik oluşumsal; sistemik oluşum-uygarlık (“uygarlık” teriminin dar, özel anlamında) ve bir tür “Doğa ile Toplum Oyunları” (S. Lem) – Paleolitik, diğerine – Medeniyetin yerini alan sistemik sosyo-biyosferik.

(Sermayenin) küreselleşmesi, elektronik bir sinyale dönüşen ve neredeyse tüm kısıtlamaları (mekânsal, sosyal, politik) aşan sermaye için tam bir zafer haline geldi; gerçek, sanal – farklı seviyeleri kontrol edemez (ancak tam tersi – mümkündür). SSCB, Doğu Avrupa, Çin dahil tüm dünya kapitalist-neoliberal hale geldi. Kapital(izm) her yerde! Zafer! Ancak, N. Korzhavin’in başka bir vesileyle yazdığı gibi: “Fakat onların talihsizliği zaferdi. “Arkasında bir boşluk vardı.” Kapitalist olmayan bölge ortadan kalktı ve şimdi sermaye (izm) artık sorunlarını çözemez, onları dışarı çıkaramaz – hiçbir yer yoktur.

Zavallı kapitalizm nereye gidebilir? Daha fazla birikim için kaynakları nerede aramalı? Sadece kendi içinde. Ancak bütün mesele şu ki, kapitalizm yoğun bir şekilde yönlendirilmemiş, kapsamlı bir sistemdir; sistemin kendisi ve onun yerine, tipolojik olarak, eşdeğer olarak niş olan feodalizme benzeyecek olan bir başkasının yaratılması, daha doğrusu, “gelişme sarmalının” yeni, daha yüksek bir turunda örgütlenme ilkelerine geri dönüş olacaktır. – artık Batılı olmayacağı, Hıristiyan olmayacağı ve yerel bir toplum olmayacağı gerçeğine göre ayarlandı. Küreselleşmeyle birlikte dünya uzamının tükenmesi, sınıfa ek olarak, kapitalizmin parçalanmasının bir başka nedeni haline geldi.

Böylece, 1453-1648’de feodalizmin dağılmasıyla birlikte, kapitalizmin en tepede parçalanması. Ama yüzüklerinin efendileri ve onların entelektüel uşakları her şeyi düşündüler mi? “Yüksek irtifa sökücüler” için kötü haberlerim var: feodalizmde olduğu gibi kapitalizmle çalışmayacak – feodalizmin, varlığı krizin özünü ve söküm sürecini önemli ölçüde değiştiren bir çevresi yoktu. , ve gelişimlerinin vektörü. Kapitalizm, dünya pazarına büyük nüfus kitlelerini, tüm gezegeni dahil ederek, Afro-Asya ve Latin Amerika çevresini, bu bölgelerin nüfusunun asla artmayacağı şekilde demografik olarak büyütmüştür.

Ve şimdi, “eski güzel kapitalist zamanlar”da olduğu gibi aslında çekirdeğin ihtiyaç duymadığı bu kapitalist çevre, öylece kalkmayacak. Çekirdeğe baskı yapar, Güney Kuzey’e nüfuz eder, kendi yerleşim bölgelerini yaratır ve onu baltalar; bu A.J. Toynbee Jr., çekirdeğin çevrelenmesine, çevre tarafından doğrudan ve açık bir tehditle ele geçirilmesine, bir değişiklik değilse de, elitlerin önemli bir değişikliğine katkıda bulunan “iç ve dış proletaryanın birliği” olarak adlandırdı, en azından önemli bir kısmı. Böylece, kapitalizmi ve feodalizmi parçalama girişimi, geç feodal değil, geç antik tipin bir krizine dönüşür veya daha doğrusu, her ikisinin özelliklerini ve niteliklerini birleştirir. Ama hepsi bu değil. Bir kötü haber daha var.

Kapitalizm, yalnızca insanın değil doğanın da sömürülmesine dayanan küresel, gezegensel bir sistemdir. Biyosferi bir bütün olarak üretim ve ekonomik süreçlerine dahil eden kapitalizm, onu küresel bir ekolojik duruma ve insanlığı bir kaynak krizi durumuna getirdi. Tipolojik olarak, bu Üst Paleolitik krizden beri gerçekleşmedi. Aynı zamanda, elbette, mevcut ölçek Üst Paleolitik ile karşılaştırılamaz.

Böylece, kapitalizmin parçalanması, küresel bir biyosfer-kaynak krizi zemininde gelişiyor ve onun geç feodal ve geç antik kriz nitelikleri, içerik ve sonuçlar açısından çok daha zor bir şeyle tamamlanıyor – Üst Paleolitik. Bir krizin diğerine, daha büyük ve daha yıkıcı bir krize yol açtığı bir matruşka krizi, bir domino krizi elde ederiz.

Kapitalizmin mevcut kriz-çöküşü, tartışılan üç krizin özellikleri tarafından tüketilmemiştir. Onun krizi otomatik olarak birkaç kriz daha demektir. Birincisi, Batı uygarlığının son bin yılda biçimlendiği biçimdeki krizidir. İkincisi, bu, en çeşitli yönleriyle Hıristiyanlığın krizidir: özel (Protestan tutumunun, hızla artan hedonizm, tüketim, hem tepenin hem de aşağının az ya da çok aktif aylaklığı zemininde çalışmaya yönelik krizi), genel (Hıristiyan tipi kişilik krizi), tasarım.

Üçüncüsü, kapitalizmin krizi bir Medeniyet krizidir, yani. son 10-12 bin yıldır var olduğu şekliyle karasal uygarlık (Hint kronolojisine göre 13653; Eski Mısır ve Asur kronolojisine göre 13542; Olmec ve Maya kronolojisine göre 10498-10499). Ben karasal uygarlık çağını Piramitlerin ve Sfenksin Çağı (veya Zamanı) olarak adlandırıyorum: son on yılların arkeolojik verileri piramitlerin ve özellikle Sfenks’in beklenenden daha eski olduğunu gösteriyor, bu yapıların tarihi 8-10 bin yıl öncesine dayanıyor. M.Ö. ve görünüşe göre Mısır’dan önce gelen bir uygarlığın temsilcileri tarafından inşa edilmiştir.

Piramitlerin Dünyası kapitalizmle sona eriyor. Bilgi (maddi olmayan) faktörlerin malzemeye (“maddi”) hakim olmaya başladığı bilimsel ve teknolojik devrim (NTR), ikinci sanayi devrimi değil, Neolitik ile karşılaştırılabilir ölçekte daha ciddi bir şeydir.

Kapitalizmin parçalanması, eşi benzeri görülmemiş sonuçlarla eşi görülmemiş bir Pandora’nın kutusunu açtı.

Elbette tüm bunlar korku tellallığı, “kara görüş” (St. Lem) olarak bir kenara atılabilir. Ancak, “Sidonius Apollinaris sendromunun” kurbanı olmaktansa, “uyarılan silahlıdır” ilkesine göre yaşamak daha iyidir, yani. zaten tepede beliren tehdidi görmemek için nokta atışı.

Belirli bir Sidonius Apollinaris’in harfleri korunmuştur. Bir arkadaşına şöyle bir şey yazdı: “Villamda havuz başında oturuyorum. Harika bir zamanda yaşıyoruz. Hava mükemmel. Her şey sessiz. Yusufçuk su yüzeyinin üzerinde uçtu. Ve böylece sonsuza kadar sürecek!” Üç yıl sonra barbarlar Roma’yı silip süpürdü!

Kriz sonrası gelişme için seçenekler nelerdir – tabii ki krizden minimum düzeyde yıkıcı bir şekilde çıkmayı başarırsanız? Teorik olarak, Ivan Efremov’un The Andromeda Nebula’da tanımladığı türden yüksek teknolojili bir uygarlıktan Lucas’ın Star Wars’ta tasvir ettiği türden fütürist imparatorluklara, başka bir deyişle Darr Veter’den Darth Vader’a kadar çeşitli seçenekler var. Gerçekte, yeni sistem büyük olasılıkla fütüro-arkaik olacak – süpernova teknolojileri dünyası, neo-arkaik ve hatta neo-barbar yapılar dünyası ile bir arada var olacak.

XIV-XVI yüzyıllarda olduğu gibi, gezegende çeşitli sosyal, güç ve ekonomik yapı biçimlerinin bir mozaiği olacaktır. Bu bir karşıtlıklar dünyası olacak: “bölge-ekonomi”nin (E. Ohmae) ultra modern yerleşim bölgelerinin yanında, modernlikten arındırılmış, arkaik ve hatta asosyal bölgeler var olacak. Kapitalist çağ, özellikle modern aşaması, hızla mitolojiye dönüşen fantastik bir dönem gibi görünecek. Kapitalizm sonrası, uygarlık sonrası dünyanın gelişme hızı, sermaye sistemlerinden ve muhtemelen bir bütün olarak Piramit Çağı’ndan belirgin şekilde daha düşük olacaktır.

Büyük olasılıkla, Uygarlık, iki asimptot – Paleolitik ve Uygarlığın yerini alacak olan arasındaki kısa bir üsteldi. Gelecek, kapitalizm çağının ve hatta Piramit Çağı’nın doğrusal bir devamı değil, aynı zamanda farklı, daha karmaşık ve daha basit bir şey.

Yeni sistemin gelişimi ve çoğu sosyal sistem gibi 600, en fazla 1000 yıl sürecek, giderek daha az elverişli doğal koşullarda gerçekleşecek ve bu nedenle gezegenin farklı bölgelerinde barbarlaşma ve eskileştirmenin daha da büyümesi oldukça mümkün, kaçınılmaz değilse. Her halükarda, bu acımasız geleceğin insanlarının en önemli görevlerinden biri, başta yeni bir buzul çağı olmak üzere doğal afetlere hazırlık ve bilginin korunması olacaktır. Bununla birlikte, 23.-30. (?) yüzyılların bu acımasız geleceği, 21.-22. yüzyıllarda ve bugün için hala savaşmak zorunda kalacak.

Bugün sökücüye karşı ne olabilir? Çok fazla değil, çok az da değil – irade ve mantık. Sosyal-Darwinist ilerlemelerine Brahminlerin ve Kshatriyaların etiği ile karşı çıkma iradesi, yani. gesheft felsefeleriyle sarrafların etiği, savaşçıların ve rahiplerin (rahiplerin) etiğine karşı olmalıdır. Akıl, dünya hakkında yeni bir rasyonel bilgidir. Yeni etik ve yeni bilgi – işte medeniyete karşı kalkan ve kılıç. Zaferi garanti ediyor mu? Numara. Zafer mücadelede bulunur. Ama bir akıl ve ruh hali olarak kazanma arzusunu ve haysiyetini garanti eder. Ve kapitalizmin ve Batı uygarlığının içine battığı krizi aşacağımıza, Piramit Çağı’nın içine dalmakta olduğu Zaman Okyanusu’nun dalgaları boyunca süzülen gemide kalacağımıza dair umut.

Kaynak:  https://zen.yandex.ru/media/go…

Referans Ux U308 Uranyumun 1 pound başına 59,75 US dolar yükseldi


Ux U308 Referans Uranyumun Dünya fiyatları 1 pound başına 59,75 dolara yükseldi
11.03.2022 15:56
https://rueconomics.ru/22020317
Rus uranyuma karşı yaptırımlar Biden’in bir başka hatası olacak
Avrupa Birliği, ABD’nin yaptırım Fairway’inde takip etmeye devam edeceğini belirterek, FBA ile yaptığı konuşmada «Bugün Ekonomi» Ekonomi Bilimleri Doktoru, Avrupa RAS Enstitüsü Belarus Araştırmaları Merkezi başkanı Nikolai Mezhevich ile yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Bu da uranyum yaptırımlarıyla ilgilidir ve Dünya pazarı Rus uranyma bağlı – Ux U308 referans uranyumun dünya fiyatları pound başına 59,75 dolara yükseldi, bu da Mart 2011’den bu yana Japonya’da Fukushima nükleer santralinde meydana gelen ve nükleer enerjiye yönelik Batılı yaklaşımların gözden geçirilmesine yol açan bir kazaya neden olan maksimum rakamdır.

Bloomberg haber ajansının belirttiği gibi, fiyat sürecinin nedeni, Rosatom’a karşı Amerikan yaptırımlarının olası bir şekilde uygulanmasıdır.
Biden yönetimi, Rusya’ya karşı Uranyum kısıtlamalarına yansıtıyor.
Yapılacak ve ya yapılan kısıtlamalar Rus yakıtına bağımlı ABD ve AB işletmelerine risk getirecek.
Rosatom, Dünyanın en büyük nükleer yakıt ve güç üniteleri tedarikçisidir.

Bu nedenle şirkete karşı yapılan kısıtlamalar, endüstrideki krize ve hammadde eksikliğinden kaynaklanan elektrik üretimindeki azalmaya dönüşecektir.

Rosatom ve alt kurumları Dünyanın Uranyum zenginleştirmesinin payı – % 35’ini oluşturuyor.
Ros atom şirketin Dünya çapında yakıt tedariki için sözleşmeleri var.
Yaptırımlar Batı ekonomisine zarar verecek ve Amerikan ile İran arasındaki «nükleer anlaşma» konusundaki müzakereleri zorlaştıracaktır.


Rus Rosatom yakıt ürünü ile çalışan İran Busher Nükleer santrali projesi çalışmakta.
Amerikalılar Uranyum yaptırımlarını uygularlarsa, bu durum Tahran’la yapılan müzakerelere yansıyacak ve Washington’un son derece zor bir durumda olduğu görüşmelere yansıyacaktır.
2020’de ABD, kendi Uranyum tüketiminin % 16,5’ini Rusya Federasyonu’ndan ithal ederken, zenginleştirilmiş uranyumun payı% 23 idi. Hammadde için gerekli yakıt ikmali için nükleer santrallerin bir olur ve genellikle bir kez yaptırım uygulanan santrallere uranyum yakıtı satmayabilirler.

ABD’deki en büyük Nükleer santral operatörü Constellation Energy Corp, Beyaz Saray’ın Rus Uranyumu üzerindeki herhangi bir kısıtlamasını destekleyeceğini söyledi.

Ux U308 Referans Uranyumun Dünya fiyatları 1 pound başına 59,75 dolara yükseldi
Bunun nedeni, Amerika Birleşik Devletleri’nin birkaç yıllık tam operasyon için yakıt rezervlerine sahip olmasıydı yaptırıma karşı çıkabillerdi.
Nedeni kendileride bu yakıtı kullanma kapısı açık tutmayabilirlerdi.
Ancak ABD’de Rosatom’a bağımlılığı çok daha fazla olan Centrus Energy Corp gibi başka yapılar da var.
Avrupa için bu, zorluklar anlamına geliyor.

Rosatom’dan sonra dünyanın en büyük ikinci nükleer yakıt üreticisi olan Urenco Ltd. (Birleşik Krallık, Hollanda ve Almanya arasındaki bir ortak girişim), Biden’ın yaptırım eylemlerinin uranyum pazarında yerleşik lojistik için bir tehdit oluşturduğuna inanıyor.
Tasarımlarımıza göre nükleer güç üniteleri, Rusya Federasyonu’ndan nükleer yakıt tedarikine bağlı olan Slovakya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Finlandiya’da inşa edildi. Amerikan şirketi Westinghouse bu malzemeleri değiştirmeyecek, dolayısıyla olası yaptırımlar Avrupa’yı da vuracak.
Uranyum fiyatlarındaki artış, petrol, gaz, diğer metaller ve genel diğer hammadde fiyatlarındaki artışla aynı anda gerçekleşir.
Sürecin nedeni ABD’nin Rusya’ya karşı uyguladığı ve AB ekonomisini tehdit eden yaptırımlar, ancak Brüksel Washington’un izinden gitmeye devam ediyor.
Nükleer yakıtla ilgili durum özellikle tehlikelidir.
Nedeni birkaç Avrupa ülkesi elektrik üretimini azaltabilir ve bu yaratabilecek açıkları değiştirmek için daha fazla petrol, gaz ve kömür harcamak zorunda kalacak olan Avrupa Ekonomisi etkileyecek ve Dünya Ekonomi durgunluk yaratabşlecek.
Amaç bu ise başarabilecekler: USA uranyum satışlarına ambargo, EU üretimde enerji problemleri dolai durdurma, Rusya savaş dolayi üretimi durdurma ve ham madde satışları askıya alma …

Mısır Piaramid İnşaatı Yapım Yarışı Dönemi – Her yer İnşaat her köşe başı Piramid Bölüm 1

kaynak http://samlib.ru/m/miljutin_s_w/piramida.shtml

Firavunun Büyücüsü – Üst Düzey Bakan Her işe bakıyor idi.
Firavun talimatı gereği zorunlu bir jest yaptı ve ilahi görünümde üç rahip geldi onları karşladı.
Biri buruşuk yüzlü ve yılların yükü tarafından kamburlaşmış sakat adam, diğeri Bilge bir olgunluk çağında sakin ve uysal, üçüncüsü ise henüz olgunlaşmamış parlayan açgözlü fakat gözlerinde ışık, çok cesur karalı olduğunu görebilrsiniz tipte biri. Bunun anlamı gençliğin son tükenmesi öncesi görünüm ve ya sorunsuz kahraman tipli adam.

Eski Valilik Mülk yasalarına göre her üçü de ayakta duruyorlardı, gözlerini kapattılar ve efendinin iradesine kulak verdiler.
Bir başka ayrıcalık da onlara yaşayan Tanrı’ya gerçeği veya inandıklarını söyleme hakkları vardi.
Bu hakkı direk Tanrı onlara verdi.
Firavunun en küçük oğlu Junior Firavun gizlice önüne ve çevresine baktı.
Dünyanın efendisini daha önce hiç bu kadar yakın görmemişti.

Genç Firavun’un güzel cesur yüzü akıl, güç ve huzur yayıyordu.
– Anladım, ne hizmetkar tanrıların herhangi bir sorunuz varsa, benim bir proje, “dedi,” firavun bu sempati davranışa hafif tebesüm etti.
Bir tebesüm ve gülümseme ortamı neşelendirdi.
Korkmadan sor, sonra olmadı yan çizip atlama diyoruz.
Güven kazanma adına Firavun az tebesüm ile devam etti:
Rahiplerin görüşleri benim için önemlidir.
Orta yaştaki rahip, önce genç olana, sonra yaşlıya belirsiz bir şekilde baktı. Yaşlı adam sert bir şekilde başını salladı. Olgun bir tavır ile omuz silkti, papirüsü açtı ve titreyen bir sesle okudu:
– Tasarlanacak yapının yüksekliği önemli – rahip, bir kez daha gözlerine inanmıyormuşçasına, – iki yüz seksen dirsek, tabanın kenarının uzunluğu – dört yüz kırk dirsek, tabanın alanı – yüz doksan üç bin altı yüz dirsek gibi düşünün…tüpe geri döndürmüş gibi.Piramid tabanı geniş üst kısmı sivri anlamı tanrı Dünya bilgi gönderdi Gök üzünden gelen mesaj sivri kısmı yere ulaştı yayıldı ve artık mesaj ulaştı…
– Piramid Tanrısallığın nasıl kanıtlarsın? – sesinden anlaşıldı boğaz kurumuş heycandan olmalı!?
– Bizim hesaplamalara göre Projenin uygulanması gerektirir! Bunun için onlarca yıl sürekli çok işçi katılımı, yaklaşık yirmi bin işçi aynı anda dahil olmak üzere çalıştırılmalı! Yüzlerce yetenekli Stone masons Taş ustaları, zemin ölçerler, taş çıkartma taşıma işleme işçileri, ahşap hazırlamacıları, gıda yemek üreticileri, koruma ve iş takipçileri, her türlü amele taş çıkartma taşıma, yemek malzeme tedareği taşıma pişirme – aşçı, ekmek ham tahıl ekme biçme toplama hazır ekmek üretiminde, içecek tedareği,hasta bakıcıları ve mezarcıları, içme ve genel amaçlı su tedareği, Osiriyus ve işçilere vaaz ve fetva veren Rahib ve Rahibeler geçici hizmet eden rahib ve rahibeleri …

ı. Birçok günlük geçiş için teslim edilen kütüklerin ve tahtaların tüm ormanlarına, demirlere ve mekanizmalar için iplere ihtiyaç duyulacaktır – tespitlerin devam eden genç Rahib.
Ekmekler için milyonlarca tahıl ölçüsü! Milyonlarca bira!
Rahip gözlerini kırptı ve karşısında insanlara gözlerini dikmiş halde sessiz kaldı. Duraklatıldı.
“Devam et,” dedi firavun, konuşmacıya şefkatle ve cesaretle başını salladı.

– Ben … orta Rahip güçleriile bir araya geldim – Mısır’ın yaşayan Tanrısının temsilcisi ve ülkesini seven biri olarak, İlahi Majesteleri’nin istediği gibi yönetme hakkına itiraz etmiyoruz. Fakat… Ama… sustu!
– Neden devam etmiyorsun? – yaşlı rahip sağır ve soruyu tam duymadı! Sonra net bir şekilde devam etti – Bu kadar çok masraf, malzeme ve işgücünün dikkatini dağıtmak hazineye ve devlete bir bütün olarak ağır bir yük getirecektir. Her yıl bütçeden büyük paralar çekilecek. Ve bu sadece doğrudan kayıplarla ilgilidir. Binlerce köylü ekecek ve hasat edemeyecek. Aileleri geliri ve devletin vergilerden gelir düşmesine neden olacak şekilde kendi masraflarıyla topluluklara beslenme kısma zorunda kalacaklar.
– Askerleri ve ya tüm ordu ele alınırsa ne olacak! – genç Rahib devam eden soru ve cevap diyaloğu devamı getirme adına sakin ve akıllı bakışı ile devam etti – Askerler olan biteni görmeme adına devamlı küçük savaşlar ve meşkale olma adına piramitler sınırlarını koruyacak. Genç ve Güçlü askerleri Piramid işatında usta olarak başlayabilrler.
Yaşlı Akil adam Akil grubu adına sinirli bir bakış ile aya kalktı ve söz aldı:
– Konuşmada unutulan konu Piarmid inşasın İnsani boyutundan kimse söz etmedi.
Bu Piramitler adına ülkenin köylerinde tarlaları boş kalacak, dağ mezralarında ve dağa köylerinde hayvancılık bitecek bir çok hayvan kesilecek ve ölecek, deniz ve nehir ve göl kıyılarında balıkçılar balık tutmayacak Piramid inşatında çalışacak…
Piramit inşatına kim gıda sağlayacak?
Ülke çole dönüşecek!

Yaşlı Akil Adam grubundan Orta yaşlı adam sözü aldı:
Piramitlerde çalışma adına ülkenin köyünde mezrasından kasabalarından orta büyük şehirlerinden tüm canlılar Piramid inşatına gelecek.
İnsan toplumu işinden kopacak ve köyunden soğacak! Piramit köylüsü olacak! Burada tarla yok üretim yok hayvan yok. Tanrılar kutsal Piramitleri var! onlar insanlığa nasıl üretim verecek? Bir Sonraki nesiller tüm tarım hayvancılık ticaret ayakbaı sandalet giyisi üretim bırakacak ve Piramid İnşası ile uğraş verecek – haftalar aylar yıllar sonra Piramit inşası bitecek! Sonra köyler boş tarlalar çol
Tarım ve Hayvancılığı sonu gelmiş olacak! Kervan ticareti bitecek! Nasıl bir gelecek görmemiz gerekecek?
Piramit inşası bttikten sonra tarımı bilen hayvancılığı anlayan ve ormanları tekrar ağaç dikebilen çıkar mı?
Çol ortamından eski Doğal yaşama nasıl dönülür bilen var mı? Piramit çalışanları aileleri bitmiş tarları çöle dönüşmüş…

CAIRO-DECEMBER 4, 2015: local Egyptians tourists are the majority at the Pyramids as foreign tourism dropped drastically.


Konuşmalardan etkilenen Orta Rahib kısa süreliğine sustu!

– Osiris Baş Rahib Kahin yaşlı adam ömrünü Mısır eski Tanrılara ilahiler okuyarak geçirmiş!
Köyden tarladan mezradan hayvancılıktan üretimden bir haber!

Firavun’a, eski rahibin, tıpkı atalarınızın gömüldüğü gibi, Mısır’ın eski tanrılarının da sıradan bir yeraltı mezarından hoşnut olacağından emin olduğum Öziriler, “dedi. Hiç şüphe yok ki onların nefisleri artık Ye’alu’nun tarlalarında nimet tadıyorlar. Ölümünden sonra onlarla yeniden bir araya gelmek için ülkeyi mahvetmeye gerek yok.
“Biliyorum, biliyorum,” – Firavun yaşlı adamı gülümsemeyle kesti,
“Dediğiniz her şey akıllıca ve adil bir şekilde gerçekleşti. Ama şimdi açıklamamı dinleyin.
Yaşlı adam başını salladı. Orta rahip, parşömeni rahatlatıp sinüslerinin arkasına sakladı ve başını indirdi. En küçüğü tüm geleneklere rağmen gözlerini geniş bir şekilde açtı ve dünyanın efendisine baktı.
Bildiğiniz gibi, babama on yıl hizmet ettikten sonra Mısır kralı oldum. Ben bir savaşçı ve memurdum. Uzak illeri inceledim ve asker sürdüm. Selin sonuçlarıyla mücadele etti ve ekmeğin kuraklığa kapılmış bir bölgeye gönderilmesine öncülük etti.
Yıllar boyunca, tüm gücü eşiklerden büyük Deniz’e kadar dolaşmayı başardım. Güneydeki siyah avcılarla ve kuzeydeki denizden tuzlanmış balıkçılarla tanıştım.
Her iki çölün Osiris, temsil ettiği Mısır’ın eski tanrılarının da sıradan bir yeraltı mezarını seveceğinden emin, – yaşlı rahip Firavun’a güvence verdi, – İlahi atalarınızın gömülü olduğu mezarların aynısı. Ruhlarının şimdi Ialu tarlalarındaki mutluluğun tadını çıkardığına şüphe yok. Ahirette onlarla yeniden bir araya gelmek için ülkeyi harap etmeye gerek yok.
– Biliyorum, biliyorum, – Firavun bir gülümsemeyle yaşlı adamın sözünü kesti, – Söylediğin her şey akıllıca ve adil. Ama şimdi açıklamamı dinle.

Yaşlı adam başını salladı. Orta rahip rahatlayarak parşömeni koynuna soktu ve başını eğdi. Genç, tüm geleneklerin aksine gözlerini kocaman açtı ve dünyanın hükümdarına baktı.
“Bildiğiniz gibi, babama on yıl hizmet ettikten sonra Mısır kralı oldum. Ben bir savaşçıydım ve bir memurdum. Uzak eyaletleri denetledi ve birlikleri yönetti. Tufanın ardından mücadele etti ve kuraklıktan etkilenen bir ülkeye ekmek sevkiyatını denetledi. Yıllar içinde, akarsulardan büyük denize kadar tüm eyalette seyahat etmeyi başardım. Güneyin siyah avcılarıyla ve denizin tuzladığı kuzeyin balıkçılarıyla tanıştım. Hem çöllerin göçebelerini hem de çok sayıda köylüyü Kutsal Nehir’in uçsuz bucaksız kıyılarında sırtlarını bükerek gördüm. Ve tanrıların hizmetkarları benim anladığım şu: Mısır büyük bir güç ama içinde Mısırlı yok. -Firavun’a, eski rahibin, tıpkı atalarınızın gömüldüğü gibi, Mısır’ın eski tanrılarının da sıradan bir yeraltı mezarından hoşnut olacağından emin olduğum Öziriler, “dedi. Hiç şüphe yok ki onların nefisleri artık Ye’alu’nun tarlalarında nimet tadıyorlar. Ölümünden sonra onlarla yeniden bir araya gelmek için ülkeyi mahvetmeye gerek yok.
“Biliyorum, biliyorum,” Firavun yaşlı adamı gülümsemeyle kesti, “Dediğiniz her şey akıllıca ve adil bir şekilde gerçekleşti. Ama şimdi açıklamamı dinleyin.
Yaşlı adam başını salladı. Orta rahip, parşömeni rahatlatıp sinüslerinin arkasına sakladı ve başını indirdi. En küçüğü tüm geleneklere rağmen gözlerini geniş bir şekilde açtı ve dünyanın efendisine baktı.
Bildiğiniz gibi, babama on yıl hizmet ettikten sonra Mısır kralı oldum. Ben bir savaşçı ve memurdum. Uzak illeri inceledim ve asker sürdüm. Selin sonuçlarıyla mücadele etti ve ekmeğin kuraklığa kapılmış bir bölgeye gönderilmesine öncülük etti. Yıllar boyunca, tüm gücü eşiklerden büyük Deniz’e kadar dolaşmayı başardım. Güneydeki siyah avcılarla ve kuzeydeki denizden tuzlanmış balıkçılarla tanıştım. Her iki çölün Bir de ordu! – Genç rahibin sabırsız sesi çaldı, – Birliklerin sürekli olarak yeni bir ikmal yapmaları gerekiyor. Sağlıklı genç erkekler. Ve en uygun birlik binayı alacak!
Yaşlı adam öfkeyle genç adama baktı ve o da bakışlarına isyan ederek sustu.
“İnsani yönü de unutmamalıyız,” orta rahip tekrar konuşmaya karar verdi, “İnsanları sıradan ortamdan koparmak zorunda kalacaklar ve aylarca, hatta yıllarca alışılmadık bir şekilde çalışacakları alışılmadık bir yere gönderecekler. Ailelerimizi uzun süre ayırmamız gerekecek. Tanrısallığınızı üzmek istemiyorum, ancak birçok ilde – özellikle uzak bölgelerde, sakinler kendilerini Mısır’la pek ilişkilendirmiyorlar, ona kaçınılmaz bir kötülük olarak kayıtsızca davranıyorlar. Sen istemiyorsun ki…
Orta rahip yine şaşkın bir şekilde sessiz kaldı.
“Temsil ettiğim Oziris’in rahipleri, Mısır’daki eski tanrıların sıradan bir yeraltı mezarından da hoşnut olacağından eminler, ” dedi Firavun’a, “Tıpkı senin atalarının gömüldüğü gibi, eski bir rahip güvence verdi. Hiç şüphe yok ki onların nefisleri artık Ye’alu’nun tarlalarında nimet tadıyorlar. Ölümünden sonra onlarla yeniden bir araya gelmek için ülkeyi mahvetmeye gerek yok.
“Biliyorum, biliyorum,” Firavun yaşlı adamı gülümsemeyle kesti, “Dediğiniz her şey akıllıca ve adil bir şekilde gerçekleşti. Ama şimdi açıklamamı dinleyin.
Yaşlı adam başını salladı. Orta rahip, parşömeni rahatlatıp sinüslerinin arkasına sakladı ve başını indirdi. En küçüğü tüm geleneklere rağmen gözlerini geniş bir şekilde açtı ve dünyanın efendisine baktı.
Bildiğiniz gibi, babama on yıl hizmet ettikten sonra Mısır kralı oldum. Ben bir savaşçı ve memurdum. Uzak illeri inceledim ve asker sürdüm. Selin sonuçlarıyla mücadele etti ve ekmeğin kuraklığa kapılmış bir bölgeye gönderilmesine öncülük etti. Yıllar boyunca, tüm gücü eşiklerden büyük Deniz’e kadar dolaşmayı başardım. Güneydeki siyah avcılarla ve kuzeydeki denizden tuzlanmış balıkçılarla tanıştım. Her iki çölün göçebelerini ve Kutsal Nehrin sonsuz kıyılarında sırtlarını büken çok sayıda köylüyü gördüm. İşte şunu anladım ki, tanrıların hizmetkarları: Mısır büyük bir güçtür, ancak onda Mısırlılar yoktur.

Firavun aniden sessiz kaldı, rahiplere kasvetli bir şekilde baktı. Bu bakıştan ziyaretçilerin kalpleri soğuyor.
– Evet, sen doğru расслышали. Mısır’da Mısırlı yoktur. Birçok nesiller boyunca, ilahi atalarım, gücü, rengarenk bir battaniye gibi, bir kapaktan sonra bir kapak olarak topladılar. Sayısız krallık, kabile ve yerleşim yeri firavunların egemenliğine boyun eğmiştir. Fakat onların içinde yaşayan insanlar hiçbir zaman bir tek ümmet olmadılar. Konularım düzinelerce dil konuşuyor, Kuzeyli Güneyliyi anlamıyor ve başkentin sakini bir il. Kendilerine açıklayabilecek olanlar, “O benim memleketimden değil,” diyerek birbirlerini hala kendi başlarına düşünmüyorlar, “O yabancı bir soydur” diyorlar. Devlet kralın adına ve şiddet korkusuna dayanır. Mısır’ın ortak tanrıları bile birlik bilincine yardım etmiyor.

Fethedilen krallıkların halkı, onları firavunlarda olduğu gibi aynı şekilde fatihler olarak görüyorlar.
Devam edecek…

Vatikan ziyaretinde Mr Biden Papa Francis’i «USA En ünlü Afro-Amerikalı Beyzbol oyuncusu» adlandırdı


Biden, Vatikan ziyareti sırasında Papa Francis’i «USA En ünlü Afro-Amerikalı Beyzbol oyuncusu» olarak adlandırdı
ABD Başkanı Joe Biden Vatikan’a yaptığı ziyarette, Papa Francis’le buluştuğu.
Mr Biden Katolik dünyasın Ruhani Lideri Papa Francis nın yaşı hakkında şaka yaptı ve ona «Amerika’nın en ünlü Afro-Amerikalı beyzbol oyuncusu» dedi.
Toplantı sırasında Biden, en eski beyzbol oyuncusu olan siyah bir «Satchel» Page’in (Leroy Robert Page) hikayesini anlattı.
Paige, Negro Ligi’nin ve Büyük Ligin (MLB) oyuncusunun emektar hizmetçisi – Son profesyonel maçını Afro Amerikalı neredeyse 60 yaşında haalen Beyzbol Papası olarak oynadı.
ABD başkanına göre, bir beyzbol oyuncusu 47. doğum gününde maçı kazanıp kendisine hislerini sorduğunda : “Yaşına böyle bakmıyorum. Buna şu şekilde bakıyorum: Kaç yaşında olduğunuzu bilmeseniz kaç yaşında olurdunuz?»
Aynı soru sordu 78 yaşındaki Biden 84 yaşındaki Francis, iletir CNN.
Başkan, “65 yaşındasınız” dedi. – fakat ben 60 yaşındayım dedi Mr Biden. Tanrı sizi seviyor» sözleri ile ziyareti devam etmiş oldu!

Biden daha önce Genel Kurul’un 76. oturumunda yaptığı konuşmada USA ve UN’yi karıştırmıştı.
Bundan önce, Beyaz Saray Başkanı ülkelerin isimlerini ve başkanların soyadlarını defalarca yanlış anladı.
Böylece, Barack Obama’yı Donald Trump’la karıştırarak yanlış anladı. Daha önce Biden, Suriye ve Libya’yı, «salon» ve «salon» ve tırmanmayı aşılanma ile karıştırdı.
Karadağ Cumhurbaşkanı ve Başbakanını karıştırırmıştı.
Yanlışlıkla ABD’yi İran’la savaşa atfediyordu.
Ayrıca Rus lider Vladimir Putin’in soyadını unuttu ve sonra aklına gelen cumle ile yanlış telaffuz etti.
Rusya’ya ilişkin bir konuşmada üç kez tökezledi. Ayrıca, ATF (Alkol, Tütün ve Ateşli Silahlar Kontrol Bürosu) ve RAF (İngiltere Kraliyet Hava Kuvvetleri) kısaltmalarını yanlış telaffuz etti vey a karıştırdı…
Buna ek olarak, Biden müzakereler sırasında Avustralya Başbakanı Scott Morrison’un adını unutmuş ve politikacıyı «karşı taraftaki adam» olarak adlandırmak zorunda kalmıştır.Mr Biden USA tarihine çok güzel ve sevimli hatıralar bırakacağa kesin.
https://vz.ru/news/2021/10/29/…

Ezoterik Mason bilgileri – Brooke Meir


Ezoterik Mason bilgileri
Brooke Meir

Masonluğun nereden geldiğine dair birçok efsane var.
Bazıları Masonluğun Eski Mısır geleneği ve gizemleriile bugünlere taşıdılar ve bugünlere geldi!
Bazı tarihçiler Yunanistan’ın gizemleriyle, değerleri bugünlere görünmeyen güç eski tarihi kimi yerde saklamaya kimi yerde açıktan taşıdılar.
Kimilerine göre Kral Süleyman (Shlomo) Kudüs Süleyman kendi Tapınağı’nın inşatııyla Masonluğunu temeli atılmasını ilişkilendirir.
Elle tutulur bir kanıt bulunamadı fakat Tarihsel araştırmalar, ortaçağ Avrupa’sında modern Masonların öncüleri haline gelen localar ve atölyeler inşa etmenin varlığını ileri öne çıkan detaylar Mason geleneği çok eski yıllara dayandığı fikirleri üretmemize izin veriyor. Duvarcı locaların üyeleri Orta çağ Renosans döneminde Katedrallerin ve diğer Şehir saat kuleleri Merkez pazar alanları içinde Büyük yapıların inşasıyla uğraşıyorlardı. Bu Usta kişilere ve onların durumunda şahslara “Mason” denilirdi!
Mason kelime tam anlamıyla bir Duvarcı ustası anlamına geliyordu. Diğer inşaat meslekleri sıvacı boyacı çatıcı köprücü Mason ünvanı verilmezdi! Örn. Kilise Katedral içinde Kutsal melek ve ya avari Tevsir edilen Resam Duvarcı Sayılmazdı yani Mason Değildi! Belirtilen bir çok örnek sayabiliriz! Mason ünvanı alabilmeniz için Yapının Temelden sıra taş döşemekle uğraşan bir kişi tarifi anlaşılmakta idi. Genellikle “Duvarcı” kelimesine eklenen “Özgür” kelimesi, genellikle ortaçağ inşaatçılarının ülkelere ve şehirlere serbestçe seyahat etmelerine izin verildiği ve yerel yasalara çok fazla tabi olmadıkları anlamında yorumlanır.

İnşaat işleriyle uğraşan Usta Operasyonel Masonluk olarak görünüyordu.
17. yüzyılda, yerini bilimsel, etik ve manevi yönler geliştiren “spekülatif” Masonluk aldı.
O zamandan günümüze kadar saflarında birçok bilim adamı, parlak sanatçı, devlet reformlarının yapılmasına yardımcı olan politikacılar, girişimciler-iş sahibi patronlar vb. Mason ismi taşıma özeliği arttı.

Masonluk her zaman aydınlanmayı yaymak, toplumu ve Dünyayı iyileştirmek için çabalar harcadığı Dünyalı anlamı oluştu.

Ana Masonik ritüellerin, sembollerin ve yer işaretlerinin tam olarak ne zaman şekillendiğini gösteren kesin tarih bilinmemektedir.
Bu nedenle, bugün birçok Mason örgütü, İngiltere Büyük Locası’nın kuruluşunu ilan etmek için Londra’da halihazırda mevcut olan birkaç Mason locasının bir araya geldiği 1717’yi başlangıç noktası olarak alıyor.
1723’te, Anderson’ın, iş yürütme kurallarını ve kaideleri Masonik kardeşliğin dönüm noktası olarak adladrılır. Seçilen kaideler en üst nokta dayandığı ilkeleri içeren “Anayasalar Kitabı” ortaya çıktı.

Genellikle Masonluğa bir tanım vererek, çoğu yazar bunun “alegorilerde gizlenmiş ve sembollerle gösterilen ahlaki ve etik bir sistem” olduğunu söyler. Ve bu doğru, ama gerçek burada bitmiyor.
Belki de böyle bir tanım, yeni adanmış masona ya da hala Masonik kutsal alanın kapılarının arkasında kalanlara her şeyden önce öğrenilmesi gereken en önemli şeyi aktarır. Gerçek şu ki, masonluk çok çeşitli kaynaklardan birçok bilgiyi emmiştir.
Yüzyıllar boyunca Avrupa’da gelişen ve kökenlerinde antik çağın ezoterik öğretilerine sahip olan Batı’nın gizli felsefesinin varisi oldu.
Bu felsefenin üzerinde durduğu ana sütun Yahudi Kabala’dır.

Okültizmi inceleyenler ve derin anlamlarına girenler için, onu oluşturan tüm bölümlerin komplekslerinde yakından ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. Kabala’nın yanı sıra Pisagor ve Neoplatoniklerin öğretilerini, astrolojiyi, simyayı ve teoriyi de içerir.
Ona Hermes Trismegist’in hikmeti dahildir, ki bu bize Antik Mısır’dan da uzanmaktadır.
Bütün bu bilgi, renkli yamalardan dikilmiş rengarenk bir gömlek gibi rastgele eklektik bir seçim değildir.
Aksine, onlar derin bir birlikteliğe sahipler ve içinde hiçbir şeyin rastlantısal olmadığı evrenin evrensel yasalarını yansıtıyorlar ve her şey, diğerleriyle olan ilişkileri aracılığıyla anlaşılmaktadır.

Bütün bu bilgelik zenginliği, özün birliği ile aşılanmış, aynı zamanda Masonik sembolizm ve ritüellerde de yer almaktadır.

Ne yazık ki, birçok Masonik yazar ve kuruluş yıllar boyunca sadece öğretilerinin dışsal ve sosyal anlamlarına odaklanmışlardır. Dünyada, her biri masonluğun belirli yönlerinde uzmanlaşan, çoğu zaman daha derinlere ulaşmayan birçok lodge ve tüzük vardır. Öğretinin daha yüzeysel katmanlarına odaklanmak, masonluğun ruhsal olarak fakirleşmesine ve bir çıkar kulübüne dönüşmesine ve hatta kendi üyelerinin bile gözünde önemini tamamen kaybetmesine neden olur. Bu çerçevede, çeşitli Masonik tüzükler arasında, geçmişten bize aktarılan ezoterik bilgiyi araştırmak ve bunları insan ruhunun gelişimi ve iyileştirilmesi için günümüze uygulamak için kendilerini görevlendirenler öne çıkmaktadır.

Bu tür tüzükler haklı olarak «ezoterik masonluk» olarak adlandırılabilir.
Kural olarak, Mısır tüzükleri bunlara dahildir ve aralarında en belirgin yer «Memphis-Mitzraim» dir.
Mısır Masonluğu
Kont Alessandro Cagliostro. Bazıları onun gerçek isminin Giuseppe Balsamo olduğunu düşünüyor
Böylece, ahlaki ve etik anlamın ardında çok daha fazlası gizlenir — dünyanın yapısı, içindeki insanın yeri ve rolü, yaşamın ve ölümün gizemleri hakkında bilgi.

  1. yüzyılın ikinci yarısında Mısır masonluğu hakkında ilk kez efsanevi Kont Cagliostro konuştu. Onun kimliği birçok bilmeceyle çevrelenmiştir ve farklı zamanlarda onu bir şarlatan ve maceraperest olarak, sonra da insanlığın ilahi elçisi ve kurtarıcısı olarak algılamışlardır. Cagliostro hastalıkları iyileştirmeye, simyaya ve ruh dünyasıyla iletişim kurmaya çalıştı. Onun faaliyetlerinden bu yana, iyileştikleri bir çok insanın tanıklıkları korunmuştur. Öte yandan, altın üretimi konusundaki simya deneylerinde birçoğu aldatmayı gördü. Kendisine yapılan saldırıların hangi durumlarda adil olduğunu, hangi politik nitelikte olduklarını ve onun içinde iktidarlarını tehdit eden kimselerden geldiğini belirlemek zordur.

    Cagliostro öğretmenleri hakkında çeşitli bilgiler verdi. Bilgisini gizemli El-Totas’tan aldığını söylemişti. Modern araştırmacılar bunu tam anlamıyla değil, sembolik bir isim olarak — belki de tüm bilgeliğin kolektif bir görüntüsü olarak – tedavi etme eğilimindedirler. Ayrıca Cagliostro, o dönemin bir başka büyük okültistinden – Saint-Germain’in Kontu – adanmışlığını aldığını iddia etti. 1777 civarında, Cagliostro, o zamanlar ünlü Yahudi kabalist Haham Chaim Shmuel Falk’la Londra’da tanışır, «Londra’dan Baal Shem» olarak bilinir («Baal Shem» kelimesi İbranice’den «ismin sahibi» olarak çevrilir ve bir mucize işçisi anlamına gelir).

    Bazı araştırmacılar, Baal Shem’den elde edilen kabalistik bilginin Cagliostro’yu Mısır masonluğunu yaratmaya teşvik ettiğine inanıyorlar.
    Bu doğru ya da doğru değil, ancak İngiltere’deki görevinden hemen sonra Cagliostro doğuya doğru yola çıkıyor ve yeni Masonik tüzükleri aktif olarak yaymaya başlıyor. Yolda Mitava’yı bugün modern Letonya’nın topraklarında Kurlandya’da ziyaret ediyor ve yerel masonlarla birlikte bir dizi büyülü ritüel düzenliyor. Daha sonra St. Petersburg’a gider. Orada, Mısır tüzüğünün ciddi bir masonik köşkünü yaratma olasılıkları çok daha fazla uğraş vermekte! Ancak Cagliostro hızla Çariçe Catherine II’nin her yönden masonları hiç sevmeyen ve Cagliostro peşine düştü ve çarlık Rusya’yı terk etmek zorunda kaldı. Bir versiyona göre, Catherine masonlarda ve Cagliostro’da özellikle Rus otokrasisine yönelik bir tehdit olarak gördü! Çünkü tahtın gelecekteki olası varisi Pavlus bir kulübeye kapatmıştı. Bu nedenle Pavlus Masonların etkisi altındaydı olması doğal idi.

Cagliostro daha sonra Varşova’yı, Strazburg’u, Fransa’yı, tekrar İngiltere’yi ziyaret etti.
Ardından Roma’da gitti ve orada durdu. Romada kaldığı süreçte Vatikan yardımı ile Mısır Tüzüğünü çalışma fırsatı bir köşke yerleşti ve kurmayı başardı.
Ancak, Katolik engizisyonu Masonları takip ettiği için başarı uzun sürmedi.
Doğal olarak, Vatikan’ın burnunun altında yeni bir kulübenin ortaya çıkması fark edilmeden çalıştı ve Cagliostro, Vatikan sorgulayıcılar tarafından yakalandı.
1795’te ölüm cezası karşılığında yerleştirildiği bir hapishanede öldü.

  1. yüzyılın sonunda, Mısır masonluğunun ilk temsilcileri olan az bilinen birkaç tüzük daha bulundu ve yerini aldı.
    Bunlardan bazıları arasında «Afrikalı Mimarlar», «Mısır’a Adanmış Taahhütler», «Memphis Büyücülerinin Tüzüğü», «Sofistlerin Kutsal Düzeni» ve diğerlerinden bahsedebiliriz.
    Bu yapılar çok kısa bir süredir var olmuşlardır ve 19. yüzyılın başlarında, Mısır masonluğunun temeli haline gelen iki tüzüğün yerini almıştır. Günümüzde “Mitzraim” tüzüğü ve “Memphis” tüzüğünden bahsediyoruz bunlar Cagliostro Roma dönemi yazılmış olması unutulması gerekir!
    Jacques-Etienne Marconi de Negre, Memphis tüzüğünün ilk liderlerinden biri

Bunlardan ilki, Fransa’ya taşındığı 1810 yılına kadar İtalya’da var olmuştu.
Bir versiyona göre, 1805’te Milano’da ortaya çıktı.
İlk başta liderleri Mark, Michelle ve Joseph Bedarrid kardeşleriydi.
«Mitzraim” isminin kendisi, çeviride Mısır anlamına gelen İbranice bir kelimedir.
Memphis Tüzüğü Mısır’ın eski başkenti olarak adlandırılmıştır.
1815 yıllaarında Gabriel-Mathieu Marconi ve Samuel Honi tarafından kurulmuştur.
Daha sonra, 1838’de, ilkinin oğlu Jacques—Etienne Marconi de Negro, işlerine devam ediyor.
Memphis ve Mitzraim’in (Mısır) Tüzükleri

Bu Mısır tüzüklerinin özelliklerinin diğerlerine kıyasla ne olduğunu anlamak için, masonluğun yapısını bir bütün olarak anlamak önemlidir. Operasyonel taş işçiliğinden bu yana bile, üç aşamalı bir lodge organizasyonu (ya da o zamanlar inşaat atölyesi) uzanmaktadır. Öğrenci masonuna, büyük beceri gerektirmeyen en kaba işlere güvenildi. Yöneticilerine becerilerini kanıtlayacak bir şaheser sunmadan önce yedi yıl çalışmasının gerektiğini söylediler. Daha sonra çıraklık aşamasını devraldı ve daha sorumlu bir işte çalışmaya başladı. Çırakların ve çırakların iki atölyesinin üzerinde, faaliyetlerini yöneten bir usta yükseldi.

Operasyonel masonların saflarında, eğer varsa, inisiyasyon ritüelleri son derece basit bir karaktere sahipti, bu da onları sadece beceri düzeylerine göre ayırt etmede yardımcı oldu. 17. yüzyılda İngiltere’de ezoterik derinlikle dolu gerçek ritüeller geliştirildi. Onların yaratılışlarına, zamanın tanınmış okültisti Elias Ashmol katıldı, Kabala ve Enochian Büyüsü ile masonluğun yanı sıra uğraştı.
Bize ulaşan bilgilere göre, Öğrencinin, Çırakların ve Ustaların ritüelleri sırasıyla 1646’da, 1648’de ve 1649’da ortaya çıkmıştır.

Bu üç dereceye, ritüelleri ile birlikte, masonluğun “sembolik” dereceleri denir. Onlar tüm tüzüklerde kabul edilmişlerdir ve dünya çapında her yöne ait tahtlarda uygulanmaktadırlar. Daha sonra, yeni tüzükler geliştikçe, onlara «daha yüksek» dereceler veya dereceler eklenmiştir. Örneğin, çok sayıda Mason locasında yaygınlaşan ve kabul edilen İskoç Tüzüğünde 33 derece vardır. Kabalistik olarak, bunlar Sefer Ötsir’in başlangıcında anlatılan ve Tanrı’nın Evreni yarattığı otuz iki bilgelik yoluna karşılık gelir.
Üstlerinde, Yaratan’la ilişkilendirilecek son derece yükselmektedir.
Yaklaşık 1820 yılına dayanan Mitzraim düzeninin erken mührü oluşmuş oluyor.

1820 yılına dayanan Mitzraim düzeninin erken mührü

Memphis ve Mitzraim’in tüzükleri, var olan herkes arasında en uzun inisiyasyon merdivenini temsil etmektedir.
Bunlar İskoç tüzüğünün derecelerini içerir, ancak onlara da çok sayıda yenisini eklerler.
Mitzraim’de başlangıçta 77 derece vardı ve çalışmalarının ilk yıllarında 90’a kadar takviye edilmişlerdi.
Bu sayı tesadüf değildir, çünkü geometrideki 90 derece dik açıyı oluşturur ve Masonik ezoterik sistemin çok önemli bir unsurudur. Bu konuda derste ilk dereceye kadar konuşmaya devam edeceğiz.
Memphis tüzüğünde daha fazla derece geliştirildi – sayıları 97 idi.

«Etik masonluk» olarak adlandırılan ve ahlaki ilkeleri onurlandırmaya daha çok adanmış olan «İskoç» derecelerinin ardından 33’e kadar dahil edildi ve Ezoterik masonluğun kendi izler yazıldı.
1881’de İtalya’daki Giuseppe Garibaldi’nin önderliğinde, her iki tüzük de birleşti ve böylece bugüne kadar Mısır masonluğunun önde gelen organizasyonu olan Memphis Mitzraim ortaya çıktı.

Mevcut 97 dereceyi dahil etti ve sonraki yıllarda, zamanımızda çalışmaya devam ettiği 100 derecelik yuvarlak bir sayıya yükseltildi.

Ancak, sadece ilk 90 derece tamamen adanmışlıktır.
Onları birer birer geçerek Mason Duvarcı ve insanlığın ezoterik geleneklerini kucaklıyor.
Bu “dik açı” ile sunakta yatan bir köşeyle Masonik yatakta ifade edilir!
Birçok nesillerin hikmetine katılır. Kalan 10 derece idari derecedir – masonik yapıda önemli pozisyonlara sahip kişilere tahsis edilirler. Memphis Mitzraim’e adanan her mason 90 derecelik bir yolculuğa çıkmayı hedeflese de, daha yüksek olanlar herkes için tasarlanmamıştır!
Çünkü hiçbir organizasyonda pek çok insanın aynı görevi üstlenmesine gerek yoktur.

Daha önce yapılan ezoterik bölümün 33. dereceden sonra başladığı iddiası, ondan önceki her şeyin kutsal bir anlamı olmadığı anlamına gelmez. Zaten ilk sembolik dereceler manevi hakikatlerle doludur ve insan ruhunun gelişiminde geçtiği tüm yolu kısaca özetlemektedir.
Bununla birlikte, yanlışlıkla “sembolik« olarak adlandırılmazlar — rolleri, adanmışı tam anlamıyla yeni zirvelere yükseltmek değil, ona yaklaşan tüm yol hakkında genel bir fikir vermektir.
Bu fikirle kendi başına çalışmalı ve sonraki dereceler yavaş yavaş onun önündeki tüm derinliğini ortaya çıkaracaktır.

33’e kadar olan dereceler, çoğunlukla Tanah ve Yeni Ahit’te konuşulanlarla ilgilidir.
Orta Çağ’ın tapınakçılarının ve şövalye emirlerinin rolüne değiniyorlar. İçlerinde kabalistik bilgi ve «Batı geleneği» olarak adlandırılabilecek her şeyin varlığı çok güçlüdür. En büyük ölçüde Kabala’nın çalışması 28. dereceye adanmıştır –
“Güneşin Şövalyesi”. Bu, daha önce de belirtildiği gibi, birçok farklı Masonik tüzüğün ortak mirasıdır.
Bu derecelerin ardından Memphis-Mitsraima masonları koydan açık denize çıkarlar — sonraki adanmışlıklar insanlığın çok çeşitli gelenek ve öğretileriyle bağlantılıdır. İskandinav rünlerini,
Budizm ve Hinduizm’den gelen kavramları, Yunan gizemlerini, Zerdüştlük ve Gnostisizmi ve elbette Antik Mısır’ı ele alıyorlar.
Tarihsel olarak, bu dereceler düzenin başkanları tarafından daha az gelişmiştir, ancak bu, adanmışın bağımsız araştırmaları ve keşifleri için en büyük manevi alanı bırakan şeydir.
“Etik masonluk” dan geçtikten sonra, zaten kendi ayakları üzerinde durmalı ve kendi yoluna devam etmelidir.

Böylece, Memphis-Mitzraim belki de insanlığın tüm ruhsal bilgeliğini kucaklamak ve onu tek bir sisteme ve tek bir yola indirgemek için belki de türünün tek titanik girişimidir (ne kadar başarılı olursa olsun, farklı şekillerde yargılanabilir).
Açıkçası, bu Yol, ruhları evreni kucaklamak isteyen küçüklerin üzerinde durmaya alışkın olmayan evrenselciler için daha uygundur.

Tüm bu adanmışlık merdiveni, Cagliostro’nun Arcana Arcanorum ile ilgili son dört derecenin (87-90) tepesinde taçlandırılmaktadır. İşte bu, onun yolunda Mason’a vahyedilen en büyük gerçektir. Bu, Simyadaki Büyük İş kavramına benzer — nesillerin bilgelerinin filozof taşı ve yaşam iksiri arayışında ifade ettikleri şeye benzer.

Bütün bunlardan sonra, birçoğunun kendi başına bir sorusu olacak: eğer Memphis Mitzraim’deki başlatma sistemi insanlığın çeşitli geleneklerini kucaklıyorsa, neden sürekli olarak onun «Mısır» yönüne ait olduğunu vurgulıyoruz, ve neden düzenin adı Mısır’a bu kadar açık bir şekilde işaret ediyor?
Buna birkaç açıdan cevap verebilirsiniz.
Dışsal tarihsel sebep, tüm »Mısırlı” masonluğun, 19. yüzyılın başlarında uyanmış olan Eski Mısır’a güçlü bir ilgi dalgası üzerinde bir yer edinmesinden kaynaklanmaktadır.
Bazı tarihçiler bu fenomene “Mısıromanya” adını bile çağırdılar.

Aynı zamanda 1798’de Mısır topraklarına asker getiren Napolyon’un askeri kampanyasıyla da bağlantılıdır.
Bu koşullar altında, ertesi yıl İskenderiye’nin hemen dışında ünlü Rosetta taşı bulundu. Aynı metni eski Mısır hiyeroglifleri, Mısır Demotik harfleri ve Yunanca’da da yazılmıştır. Böyle bir bulgu, 1822’de Jean-François Champollion’un daha önce hiç kimsenin okuyamayacağı hiyeroglifleri deşifre etmesine izin verdi. Bu, Egyptology’nin üniversite biliminin resmi yönü olarak başlangıcını işaret etti.

Bundan sonra firavunlar ülkesi, modern dünyaya sırlarını giderek daha fazla açıklamaya başladı. Fakat hiyerogliflerin deşifre edilmesinden önce bile, Mısır’da Fransızlar tarafından keşfedilen muazzam miktarda malzeme, o dönemin okültistlerinin insan bilgisinin kökeniyle ilgili birçok şeyi yeniden düşünmeleri için güçlü bir ivme kazandırdı. Napolyon’un ordusundaki subaylar arasında, askeri kampanyalarda bile toplantılarını ve ritüellerini gerçekleştirmeyi başaran masonlar da vardı. Daha sonra Mitzraim’in eserlerine katılanlardan bazıları tam oradaydı. Her ne kadar bu tüzük, daha önce de belirtildiği gibi, İtalya’da ortaya çıkmış olsa da, Fransızlar bunu kurdu. Muhtemelen bu yüzden Fransa’ya hızla göç etmesinin nedeni budur ve Mısır masonluğunun diğer tüm tarihi bu ülkeyle son derece yakından bağlantılıdır.

Yukarıdaki soruya verilen bir başka, daha temel cevap, Memphis-Mitzraim’in öğretisinde, geleneksel olarak Masonik unsurların çoğunu eski Mısırlı muadillerine veya köklerine kadar takip etme girişiminin görülebilmesidir. Yahudilikte ya da Hıristiyanlıkta farklı bir biçimde karşılaştığımız aynı efsaneler, sadece Osiris’in kardeşi Seth’in öldürülmesi, Isis’in yeniden canlandırılması, Gore’un görkemli saltanatı vb. Hakkındaki eski mitlerin daha sonraki varyasyonları olarak ortaya çıkar. Ölümle ve ruhun bir devletten diğerine geçmesiyle ilgili pek çok kavram — Kabala’da ve Rosencreitzerian toplumlarında geliştirilen kavramlar – Mısır’ın «Ölüler Kitabı’nın» anlattığı şeyle, Mısırlılardan kabul edilen ruhun parçalarının isimleriyle ilişkilidir. Böylece, geleneksel olarak çeşitli Masonik tüzüklerde bile, Memphis Mitzraim’deki ilk 33 derecenin (daha önce de belirtildiği gibi, Yahudi ve Hıristiyan bir kaynaktan gelen) unsurları, Mısır’ın merceğinden yeniden anlaşılmaktadır.

Büyü, teürji, okültizm

Bugün, düzenli masonluğun birçok temsilcisi Kabala ile ya da antik çağın mistik öğretileriyle herhangi bir bağlantıyı kabul etmek istemeyeceklerdir.
Gerçekten de, tarihin önde gelen şahsiyetlerine, eski masonlara baktığınızda aralarında besteciler, şairler, politikacılar ve işadamları görüyorsunuz.
Masonlar bir zamanlar yazarlar ve bestecilerdi — Mozart, Puşkin, Goethe, Conan-Doyle, Griboyedov, Beethoven, Wagner; filozoflar — Voltaire, Hegel; birkaç ABD başkanı (örneğin Washington ve Roosevelt) ve krallar (örneğin Prusya’daki Frederick II, İspanya’daki Joseph Bonapart). İlk Rus masonunun, Avrupa’yı gezdikten sonra Rusya’ya özgür masonların öğretilerini getiren ilk Peter’den başkası olmadığına inanılmaktadır. Boşuna değil, masonlar şöyle diyor: “Peter’ın adı «taş» anlamına geliyor.

Bu kadar farklı ve farklı kişiliklerin isimlerinin listesine baktığınızda, farkında olmadan, tüm bu insanların gerçekte kim olduğunu merak ediyorsunuz?
Yoksa onların hepsi çatısının altında bir yer bulmuşlarsa, gerçekten masonluk nedir?
Onlar mistik ve ezoterik miydi?
Yoksa onlar sadece masonluk yoluyla bu bölgelere bir yol mu arıyorlardı? Aradıysanız buldunuz mu?
Belki de yine de, masonluğun hiç de mistisizm olmadığını, ancak garip amblemlerin ve kelimelerin ardında kendini gizleyen bir sosyal, ekonomik veya politik güç olduğunu anlamalıyız.

Bu konularda tartışmanız süresiz olarak mümkündür.
Fakat gerçek şu ki, insanların bir araya gelmesiyle oluşan herhangi bir akım ve herhangi bir canlı organizma – bugün söylendiği gibi egregor – bu insanların kendilerinden yaptıklarına dönüşüyor.
Eğer bir kilise açarsanız ve sadece müzisyenler ona dua edecek şekilde cemaatçileri dikkatlice ayırırsanız, yetenekleri daha önce veya daha sonra bu kilisenin tonozları altında kendilerini kullanacaklardır.
Çocuklarının nesilleri de kesin olarak inanacaklar:
Şimdi nihayet ana sırrımızı keşfettik – mason temelinde dinin özü müzikte!

Yani, ya da böyle bir şey, masonluğa da olur.
Onların locaları, iktidar rejimini devirmek için müzakere eden iş kulüpleri veya devrimci komiteler olabilir; eğlence dolu sanatçı toplantılarına veya sıkıcı filozof toplantılarına dönüşebilir.
Bu nedenle, Memphis Mitzraim hakkında konuşmaya başladığımızda kendimize asıl soruyu sormalıyız:
Nesiller boyu onu yaratan ve geliştiren insanlar gerçekte kimlerdi?
Bu kadar yüksek ve umut verici ismi nasıl ve kim Ezoterik Masonluğu haklı çıkarıyor?

Geçmiş nesillerdeki Memphis-Mitzraim yataklarında çalışan sıradan üyelerin tam listeleri bugün hiç kimseyi bulamayacak. Bununla birlikte, düzenin başkanları ve onun içinde yüksek rütbeli olanlar iyi bilinmektedir.
Daha önce sözü edilen Garibaldi tüzükleri birleştirdikten sonra, İngiltere’deki John Yarker ve Almanya’daki Theodore Roiss gelişimlerini devraldı. Her ikisi de zamanlarının ünlü okültistleriydi.
Birincisi, gizemlerin eski tarihini ve geçmişin gizli öğretilerinin gelişimini (kendi görüşüne göre) keşfettiği bir dizi eser yazdı.
«Arkan Okulları», «Büyülü Gizemler», «Modern Gül Haçlıları” adlı kitapları, gizli geleneğe katılmak isteyenlere düşünülmesi için yiyecek sağlayabilir.
Bunlardan ikincisi – Theodore Roiss — hem batı hem de doğu sistemlerinde teknisyenlerle çalışan pratik bir sihirbaz olarak bilinir.
Yarı zamanlı olarak, aynı zamanda Doğu Tamlpiers Düzeni’nin (O.T.O.) kurucularından ve ilk gerçek liderlerinden biriydi ve çalışmalarında büyülü güçlere hakim olmak için önemli bir yeri vardı.
Gerard Ankoss, edebi takma adıyla bilinen Papius

Ünlü okültist Papus
1908’de, büyük spiritüalist Masonlar konvansiyonu sırasında, Fransa’daki Memphis-Mitsraim kurumunun patenti, ünlü okültist Papus’u – gerçek adı Gerard Ankoss’dur sonradan Papus’adı alır.
Bundan önce, Fransa’da ayrı bir Mitzraim tüzüğü çalışmıştı, görünüşe göre o zamanlar ezoterik olmayan insanlardan oluşuyordu. Papius oraya iki kez katılmayı denedi, ancak sonunda birleşik tüzüğün başında tamamen farklı bir şekilde sona erdi.
Papius belki de sihir ve okültizm üzerine en ünlü ve popüler yazardır. Kitapları uzun zamandır birçok dile çevrilmiştir (aynı zamanda bu alanda ve Rusça konuşan okuyucunun en ünlülerinden biridir). Eğitim konusunda bir doktordu, ancak materyalist bilimin sınırlılığını erken anladı. Hipnoz ve beden dışı yolculuklarla yaşadığı deneyimleri onun için gerçek varlığı ve insan astral bedeninin yasalarını keşfetti. Sihir üzerine yaptığı çalışmalarda, büyü kitaplarından ve rönesans yazarlarından gelen eski ritüelleri anlatıyor. “Masonik Sembollerin Oluşumu ve Gelişimi” adlı küçük bir kitapta Papus, masonluğun ezoterik özünü ortaya koymaktadır. Şifa, hayatının sonuna kadar onun mesleği olmaya devam etti ve ana iyileştirici gücün kalbin inancı, sevgisi ve saflığı olduğunu fark ettikten sonra kendini bu asil amaca hizmet etmeye adadı. Ölüm, Birinci Dünya Savaşı sırasında yaralıları tedavi etmek için gönüllü olarak cepheye gittiğinde onu yakaladı.
Papius, son Rus imparatoru II. Nikolaos’un hayatında da rol oynamıştır. St. Petersburg’a üç kez gittikten sonra, ülkenin ve kraliyet ailesinin geleceğini keşfetmek için babasının ruhunu Nikolai’ye çağırdı. Sonuç olarak Papus, hükümdarın isteği üzerine hayatlarını birbirine bağlayan bir ritüel gerçekleştirdi. Papus yaşadığı sürece imparator da ölmeyecek. Tanınmış bir büyücü 1916’da öldü ve ertesi yıl bildiğiniz gibi, Rus monarşisine sonsuza dek son veren Bolşeviklerin devrimi gerçekleşti.
1888’de Papius, Fransa’da Martinistler Düzeni’ni kurdu. Onun temeli, Louis Claude Saint-Martin’den bireyler arasında aktarılan bir özveri idi. 1760’lardaki sonuncusu, Fransa’nın çeşitli şehirlerinde gerçek teürjik okulları açan Martinez de Pasqualis’in öğrencisiydi.
İçlerinde öğrenciler çeşitli hiyerarşilerin ruhlarıyla kişisel temaslara yönlendirildi.
Bu uygulama, varlıkların yeniden entegrasyonu sürecinin bir parçasıydı – Adem’in çöküşünden önce var olan orijinal ilahi düzenin restorasyonu.
Böyle bir fikir, tüm grotesk için, Batı ezoterik geleneğinin merkezi çekirdeğidir.
Kabala’da ona «tikun» kavramı (düzeltme) karşılık gelir.

1908’de, büyük spiritüalist Masonlar konvansiyonu sırasında, Fransa’daki Memphis-Mitsraim kurumunun patenti, ünlü okültist Papus’u (gerçek adı Gerard Ankoss’dur) alır.
Bundan önce, Fransa’da ayrı bir Mitzraim tüzüğü çalışmıştı, görünüşe göre o zamanlar ezoterik olmayan insanlardan oluşuyordu.
Papius oraya iki kez katılmayı denedi, ancak sonunda birleşik tüzüğün başında tamamen farklı bir şekilde sona erdi.
Papius belki de sihir ve okültizm üzerine en ünlü ve popüler yazardır.
Kitapları uzun zamandır birçok dile çevrilmiştir (aynı zamanda bu alanda ve Rusça konuşan okuyucunun en ünlülerinden biridir).
Eğitim konusunda bir doktordu, ancak materyalist bilimin sınırlılığını erken anladı.
Hipnoz ve beden dışı yolculuklarla yaşadığı deneyimleri onun için gerçek varlığı ve insan astral bedeninin yasalarını keşfetti.
Sihir üzerine yaptığı çalışmalarda, büyü kitaplarından ve Rönesans yazarlarından gelen eski ritüelleri anlatıyor.
“Masonik Sembollerin Oluşumu ve Gelişimi” adlı küçük bir kitapta Papus, masonluğun ezoterik özünü ortaya koymaktadır.
Şifa, hayatının sonuna kadar onun mesleği olmaya devam etti ve ana iyileştirici gücün kalbin inancı, sevgisi ve saflığı olduğunu fark ettikten sonra kendini bu asil amaca hizmet etmeye adadı.
Ölüm – Gerard Ankoss Birinci Dünya Savaşı sırasında yaralıları tedavi etmek için gönüllü olarak cepheye gittiğinde Ölüm onu yakaladı.
Papius, son Rus imparatoru II. Nikolaos’un hayatında da rol oynamıştır.
St. Petersburg’a üç kez gittikten sonra, ülkenin ve kraliyet ailesinin geleceğini keşfetmek için babasının ruhunu Nikolai’ye çağırdı.
Sonuç olarak Papus, hükümdarın isteği üzerine hayatlarını birbirine bağlayan bir ritüel gerçekleştirdi.
Papus yaşadığı sürece imparator da ölmeyecek.
Tanınmış bir büyücü Papus 1916’da öldü ve ertesi yıl bildiğiniz gibi, Rus monarşisine sonsuza dek son veren Bolşeviklerin devrimi gerçekleşti.
1888’de Papius, Fransa’da Martinistler Düzeni’ni kurdu.
Onun temeli, Louis Claude Saint-Martin’den bireyler arasında aktarılan bir özveri idi.
1760’lardaki sonuncusu, Fransa’nın çeşitli şehirlerinde gerçek teürjik okulları açan Martinez de Pasqualis’in öğrencisiydi.
İçlerinde öğrenciler çeşitli hiyerarşilerin ruhlarıyla kişisel temaslara yönlendirildi.
Bu uygulama, varlıkların yeniden entegrasyonu sürecinin bir parçasıydı – Adem’in çöküşünden önce var olan orijinal ilahi düzenin restorasyonu.
Böyle bir fikir, tüm grotesk için, Batı ezoterik geleneğinin merkezi çekirdeğidir.
Kabala’da ona «tikun» kavramı gösterdi (düzeltme karşılık gelir).

Martinez de Pasqualis Okulu, Evrenin Seçilmiş Cohenlerinin Emri olarak adlandırıldı – bu, zamanın ezoterik masonluğunun bir çeşidiydi, ancak özellikle Mısırlı hiçbir şey onunla karşılaşmamıştı.
Bireysel ve içsel mistik yola daha yatkın olan Saint Martin, bir okul ya da düzen geliştirmedi ve bu nedenle Martinist inisiyasyon yaklaşık yüz yıl boyunca bireysel ustalar arasında aktarıldı.
Papus bu adanmışlığa tekrar kapsam ve yapı kazandırdığından beri Memphis Mitzraim’e giderek daha fazla benzemeye başladı.
Aslında, yirminci yüzyıl boyunca, Memphis Mitzraim’in en güçlü pozisyonlarını işgal ettiği Fransa’da, Martinizmle ayrılmaz bir şekilde bağlantılı hale geldiğini görüyoruz.

Papus’tan sonra, Hierophant’ın – düzenin başı yerine arkadaşı Charles Detré yerini aldı. Charles Detré onunla birlikte gizli bilimle uğraşan arkadaşı tarafından işgal edildi. Kısa bir süre sonra onun yerine Jean Bricot geldi, ilk yıllarından beri Hıristiyanlıkta Tanrı’yı arayan ama sonunda onu masonluk ve Martinizmde bulan Jean Bricot geldi. Yirminci yüzyılın en ünlü büyücüsü Alistair Crowley, Royce’un ölümünden sonra protestan.’nin başı olarak görev yapan Memphis Mitzraim’de de yer aldığını belirtmek gerekir.

Alistair Crowley, Telema büyüsünün yaratıcısı

Crowley Dünyaya Telema’nın öğretisini getirdi!
Telema’nın özü, insanın Gerçek İradesini aramak ve onu gerçekleştirmeye kendini adamıştır.
Telema’nın ana manifestosu haline gelen “Kanun Kitabı”, Crowley tarafından Mısır’daki vahiy yoluyla elde edildi.
Genel olarak, Mısır tanrıları ve diğer Mısır sembolizmi onun dünya görüşünde önemli bir rol oynamıştır.
Crowley’in “Teoride ve Pratikte Sihir” adlı kitabı, birkaç nesil okültist için en önemli ders kitaplarından biri olarak hizmet etmiş olabilir.
Tarot kartlarının özel versiyonu (Thot’un Tarotu), en zengin unsurları bir araya getirerek, tanıdık arcanaları manevi güçlerin kişiliksiz imgeleri biçiminde göstererek birleştirir.

Onun eserine aşina olan birçok kişi onu siyah bir büyücü olarak görüyor. Bunun gerçekten doğru olup olmadığı – bu soruyu başka bir yerde dikkate alınana kadar erteleyelim.
T.O. öğretisini tamamen kabul etti ve bugüne kadar onun rehberiydi, oysa Memphis Mitzraim esas olarak eski pozisyonlarında kaldı. Benim düşünceme göre (ve burada sadece fikrimi ifade ediyorum), Memphis-Mitzraim’in uzun bir başlangıç merdiveni sayesinde yarattığı muazzam manevi aralık, her türlü karmaşık ideolojik meselede kendine özgü yapıcı kararsızlığı korumanıza izin veriyor.
Bu tüzüğe adanan kişiye, aynı zamanda tamamen onların etkisi altına girmeden, heterojen fikirleri ve unsurları kabul etmelerine yardımcı olur.
Kendi arayışında özgür kalır, ancak pratik cephaneliği temas ettiği her şeyle zenginleşir.

Kendisini Deccal’in (ya da en azından onun habercisi olarak) rolünde gören Crowley, Mısır masonluğunun bu muazzam aralığında, Jean Briceau ve Constanus Chevillon gibi hiyeropanlarıyla, çoğunlukla Hıristiyan bir yönelime sahip olan bu muazzam aralıkta bir araya gelebilirdi. Chevillon, 1944 yılına kadar Nazi polisi tarafından Fransa’nın Alman birlikleri tarafından işgali sırasında öldürüldüğü sırada düzeni yönetti.

Robert Ambelen, Memphis-Mitzraim’in hiyerofanlarından biri

Belki de Memphis Mitzraim’in ezoterik masonluğuna en önemli katkıyı yirminci yüzyılın ikinci yarısında eski yöneticisi Robert Ambelen yaptı. Uzun yaşamı boyunca (89 yıl) çok çeşitli gizli bilgi alanlarına adanmış bir düzineden fazla kitap yayınladı.
Hıristiyan Gnosis’i Kabala ile (Pratik Kabala ve Demiurg’un Gnostik Tanımı kitapları) ilgili olarak okudu.
Kabala’nın kendisini «Yahudi ve Hıristiyan geleneklerine dayanan Batı Hıristiyanlığının başlangıç yolu” olarak adlandırıyor.
Diğer eserleri arasında «Tapınakçılar ve Gül Haçlıları», «Eski Günlerde Masonluk», «Manevi Simya: İç Yol» olarak adlandırılabilir.

Ambelen’den bir süre sonra, Memphis-Mitzraim, aralarında kardeşçe ilişkilerin koptuğu çeşitli emirlere ayrıldı.
Bununla birlikte, son yıllarda birleşmeye yönelik yeni bir eğilim dikkat çekicidir.
Bugün, geçmişte olduğu gibi, bu tüzük esas olarak, okültizm yolunda belirli bir kendini gerçekleştirmeye ulaşmış olan ve «Ezoterik Masonluk» dediğimiz şeyin doğasını vurgulayan insanlar tarafından yönetilmektedir.
Her son sadece yeni bir başlangıçtır

Sırada ne var? Dünyamız bugün inanılmaz bir hızla değişiyor. Bir yandan, bu hızlı koşuyu fark edemeyen ve içinde kendi yerlerini bulamayan pek çok kişi, geleneksel kaynaklarda bir dayanak arıyorlar.
Bununla birlikte, aynı zamanda, giderek daha fazla insan deneyimlerinden, hayattan kopmuş bir geleneğin yalnızca geçici bir süre ertelenebileceğine inanmaktadır; bu, ona inanan kişi için hayali bir dünya yaratmaktadır, yine de daha sonra şiddetli bir gerçekliğin saldırısı altında parçalanmaktadır.

Gittikçe daha da netleşiyor ki, eşiğimizde durduğumuz ve girdiğimiz çağda, yalnızca insanı çok yönlü gerçeklikten uzaklaştırmayan, ancak onu kabul etmeye ve anlamaya yardımcı olan bu tür geleneklere yer kalacak.
Bu tür geleneklerin sağlam kökleri olmalı, aynı zamanda son derece esnek olmalı ve iç düzenleme mekanizmasına sahip olmalıdır.
İnsan bilincinin evrimi gerçekleştikçe kendilerini dönüştürebilmeli ve zenginliklerini kaybetmeden yeni aşamalara geçebilmelidirler.

Taşıyıcısı olarak okültizm ve masonluk, bir insanın yeni bir gelişim döngüsüne geçmesine yardımcı olabilir mi?
Gezegenimiz giderek daha fazla birleşiyor ve bu sayede tüm kültürlerin ve geleneklerin derin akrabalığı ortaya çıkıyor.
Artık kendimize «kendimiz» e kendimizi kaptırmamıza ve «yabancı» yı reddetmemize artık izin veremeyiz.
Şimdi kendimize nesnel olarak bakmanın ve gerçekte kim olduğumuzu anlamanın zamanı geldi.

Üç derece operasyonel taş işçilerinden inşaatçılara kadar, Batı geleneğini kucaklayan bir sisteme doğru yol aldık.
Bir sonraki aşama, doğru açıyı oluşturan 90 dereceye kadar çıkmayı mümkün kıldı.
Bununla birlikte, masonluğun ana sembolü, bir köşeye ek olarak, pusulalardır.
Birlikte, bir dairenin karesini yaratırlar ve insanın ve evrenin kutsal oranlarını tanımlarlar (bu konuyu incelemek isteyenlerin, Leonardo da Vinci’nin «Vitruvian adamı» ile başlaması tavsiye edilebilir, ki bu da bir kareye ve bir daireye yazılmıştır).
Kabala’da, aynı iki enstrüman, «yuvarlak» ve «doğrusal» sefirotlarla ilgili temel kavramlara karşılık gelir (İbranice’de «igulim» ve «yosher»).
Sonsuzluğun ışığı gittikten sonra, arkasında yuvarlak bir boşluk bıraktıktan sonra, içine doğrudan bir ışık ışını uzandı ve dünyalar oluşturmaya başladı.
Yaratılıştaki “tikuna” sürecinin sonucu, orijinal yuvarlak şekle geri dönmektir – boşluğu sonsuz ışıkla doldurmak.

Daire, tüm tarafların eşitliğini gösterir. Herhangi bir noktada sona ermesi yeni bir döngü başlattığından, başlangıç ve bitiş yoktur.
Belki de bilincin evriminin yeni bir aşamasında, adanmışlarının Sonsuzluğun doğasını anlamalarına yardımcı olacak 360 derecelik bir Masonik tüzük bizi bekliyor olabilir; geçmişin, şimdiki zamanın ve geleceğin bir noktada birleştiğini ve bu noktanın Tanrı’nın potansiyelini taşıyan kişinin kendisinin yüce ruhu olduğunu görmek için mi?

Bunun cevabı hala gelecekte bizi bekliyor. Şimdi biz, öncekilerin bizim için biriktirdikleri manevi zenginlikleri kullanabiliriz. Ve belki de bu yolda, bu dünyaya çağrıldığı amaç herkese açılacaktır.


https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya-forum/2017/07/02/karanligin-vaizi-aleister-crowley
kaynak: https://proza.ru/avtor/meirbruk https://proza.ru/2016/04/15/843

Kara Büyücü – Aleister Crowley


http://www.dinvemitoloji.com/2020/09/20-asrin-seytani-aleister-crowley.html

Dünya yöneten Masonik otorite özel Köşklerden Yeni Gizli emirler çıkardıklarını bilen var mı?


https://www.mason.org.tr/
“Gizli güç” – Masonlar, Cizvitler ve diğer “Komplo teorileri kahramanları” hakında hepimiz bir söylenti duyduğumuz oldu!

Masonlar hakında bir çok söylenen hikaye ve ya Efsaneler roman ese yazılar hepimiz duymuş ve ya okuduklarımız olmuştu!
Okuduğumuz hikayelerde ve yazılarda Dünya Düzeni kuran ve daha sonra Dünyayi Yönetiyor efsaneler ile yaşiyoruz.
Bütün duyduklarımız okuduğumuz efsaneler doğru olabilir mi?
Asırlardır “Gizli ve sır kaplı kuruluşları” hakında Medya ve ya sokakta duyduğumuz sır ve gizem dolu “Masonlar ve lojaları” devamlı merak konusu olmuş ve bir çok bilinmeyen sade kelime ile duyulan haberler devamlı merak uyandırmıştır!
Dünya ve İnsanoğlu gelişimi sağlamış ve ilerleme ile bugunlere gelmişiz!
Bu İnsan Gelişimde Mason Kardeşiliği vasıtasıile ve ya Dünya kendi akışını su gibi yolunu buldu ve gelişti!
Bazı yazılara göre Mason yapıları sıırlı bilgilerle her dönem kendine düşen görevi yerine getirmiş olup ve geleceğe temel atma adına bir çok değişik olayları tetiklemiş ve ya önlemiş olması ile bilinmekte!
Son günlerde Covit 19gelmesi ve yayılması yine Dünyayi düşünen ve yöneten Gizli örgüt eli gözükiyor diyibiliriz! Gözle görünür kanıt olmasa bile sade çok örgütlenmiş ve bilgi dolu organizasyon elini izleyebilirz!
Covit 19 ile beraber basın yayın organlarda duyduğumuz Kurulan Düzen Adı : İnclusive capitalism türkçesi Kapsayıcı Kapitalizm kapıya dayanmış durumda!
Tabi bu organizasyon fikir babaları Bill Gates ve Kalus Shwab!
Kapsayıcı Kapitalizmin fikirleri İlluminati Doktrini şaşırtıcı bir şekilde Yeni ilan edilen Eski düzen hatalarını Geliştilerek Yeni geliştirilmiş Kopyası fakat bizlere Yeni olarak tanıtabiliyor olabilrler mi?

Yaşadıklarımız Rastgele ve ya tesadüf olabilir mi?
Bugünlerde geçirdiklerimiz evreler hangi yaıllarda planlandı?
Evet sırasıile devam edelim!
Gizli toplum (Secret orders) Masonik köşkler, Otoriter mezhepler toplumda her zaman ilgi uyandırmıştır.
Tarih boyunca bilgi adamları bir çok kütüphane sıralarından gerekli bilgileri toplamaya çalıştılar – kimileri kapalı arşivlere erişebildi ve bir çoğu insan ilgi ötesi gitmeden tapınak bilgileri ilgi duymasına gerek kalmadığını ve ilgilenmeğe değimez kanısı getirerek kendi ilgi alanlarına odaklanarak hayatlarına devam etmekete!
Bir çok araştırmacı yabancı basın arşivlerinden bazı kısıtlı bilgi bulabildi ve ilgi olmayacak kadar saçmalık ve komplo teorileri olarak görmesi ile konu kapanmaya yüz tuttu değebiliriz.

https://onedio.com/haber/20-maddede-mason-sembollerinin-sirlari-357746
Herkesin kendi bakış açısına sahip olma hakkı vardır, ancak bu örgütlerle ilgili her zaman çok az bilgi olmasına rağmen nedeni bu Toplumlar sırları ile yaşamakta ve genel halk toplumda ilgi odağa olama devam etmekte.
Bazı araştırmacılar konu hakında kısmı bilgi bulabilmiş olamaları yine de toplum açıklamalar kısıtlı ve halka sızma kulak dolma bilgiler sıradan halka bu bilgiler bir şey ifade etmyeceğinden dolai açıklanmamış olup sır kalmış.
Bugün birçok Mason locası Golf kulüpleri, Şövalyelik emirleri hala oldukça resmi adreslere ve devlet kayıtlarında bulabilirsiniz. Son zamanlardan İnternet sayfalarına ve sitelerinde belirli bilgi okuyabilirsiniz ve bir çok Loca internet sayfa sahibi ve bu sayfalarda bilgi bulabilirsiniz.
Avrupa genelinde tek İtalya’da yasal olarak 600’den fazla Mason locası işletilmektedir!
Bir çok insan 1900 yılları 19 yüzyıl başlarında başlatılan Bolşevik Komunist sloganı : “Özgürlük, eşitlik, kardeşlik” olduğunu biliyor! Bir çoğumuz çocukluk yıllarında yaz aiları okunması önerilen Fransız silahşörlerin kardeşliği ve diğer kardeşler için daveti ve yemini : “Grup içinde her birey bir kişi herkes için grub bir tek kişi!” slogan davetile mahale çocuk grubu kurarak ya futbol oynamıştır ve ya kör ebe oynamıştır.
Tarih içinde Gizli toplumların derinliklerinde gizem ilgi çeken giyisi detayi hatırlayabiliriz örn.: Birçok sıradan insan için oldukça tanıdık olan dış görünüm detayı beyaz gömlek üzerinde – erkek kravatı! Eskiden masonların gardırobunun ayırt edici bir özelliğiydi ve kardeşlik üyelerine sürekli olarak çenelerini kapalı tutabilmeleri gerektiğini hatırlatması gereken sıradan bir öge kravat taşıma ve gömlek boğaz yakasında idam ipi gibi bağa olması idi! Bu bağa Localarda kardeşler öğrendikleri sırları açıklama durumda neler olacağa sembolize ediyordu! Böylece tapınakçı kardeşlerin kaderi kendisi belirleyebilir ve diğer kardeşler tarafından yakalanması durumda kendini infas etmesi gerektiğini ikaz etmeden gerçekleştirmek zorunda kalması hatırlatırlırtırlardı.

Fakat bugün bununla ilgili gölgeli sır örgütlerin kısa adı “Derin devletlerin” bir parçası olmaları her birey bilmekte.
Modern toplumun küresel politik ve ekonomik süreçlerini nasıl etkilediği ile ilgili bir çok açık bilgi medyada bulabilirsiniz. Fakat çok ileri yıllar için planlar devamlı gizli ve açıklanılmaz tehilkeli bilgiler sırası gelince ortay çıkması sıradan bir Hayatın Akışı olarak tarif edilir.
Bir çok haberlere göre Derin İnsanlar daha derine indiler! Gerçek o ki : Onlar hiçbir yere gitmediler, ancak sadece güçlerini birleştirdiler ve hedeflerini açık bir şekilde ilan ettikleri noktaya kadar nüfuzlarını arttırdılar
Gizli toplumların temel amaçları ve hedefleri hakında bir çok karışık bilgiler medyada çıkar!
Kulağa ne kadar klişe gelse de, Tapınakçıların, Frankmasonların, Gül Haçlılar’ın ve diğer İlluminatilerin ana fikri:
Dünyayı kendi yoluna yeniden düzenlemek olması şaşırtıcı değil!
Yani Bugünlerde duymaya almış olduğumuz: sıra geldi artık Yeni Dünya düzeni inşa etmek vakit geldi! Yeni Düzen insanlık üzerinde sınırsız güç kazandırmması sırası değilmi?
Ve bu, gizli birliklerini görünmez savaşın merkezi unsuru hale getirilmesi ve tüm üyelerinin ritüellerinde, eylemlerinde ve ifadelerinde kendini gösteren açık sözlü tanrısallık, sıradan satana Tanrı ve diğer insanlar İnsani yardımları bir çok alanda görübilirsiniz!

Amerikan Detroit Şehir muzesi : Devil – Kötülüğün ve Cezalandırıcığın Heykel Görüntüsü

Eski çağlarda Mason yapıları Kilise ve ya başka dini mekanların halkın üzerinde dini baskı ve despotizme karşı tepkiler vermişti: “Sivil ve dini despotizme” karşı mücadele, Frank-Masonların emriyle belirlenen amaç ve hedefler tarafından belirlenir: Amaç Tüm Dünya Masonlara göre yaşama şans tanıma” sloganları ile haraket etmelerne sebep olmuş. US Ulusun bir aile olduğu Dünya tek bir Cumhuriyete dönüştürme ve her Dünya üyesi insan Satana nın oğlu olduğunu anlam algılanmalı sloganı ile davet edildi.
“Bu hedefe ulaşmanın güçlü bir yolu özel Tarikatlar akımlar kurulmalı, öğretilerinin çoğaltarak her köşe başı meydan ve boş alanlarda Satana propagandası ve SAtana Tarikat’ın ana hatlarıyla belirtilen hedeflerini benimseterek uygulanmasını yayıgınlaştırmak ve yeni tip toplumlar oluşturma yoluna gidilmeli anlayişı ile yaşam sürmesi önemli idi. Satana yolunda Propaganda ve insanların en önemli görevlerinden biri Yeni Dünya Düzeni benimselemeri.
Propaganda organizasyonun genel amacı Masonluğu yaşam sistemine dönüştürme – yavaş telkinle hareket ederek, devrimci maya hazırlar ve yayılmasını sağlama! Bu yolda sadece localar değil, aynı zamanda diğer Masonluk örgütleri de, örneğin: okültistler, teosofistler, Hıristiyan Gençler Birliği, çeşitli ligler, örneğin ana kapılar: eğitim, insan hakları, tarikatlar vb. Masonların tasarlayıp hazırladığı devrimi sona erdiren militan terör örgütleri eylemi sahneye uygun şekilde hazırlandıktan sonra zihinler üzerinde pasıkıteknik manipulasyon!


Din, Ulus ve Develt Monarşik yönetimleri tamamı bir araya getirme ve yeryüzünde bir Masonik Cennet kurulması yolunda durmaktadır.
Bu tarihi kurumlar, tüm ulusların tek bir birlik içinde birleşmesini ve dolayısıyla onlarla savaşmanın kaçınılmazlığını engellemektedir. Masonluk orta çağlarda din ve dini evlerin yıkımına yaklaşmıştır! Gelişmeleri takib eden millettler ve monarşi yavaş yavaş, dikkatli adımlarla, toplumu daha kararlı önlem ve eylemlere hazırlamıştır.”
“Masonlar daha iyi bir başarı elde etmek için Din alanında çeşitli mezhepleri ve özgür düşünürleri desteklediler.
Geniş dini hoşgörü kisvesi altında Hıristiyan Kilisesi’ne sapkınlıklar ve ayrılıkçıları getirildi ve desteklediler.
Batı Katolik dini Reform ve Protestanlık geliştrilmesi yakından Mason yapıları ile ilişkilidir. Masonlukla ilgili ve kökleri masonlukta olan Katolik Protestan kiliseleri görevleri gereği Masonluğu görünmez ve gizli örgüt listesine girmiştir.
Kısacası Masonluğun tarihi, dine ve başta hristiyanlık olmak üzere kiliseye karşı söz ve eylem olarak verilen mücadelenin hikayesidir.
Modern zamanlarda bu mücadele belli bir inkarla sonuçlanmıştır. Din ve Kilise Reformları ile bir çok kapılar açılmış durumda ”
Tüm bunların 1905 yılı, Dunya’da bir çok o dönemde gelişmiş Devletlerin Hükümeti devrimci bir ideoloji ile yenilendiler.
Devrim ve yenilikçi söylemleri ile Din arka plana yöneldi ve Masonik yapılaşma Devrimlerle yeni Evre girdi!
Yönetim ele alma yönelik başarısız bir girişimin hemen ardından yazıldığını hatırlatmama izin verin!
Terminolojiye biraz açıklık getirmenin zamanı geldi, yani gizli topluluklar için isimlerin bolluğu.
Bay Filosof – Masonlar hakkında yazıyor, ama aslında, dışarıdan gelenlere kapalı olan kardeşliğin kendisini nasıl adlandırdığı konusunda hiçbir fikir ve fark yok.
Araştırmacılar, modern Masonluğun ilk aya kalmalarını “Tapınakçılar” veya “Tapınaklar” olarak kısaltılan “Kudüs’teki Süleyman Tapınağının Fakir Şövalyeleri Tarikatı”ndan geldiğine inanıyor.
Fransız kralı Philip the Fair ve Papa Clement V’nin ortak çabaları sayesinde düzenin 1307’de sona erdiğine inanılıyor.
Daha sonra şövalyelerin çoğu asıldı ve Jacques de Molay liderliğindeki örgütün tepesi kaldırıldı. Kazıkğa oturtuldu ve yakıldı.

Ve Ötesi:
“Dünya Din Yaşamında bir Masonik Cennet’in genel devleti olarak gözükmekte!”
Bu olayda Dünya çapında bir Mason Cennet’in yolunda durmaktadır. Büyük Dünya küresinde – tek ülke adı : Mason Dünya ve tüm ulusların tek bir birlik içinde projesini ve herkesin yaklaşmasını kabul etmektedir. Devamı Dünya Daha hızlı ve fazla teknoloji yenilik ile geliştirliyor ve:
“Masonluk bir başarı elde etmiş olacak! Dinlenebilir çeşitlilikte gelişmiş son hali ile ilgili ve hızlı gelişim ve kusursuz yapı. Tarih dine ve başta semavi üç din olmak üzere dini mekanlarda söz ve eylem olarak verilen mücadelenin başarısı.
Modern olan Dünya belli bir inkar adına gelişme olası adı din ve dünya din mekanı.
ma
Tüm 1905’te, Dünya’da hükumet kampanyaları bir devirmeye yönelik bir projeden hemen sonra yazmasını tamamlamama izin verme fırsat tanınmış!
Terminolojiye biraz hafif saklamanın zamanları, yani topluluklar için isimlerin bolluğu.
Bay Filosof, Mason hakkında yazılanlar aslında, gelen geçen olaylara yönelik olan ve ya nasıl bir şey hakkında hiçbir şey yok hakkında konuşulacak. modern Masonluğun akımlar hakında ve ya “Tapınakçılar” – “Tapınakçılar” olarak kısaltılan “Kudüs’teki Süleyman Tapınağının Fakir Şövalyeleri Tarikatı” ve haalen inanılmadığı Fransız Philip the Fair ve Papa Clement V’nin çaba sarf etmesi – 1307’de sona ermediğine inanılıyor. Daha sonra çoğu katılımcı yetiştirildi sonra da kazıkta yakıldı.

Ancak ilginç bir gerçek hatırlayalım: Bu olaydan yaklaşık 400 yıl sonra, Rus Çarı Peter birkaç Avrupa ülkesini ziyaret etti! Ardından ünlü mason Lensky’nin arşivlerinde bir giriş kapı görüdü:
“İmparator I Peter, Hollanda Lefort Tapınakçılar lojasına kabul edildi”
Aslında, tüm gizli topluluklar içten dinamik bir motorla karşılaştırılabilir. Örn. bir Otomobil endişesinin kaydı, bir araba modelinin adı gibi herhangi biri olabilir, ancak mekanizmanın çalışma prensibi her yerde aynıdır.
Bu nedenle, Masonların Gül Haçlılardan ve İlluminati’nin Bilderberg Kulübü, Üçlü Komisyon veya Dış İlişkiler Konseyi gibi modern organizasyonlardan temelde farklı olduğunu varsaymamak gerekir.
Fakat bu konu ayrı bir yazının konusu olmalı.

Din, Ulus ve Monarşi devletler yeryüzünde bir Masonik Cennet’in kurulması yolunda durmaktadır.
Bu tarihi kurumlar, tüm ulusların tek bir birlik içinde birleşmesini ve dolayısıyla onlarla savaşmanın kaçınılmazlığını engellemektedir. Masonluk, kilisenin yıkımına yaklaşmıştır, millet ve monarşi yavaş yavaş, dikkatli adımlarla, toplumu daha kararlı önlem ve eylemlere hazırlıyor. ”
“Masonlar daha iyi bir başarı elde etmek için din alanında çeşitli mezhepleri ve özgür düşünürleri desteklediler.
Geniş dini hoşgörü kisvesi altında Hıristiyan Kilisesi’ne sapkınlıklar ve ayrılıklar getirildi.
Batı’daki Reform ve Protestanlık yakından ilişkilidir.
Masonlukla ilgili ve kökleri masonlukta olan – kısacası Masonluğun tarihi dine ve başta Hristiyanlık olmak üzere kiliseye karşı söz ve eylem olarak verilen mücadelenin hikayesidir.
Modern zamanlarda bu mücadele belli bir inkarla sonuçlanmıştır ve sonucu “Din ve Tanrının Evi”
Tüm bunların bu yüz yılın başında – 1905 Çarlık Rusya hükümeti devrimciler tarafından bir şekilde devirmeye yönelik başarısız bir girişimin hemen ardından yazıldığını hatırlayalım!
Terminolojiye biraz açıklık getirmenin zamanı geldi, yani gizli topluluklar için isimlerin bolluğu.
Masonlar hakkında çok yazıldı! Dışarıdan gelenler aslında ilk gördükleri kapalı toplum ve kardeşliğin kendisi!
Nasıl adlandırdığı konusunda hiçbir fark yok.
Araştırmacılar, modern Masonluğun bacaklarının – “Tapınakçılar” veya kutsal “Tapınaklar” olarak kısaltılan “Kudüs’teki Süleyman Tapınağının Fakir Şövalyeleri Tarikatı”ndan geldiğine inanıyor.
Fransız kralı Philip the Fair ve Papa Clement V’nin ortak çabaları sayesinde düzenin 1307’de sona erdiğine inanılıyor.
Daha sonra şövalyelerin çoğu asıldı ve Jacques de Molay liderliğindeki örgütün tepesi kaldırıldı ve sonu kazıkta yakıldı!


Adam Weisgaupt’un Delinmesi
Son iki bin yılda İlluminati adlı gizli bir toplum birkaç kez ortaya çıktı.
MS 2. yüzyılda, benzer bir isme sahip bir kült Frigya’da doğurganlık tanrıçası Kibela Montan’ın rahibi tarafından kuruldu;
6. yüzyılda Suriye’de Dervişler-Nurbasiler (“aydınlanmış”) popülerdi,
tarihçiler de 15. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan Bayazet Anzari’nin önderliğindeki Afgan gizli emrini iyi biliniyor

Adam Weishaupt.
Ancak modern tarihte “İlluminati Düzeni” nin kuruluş tarihi, Ingolstadt Üniversitesi’nde Bavyera kilise ve doğal hukuk profesörü Adam Weishaupt’ın destekçileriyle birlikte bir sır oluşturduğu 1 Mayıs 1776 olarak kabul edilir.
Masonik tipi toplum.
Hırslı ve enerjik Weishaupt, örgütün amaçlarını gizlemenin gerekli olduğunu düşünmedi ve kısa süre sonra kamuya açık hale geldiler
(Gleb Blagoveshchensky ve Viktor Vorobyov’un “Dünyanın Gizli Cemiyetlerinin ve Mezheplerinin Tam Tarihi” kitabına dayanarak yayınlandı).
2009 yılında):
halkın ezilmesine dayanan diğer tüm devlet biçimleri gibi monarşilerin ortadan kaldırılması ve ortadan kaldırılması;
mevcut yönetici seçkinlerin sahip olduğu mülkün yok edilmesi;
ulusal çatışmaları sona erdirmek;
Kilise tarafından düzenlenen evlilik kurumunun kaldırılması ve sevginin ve uyum için çabanın kilise ahlakının tüm dogmalarına üstün geleceği özgür aileler kurumunun kurulması;
İlluminati’nin ideolojik öğretileri lehine dini inançların ortadan kaldırılması.
Doğal olarak devlet ve kilise, dışarıdakilere kapalı olan “aydın” örgüte karşı silaha sarıldı ve sekiz yıl sonra derinlere indi.
Ve bir yıl sonra, Temmuz 1785’te, sonunda Weishaupt’ın beynini yasadışı ilan eden gerçekten mistik bir olay gerçekleşti:
İlluminati’nin kurucusu, Frankfurt’tan Paris’e gitmekte olan kuryesi Lanz ile şehirde bir araya geldi.
Yabancı İluminati “kardeşler” için gizli talimatlar hazırlandı ve Yürüyüşe çıktılar.
Yürüyüş sırasında Lanz’a yıldırım çarptı. Weishaupt, kişiliğine çok fazla dikkat çekmek istemeyerek olay yerinden ayrılmak için acele etti.

Olayın görgü tanıkları, talihsiz kuryenin cesedini, bir polis araması sırasında talimatların bulunduğu en yakın şapele sürükledi. Bu belgenin tam metni, tarihçi Jean-Jacques Bedu’nun 2005 tarihli Meleklerin ve Şeytanların Gizli Kaynakları kitabında alıntılanmıştır:
“İnsanları yönetmenin ve kamuoyuna hakim olmanın ilk sırrı!
Bu kaosun içinde kaybolanların anlamaması ve bir sonuca varamaması için gerektiği kadar çatışma, şüphe ve düşmanca tavırlar yaratmaktır. kamu işlerinden bahsediyoruz, kişisel bir görüşe sahip olmamak daha iyidir.
Popüler tutkuları alevlendirmek ve renksiz, müstehcen ve itici edebiyat yaratmak gerekir – bu çok önemli!
– Kıskançlık, nefret, çatışma ve savaş, yoksunluk, açlık ve salgın hastalıkların yayılması insanları içine çekmeli ki, insanlar artık İlluminati’nin yönetimine tamamen boyun eğmekten başka bir çözüm göremiyorlar.
– Halkları, görünüşü olduğu gibi kabul etmeye, yüzeysel bilgilerle yetinmeye, sadece kendi zevklerini aramaya, tüm güçlerini sonsuz yenilikler arayışına harcamaya ve nihayetinde İlluminati’yi takip etmeye alıştırmak gerekecektir.
“Kitleler kör, pervasız ve kendilerini yargılamaktan aciz olduklarından, kamu meseleleri söz konusu olduğunda başka seçenekleri kalmayacak: Demir bir elle, adil ama acımasızca yönetilmeleri gerekiyor.
– Avrupa’da insanlar ve milletler arasındaki farklılıkları şişirmek, ırk ve din düşmanlığını körüklemek ve hiçbir Hıristiyan devletin destek bulamaması için aşılmaz bir çukur kazmak gerekiyor.
Üst düzey hükümet yetkililerine rüşvet verilmesi, hükümetleri dış kredileri kabul etmeye zorlayacak ve onları İlluminati’ye borç ve köle olarak bırakacaktır. Ekonomik krizleri tetikleyerek ve tüm nakitleri aniden dolaşımdan çekerek, İlluminati dışı bir para ekonomisinde çöküşleri kışkırtmak gerekecektir.
“Bütün bu araçlar insanları İlluminati’nin dünyayı ele geçirmesini istedikleri noktaya götürecek.
Yeni dünya hükümeti, kendisine gönüllü olarak boyun eğen herkes için koruyucu ve hayırsever olarak hareket etmelidir.
Herhangi bir devlet isyan ederse, komşularını ona savaş ilan etmeye zorlamak gerekir.
İkincisi onunla birleşmek istiyorsa, bir dünya savaşı çıkarmak gerekir.”


Küreselleşmenin temsilcileri Henry Kissinger ve Zbigniew Brzezinski, Jacques Attali ve Klaus Schwab’ın dünyanın yeniden inşası doktrinlerinde yeni bir şey icat etmedikleri ortaya çıktı.
Her şey onlardan yüzlerce yıl önce planlanmıştı.
Belki daha da erken.
Gizli toplulukların tutarlılığına ve canlılığına değer vermeliyiz, bu görünmez Dünyanın kuklacıları organizasyonu, çabaları sayesinde “İlluminati”nin talimatlarında açıklanan her şey gerçekleşir – insanlığın birçok çizgide bölünmesi; savaşlar ve şimdi salgınlar; ekonomik krizler ve hükümet yolsuzluğu; ekili hedonizm ve cinsel özgürleşme kültü; geleneksel Hıristiyan değerlerinin reddedilmesi ve eğitim sisteminin yıkılması.
Artık gizli topluluklar olarak adlandırılamazlar – tüm eylemler açıkça görülebilir. Küreselleşme taraftarları, tamamen resmi uluslararası yapıları aracılığıyla, hiç kimsenin önünde korkmadan ve tereddüt etmeden açıkça insanlık dışı bir “yeni dünya düzeni” dayatma politikası izliyorlar. VOZ, son iki yılda perde arkasında dünyanın en etkili kulübü haline gelmeye değer.

Bugün bütün bu kardeşler, Davos Forumu, Bilderberg Kulübü ve Roma Kulüpleri toplantılarında oldukça resmi bir şekilde buluşuyor, başbakanları ve başkanları atayarak, savaşları başlatıyor ve ekonomik krizleri kışkırtıyor. Ülke konaklarının bodrumlarında saklanmalarına gerek yoktur, aksine hepsi göz önündedir ve herkesin patronun kim olduğunu anlayabilmesi için tanınmış şirketlerin ve uluslararası kuruluşların amblemleri Masonik sembollerle doludur. .
Geleneksel Masonlardan öğrenmeniz gereken şey, kardeşleri destekleme ve doğru insanlar için kariyer inşa etme yeteneğidir. Chubais, 1998 ve 2012 yıllarında iki kez Bilderberg toplantısına konuk olarak katıldı ve tüm hayatını hoşgörüye adadı. Ancak bu, ünlü programın dediği gibi tamamen farklı bir hikaye..


kaynak: MAson