Kaynak :
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0skender
İskender (Grekçe: Αλέξανδρος Γʹ ὁ Μακεδών, Aleksandros III ho Makedon, MÖ 20 Temmuz 356 – MÖ 10 Haziran 323), asıl adıyla Makedonyalı III. Aleksandros veya yaygın adıyla Büyük İskender, antik Yunan Makedonya krallığının kralı (basileus) ve Argead hanedanlığının bir üyesiydi.
[1][2] Milattan önce 356’da Pella’da doğdu ve 20 yaşında babası II. Filip yerine tahta geçti. İktidarının uzun yıllarını Güneybatı Asya ve Kuzeydoğu Afrika’da eşi benzeri görülmemiş bir seferle geçirdi ve 30 yaşına geldiğinde Yunanistan’dan Kuzeybatı Hindistan’a kadar uzanan antik dünyanın en büyük imparatorluklarından birini yarattı.
[3][4] Girdiği hiçbir muharebede yenilmeyen Büyük İskender, pek çok kişi tarafından tarihin en başarılı askeri komutanlarından birisi olarak kabul edilir.[5]
On üç yaşındaki İskender’in babası Makedonyalı Philip II, oğlu İskender öğrenimini «LUBOMUDRİYA» ilgi duyan filozof Aristoteles’i öğretmen olarak işe aldı.
İskender bilim adamları ve filozoflarla konuşmayı severdi.
Efsaneye göre, bir gün erken saatlerde sabah İskender geziye çıkar.
Yolda geçerken boş bir fıçıda hazırladığı kahvaltısını tatlı bir şekilde yemeğeni yudumlayan birini görür.
Bu adam Diojene diye bilinir yaklaştı. Alexander kendini tanıttı ve ona saygı duyulan bir Bilge Adam için neler yapabileceğini sordu. Kaşlarını çattı, filozof cevap verdi:
“Lütfen geri çekil, güneşimi engellemeyin.”
Daha sonra, “dünyanın fatihi”, farklı dinlerin ve felsefi okulların temsilcileriyle uzun gece konuşmaları yaptı.
18 yaşındayken yenilmez Perslerin birliklerini sarsmaya başladı. Genç kralın zaferlerinin anahtarı onun demir iradesi, savaşta inatçı düşmanlara karşı acımasızlığı, stratejik ve taktik dehasıydı.
«Kendini sevmiş» onuruna, İskender 70 şehri ve savaş ATI Bukefal’in onuruna bir şehir adını verdi. Bugün, bir zamanlar Büyük İskender’in onuruna adlandırılmış 14 şehir var, örneğin:
Herat;
Kandahar;
Bagram;
Gazni;
Hujant.
Sevgili atın öldüğü yerde, Kral İskenderiye Bukefalos kentinin inşasını emretti, şimdi Pakistan’ın celalpur şehri.
Bugün İskender tarafından kurulan şehirler (veya kalıntıları) Türkiye, Afganistan, Pakistan, Tacikistan ve İran’a dağılmış durumda.
327 ilkbaharında Alexander Sogdiana’yı fethetti ve yerel hükümdarın kızı Roxanne ile evlendi. Kralın ölümünden üç ay sonra, oğlu Alexander IV’Ü doğurdu.
Kendisini Zeus’un oğlu olarak düşünmeyi emretmiş olan Alexander, her sabah hoş bir tütsü kokuyordu, nefesi tazeydi ve cildi kadifemsi bir dokunuştu.
İskender, Pers’i fethettikten sonra, 100 geneli makedonyalıya yüksek Pers toplumundan gelinlerle evlenmelerini emretti. Generalin kendisi aynı anda iki prensesle evlilik bağlarını birleştirdi: Kral Darius ve Kral Artakserx’in kızı.
Alexander 32 yaşında 323 yılında vefat etti. Muhtemelen eski düşmanı Cassandr’ın emriyle zehirlenmiş olmalı. Kendi emriyle, generalin ölümünden on dört yıl sonra roxanne ve oğlu Alexander IV öldürüldü.
Cassander’ın kendisi, Makedonya’daki iktidar hakkını güçlendirmek için, Büyük İskender’in kız kardeşi Selanik’le evlendi.
Büyük İskender’in cesedi bozulmaması için babil’e balın içine yerleştirildi. Fatih’in ölümünden bir yıl sonra külleri Makedonya’ya gönderildi, ancak yol boyunca komutanının külleri, o zamana kadar Mısır kralı olan arkadaşı Ptolemy’nin adamları tarafından ele geçirildi. Ptolemy, İskenderiye’deki büyük kralın kalıntılarının gömülmesini emretti. Büyük generalin mezarı Julius Caesar, Marc Antonius, Octavian August ve İmparator Caracallus tarafından ziyaret edildi. Daha sonra, Büyük İskender’in mezarının yeri hakkındaki tüm bilgiler kayboldu.
İskender, gençliğinde 16 yaşına kadar Aristo tarafından eğitim gördü. MÖ 336’da Filip’in suikaste uğramasından sonra babasının yerine tahta geçerek güçlü bir krallık ve deneyimli bir ordunun mirasına kondu. İskender Yunanistan’ın Lideri unvanıyla ödüllendirildi ve bu yetkiyi babasının Pers İmparatorluğu’nun fethi için Yunanları bir araya getirmeyi amaçlayan pan-Helenistik tasarısını hayata geçirmek için kullandı.[6][7] MÖ 334’te Ahameniş İmparatorluğu’nu (Pers İmparatorluğu) işgal etti ve 10 yıl sürecek olan bir dizi sefere başladı. Anadolu’nun fethine müteakiben İskender bir dizi belirleyici savaştan sonra, özellikle İssos ve Guagamela’da, Pers İmparatorluğu’u perişan etti. Daha sonra Pers Kralı III. Darius[8]’u devirdi ve Ahameniş İmparatorluğu’nu tamamen fethetti. Gelinen noktada imparatorluğu Adriyatik Denizi’nden Beas Nehrine kadar uzanmaktaydı.
İskender “dünyanın sonu ve Büyük Dış Deniz”e ulaşmak için uğraştı ve MÖ 326’da Hydapses Muharabesi’nde Pauravas’a karşı önemli bir zafer kazanarak Hindistan’ı işgal etti. En sonunda vatan hasreti çeken birliklerinin talebi üzerine geri döndü ve MÖ 323’te başkenti ilan etmeyi planladığı Babil’de Arabistan’ın işgalini tasarladığı seferlerini hayata geçiremeden öldü. Ölümünü takip eden yıllarda İskender’in hayatta kalan generalleri ve varisleri olan Diadohoiler tarafından yönetilen birçok devletin kurulmasına yol açan bir dizi iç savaş imparatorluğunu parçalara ayırdı.
İskender’in mirası, fetihlerinin meydana getirdiği Greko-Budizm gibi kültürel difüzyonizm ve senkretizmi içinde barındırır. Kendi adını taşıyan 20 kadar şehir kurdu. Bunlardan en önemlisi Mısır’da İskenderiye’dir. İskender’in Yunan kolonicileri yerleştirmesi sonucu doğuda Yunan kültürünün yayılması, etkisi MS 15. yy’ın ortalarında Bizans İmparatorluğu’nun geleneklerinde ve 1920’lerdeki Rum Kırımına ve nüfus mübadelesine kadar Orta ve Doğu Anadolu’da Yunanca konuşan toplulukların varlıklarında hala belirgin olan yeni bir Helenik medeniyete sebep verdi. İskender, Akhilleus gibi klasik bir kahraman olarak efsaneleşti ve hem Yunan olan hem de Yunan olmayan kültürlerin tarihlerinde ve efsanelerinde ön plana çıktı. Girdiği hiçbir savaşta mağlup olmamasından ötürü askeri liderlerin kendilerini kıyasladıkları bir ölçü oldu. Dünya çapındaki askeri akademiler hala taktiklerini öğretmektedir.[9] Tarihteki en nüfuzlu kişilerden birisi olmuştur.[10]
Haber34tech 